21. BÖLÜM

114 4 0
                                    

Deniz kucağında Ada'yla içeriye girdi. Ada beni görünce. Gülmeye başladı.

"Anneeee!!"

"Oouuv minik bebeğim benim. Seni çok özledim."

Sımsıkı sarıldık. Dayanamayacağımı biliyordum.

"Minik kelebeğim benim. Beni iyi dinle. Ne kadar anlarsın bilmiyorum ama dinle. Ben senin annen değilim kuzum. Annen Buse. Ben senin Güneş ablanım."

"Güneş Anne!"

"Adaaa... Beni pamuk gibi yapıyorsun."

Deniz aldı yanımdan.

"Bu kadar yormayalım seni 'Güneş Anne'si'."

Son bir kez gülümsedim. Artık dayanacak gücüm yoktu. Gözlerimi kapattım. Kalbim hızla çarpıyordu. Titremeye başladım.

Miraç, "Ne oluyor? Ne oluyor? Doktor! Hemşire!"

Hızla geldiler. Çizgi bir anda dümdüz oldu titremem de durmuştu. Derin bir sessizliğin ardından doktor eliyle kalp masajı yapmaya başladı. Fayda yoktu. Tekrar şok cihazını hazırladılar. Deniyorlar deniyorlar olmuyordu.

"Yaz kızım ölüm saati 15:02"

"Başınız sağolsun."

Deniz, "Nasıl başımız sağolsun? Ölmedi o ölmedi."

Hemşire Ada'yı alıp odadan çıkardı. Ada'nın çığlıkları tüm hastaneyi ayağa kaldırdı. Atlas, Ada'nın sesini duyunca uludu. Hemen koşarak sesi takip etti. Güvenlik arkadan koşuyordu. Atlas havlayarak her yeri devire devire odaya geliyordu. Odadan girdiği gibi durdu. Kapıdan Ada'ya baktı ve ulumaya başladı. Miraç şok geçiyordu. Dona kalmıştı.

Deniz, "OLAMAZ! ÖLEMEZ GÜNEŞ!"

"Deniz? Güneş'e noldu? Uykusu mu geldi?"

"Evet kardeşim uykusu geldi Güneş'imizin. Uyuyor."

"Niye örtüyorlar üstünü?"

"Üşümesin. Üşümesin diye."

"Doğru... Yazık üşümesin."

Miraç bir anda bağırdı.

"AAĞĞĞĞĞ!"

Herkes perişandı. Atlas ağlıyordu. Gözünden akan yaşlar doktoru duygulandırdı. Daha fazla kötü hissetmeden dışarıya çıktı. Böylece benim hikayemde sona erdi...

GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin