Küçük Sırlar

8.1K 427 6
                                    

Şaka gibiydi. Az önce yaşananların hiç bir açıklaması olamazdı. Sanki bir filmden alınmış bir kaç sahneydi. Alex beni kucaklayıp siyah spor arabasinda yan koltuguna oturttu. Elime bir kumaş parçası tutuşturup belime bastırmamı söyledi.

Ve arabayı çalıştırıp gazı kökledi.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum incecik çıkan sesimle.

"Evime" dedi kısaca.

Yol gittikçe uzuyordu ve beynim hiç birşey kavrayamaz durumdaydı. En sonunda uzun ve duruşlarından taviz vermeyen çam ağaçlarının yolun iki yanına ayrılarak açtığı bir yola girdik. Hafif bir yokuş çıkıyorduk. O sırada farların yanmadığını fark ettim. Ev yolun sonunda görününce birden rahatladım. Hemen inmek istiyordum. Alex evin bahçesine girdikten sonra yine bahçede yer alan otoparkın kapısına geldi ve otomatik kapı küçük bir kumanda sayesinde açıldı. Kapımı açtım ancak bacaklarım beni taşıyamadı ve düştüm. Belim daha çok sızladı. Alex hemen beni kavradı ve garajın evle bağlantılı olan kapısından yukarı çıktık. Göz kapaklarım ağırlaşmıştı. Beni zarifçr yatağa oturttu ve banyoya gidip ıslak bir bezle geri döndü.

"Bluzunü çıkarmanı rica etmek zorundayım."

Doğru söylüyordu ancak ben yine de utanmıştım. Gözlerimden anlamış olacak ki bana yapacak birşey yok der gibi bir bakış attıktan sonra hafifçe gülümsedi. Bluzü çekip çıkardım. Islak bez yeterli olmayacaktı iyice temizlenmeli ve mikrop kapmamalıydı. Ama ben daha ağzımı açamadan beni ellerimden tutup kaldırdı ve odasındaki dev giysi dolabının önündeki aynaya yaklaştırdı. Yan çevirip sırtıma bakmamı sağladı. Kan sızan yaramın etrafı yayılan kanla iyice kötü görünmesini sağlıyordu. Kesik ne çok derin ne de çok önemsiz görünüyordu. Sanki bunu yaparken emin olamamış gibilerdi. Gerçi beni öldürmek istediklerinden emindim. Alex ıslak bezi yaranın üzerine değdirince hafifçe ürperdim. Usulca kanı silmeye başladı. Yaramın tamamına dikkatle bakmaya başladım. İlk önce ince bir çizgi haline geldikten sonra yavaş yavaş tenime karıştı ve yok oldu. Gözlerimi kırpıştırıp tekrar baktım. Yoktu , gitmişti. Alex tekrardan sırıtarak bana baktı.

"Öğreneceğin çok şey var ufaklık" dedi.

Salona geçtiğimizde üzerimde Alex' in eşofmanları vardı. Geniş ve ferah bir odaydı.  Bahçeye bakan kısım camla kaplıydı. Geniş saksılar içinde büyük çiçekler vardı. Soluk kahve bir kanepe ve tam karşısında büyük bir televizyon. Ama daha da önemlisi her yer yani tüm duvarlar raflardaki kitaplarla doluydu. Geldiğimde perişan bir halde olduğumdan hiç inceleme fırsatım olmamıştı. Yavaşça kanepeye oturdum ortada bulunan büyük sehpaya da Alex geçti. Ve sordu.

"Küçük Sırlarını bilmeye hazır mısın?"

LUCIFERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin