13. Bölüm: "Son kez"

597 25 2
                                    

Sabah aynı şekilde okula söylenerek kalktım. Dün çok yorulmuştum ve şimdi tek istediğim şey uyumaktı. Ama okul buna maalesef izin vermiyordu.

Lavaboya gittim, yüzümü yıkadım. Bugün olan derslerin kitaplarını çantama koyup aşağı indim. Annemlere "Günaydın."dedim ve kahvaltıya oturdum. Uykulu olduğum için pek konuşmadım. Kahvaltımı bitirip "Ben odama çıkıyorum, hazırlanacağım."dedim ve masadan kalktım.

Odama çıkıp direkt banyoya gittim ve dişlerimi fırçaladım. Banyodan çıktıktan sonra okul kıyafetleriimi giydim ve saçlarımı örüp sağ omzumdan bıraktım. Hafif makyaj yaptım ve hazırlanmamı tamamladım. Kulaklığımı ve cüzdanımı çantama koydum ve çantamı alıp aşağı indim.

Bugün nedense durgundum. Aklımda tek bir düşünce vardı. Neden Umut gidecekti ki? Ona "Sevgilinle konuşuyormuşsun." dedikten sonra inkar etmemişti sevgilim değil diye. Bu demek oluyordu ki Azra Umut ayrı şehirdelerdi ve Umut da Azra'nın yanına gidecekti.

Sessizce evden çıktım ve arabaya bindim. Telefonumdan şarkı açıp kulaklığımı taktım ve yol boyunca şarkı dinledim. Arabadan inip zorla gülümseyerek annemlere "Görüşürüz."dedim. Bahçeye girdim ve Umutları gördüğümle  kaldım. Hemen kendimi toparladım ve hafif kafamı sallayıp selam verip kahve almaya gittim.

Kahve alıp Çınar'ı gözlerimle aramaya başladım, ama bulamadım. Kesin uyanamamıştı. Acaba arasa mıydım? Telefonumu çıkarıp ve Çınar'ı aramaya başladım. Telefon çalıyordu ama açan yoktu. Arama sonlanınca tekrar aradım ve bu sefer tam kapanacakken Çınar telefonu açtı.

"Efendim." Dedi uykulu sesiyle. Bende "Çınar'ım farkındaysan bugün okul var."dedim. Bu sırada da bahçede banka oturmaya gidiyordum. "Ya her hafta içi gidip duruyoruz. Yeter artık bıktım ya."dedi. Haklı isyandı ama yapacak bir şey yoktu. "Çınar hadi bak derse on beş dakika var, hızlı ol."dedim. söylenerek kalktı ve "Tamam kapat hadi."dedi. "Bayy."diyip telefonu kapattım.

Bir yandan kahvemi içip diğer yandan etrafa bakınıyordum. Dünün yorgunluğunu kimse atamamıştı anlaşılan çünkü herkes uykuluydu ve yorgundu. Ama yorulduğunuz kadar da eğlenmiştik özellikle su savaşı baya güzeldi. Etrafa bakarken Umutların oturduğu yere baktım ve Umut'un kalkmış bana yürüdüğünü gördüm. Ne diyecekti acaba?

Yanıma geldi ve "Oturuyorum?"dedi yan tarafımı göstererek. Kafamı salladım ve "Tabi."dedim. Oturdu ve "Naber?"  dedi. Bende "İyidir senden?"dedim. Umut "İyidir. Şey seninle bir şey konuşmam lazım."dedi. Kaşlarımı çatarak ona baktım ve "Hayırdır?"diye sordum. Derin nefes aldı ve "Ben gidiyorum." dedi. Bende "Hadi ya, nereye gidiyorsun?"dedim sesimi ifadesiz tutmaya çalışarak. Umut "Kız arkadaşım Antalya'da ve sürekli onu düşünmekten artık daha fazla dayanamayacağımı hissettim ve Antalya'ya onun yanına gitmeye karar verdim."dedi. Antalya'ya onun yanına gitmeye karar verdim.Bu cümle kafamın içinde kendini tekrarlayıp duruyordu. Derin nefes aldım ve "İyi ne güzel. Neden bana söyledin?"diye devam ettim. Umut da "Edebiyat projesi için yani sen yalnız yapmak zorunda kalacaksın."dedi. Bende "Peki görüşürüz."dedim ve ayağa kalktım. Sınıfa çıkıp Çınar gelesiye kadar kafamı sıraya koyup her şeyden soyutlaşmak istiyordum.

Umut'un bir şey demesine fırsat vermeden sınıfa çıktım ve sırama oturdum. Zil çalasıya kadar kafamı sıraya koydum. Kaç dakika öyle durdum bilmiyorum ama omzuma hafifçe değen el ile birlikte başımı kaldırdım. Elin sahibine baktım ve "Noldu?"dedim. Umut sırasına oturdu ve "İyi misin? "diye sordu. Kafamı salladım ve "İyiyim dünün yorgunluğunu atamadım üzerimden."dedim. Gülümsedi ve "Tabi atamazsın o kadar su savaşı yaptık,oyun oynadık. Sadece sen değil ayrıca okul bugün ölü gibi."dedi. Sadece kafamı sallamakla yetindim ve önüme döndüm. Ders zili çalınca tam o sırada Çınar girdi içeriye. Yazık kuzum ya hâlâ gözlerinden uyku akıyordu.

Yıllar sonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin