2. BÖLÜM

437 10 0
                                    

Aldatılmak o kadar sarstı ki beni o gece 4 şişe devirdim. Araba kullanamazdım. Miraç beni eve bırakacağını, ben de istemediğimi kendimin gidebileceğini söyledim. Nasıl gidebileceksem artık.

Israrla elimden anahtarı aldı ve eve getirdi beni. Eve çağırdım onu. Dertleşmem için birisine ihtiyacım vardı. Beni kolumdan tutarak içeri geçirdi. Kafam allak bullaktı. Koltuğa oturttu. Atlas'ta ayaklarımızın altında koşturup duruyordu.

"Miraç, Atlas'a mamasını verebilir misin acıkmıştır."

"Tabi hemen. Atlas koca oğlan olmuş şu hale bak zıplasa boyuma gelir."

"Öyle öyle büyüdü yavrucak."

Belli etmemeye çalışıyordum ama Miraç çoktan anlamıştı yıkıldığımı. Sormasıyla ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Acıma bakışlarıyla gelip sarıldı bana.

" Ah be Güneş... Biliyorum çok üzülüyorsun. Aldatıldığını öğrendin ama inan bu senin hatan değil. En iyisi olmuş. İyi ki ayrılmışsın ondan."

"İyi ki... Çocukluk aşkımdı Deniz. Sen de biliyorsun birlikte büyümedik mi? Neden? Nasıl? Aklım almıyor."

Bu çöktüğümün resmiydi. Yazıktı bana acıyordum kendime. 2,5 yıl boyunca nasıl da kandırıldım. Demek o işim var ayakları falan hepsi yalan dolandı.

Miraç'ı yolcu ettikten sonra yatağıma attım kendimi. Silinmiş makyajım, kenarlarından çıkmış bozulmuş saçım... Baştan aşağı darmadumandım. Keşke annem ve babam olsa diyordum. Onlar da şimdi toprağın altındalar. Yanımda sadece Atlas ve Miraç vardı.

Ertesi gün uyandığımda başım çok ağrıyordu. Bir kahve yaptım kendime. Bilgisayarımı ve kahvemi alıp balkona çıktım. Aklıma bir fikir gelmişti. Yeni bir hayata başlama fikri. Köy kesimlerinde, merkezden uzak, doğayla iç içe bir yerde yaşamak hiç de fena olmazdı. Bir kaç tane bulmuştum. Üstümü giyindim Atlas'ı da alıp arabayla yola koyuldum.

GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin