8. BÖLÜM

177 6 0
                                    

Deniz Ada'yı almaya gitti. Miraç bana kızıyordu. Daha ilk zamanlarda böyle yüz verirsem, yine üzüleceğimi söylüyordu. Sevdiğim için ister istemez oluyordu bazı şeyler. Deniz'den uzaklaşayım derken onunla birlikte uzaklaştım. Ne yaparsam yapayım bir ayağım hep bir taşa bağlı.

Bugün çok yorucu bir gündü. Miraç erkenden yatmaya gitti. Atlas ve ben kaldım sadece. Derin derin boşluğa bakıp, olan şeyleri gözümün önüne getiriyordum. Çok geçmeden kapı çaldı. Kapıyı açmaya gittim. Gelen Deniz ve kızıydı.

"Hoş geldiniz!"

"Hoş bulduk, hoş bulduk da çantaları alabilir misin elimden? Ada uyuyor hemen yatırayım."

"Tabi ver bana. Ya da şey ııı... Ada'yı ben alayım yatağa yatırırım. Sen poşetleri mutfağa koy,çantaları odaya getir."

Ada'yı kucağıma alır almaz başım döner gibi oldu. Anlık afallama yaşadıktan sonra kendime geldim. Minik prensesi yatağa yatırdım. Deniz de arkadan çantaları getirdi.

" Deniz sen mutfağa git ikimize kahve yap, ben de Ada'nın üzerini örtüp geliyorum. "

"Peki olur." diyerek dışarı çıktı.

Dolaptan bir battaniye çıkardım ve üzerini örttüm. O kadar tatlı uyuyordu ki gözlerimi alamıyordum. Yatağın kenarına oturup sevmeye başladım. O sırada Deniz gelmiş, farketmedim.

"Kahve makinesi nerede? bulama..."

"Iıı üstünü iyice örtüyordum da. Bırak sen, ben yaparım kahveleri."

Ada'yı severken yakalandım. Sonuçta bir çocuk o ne fark ederdi. Kendimi hem iyi hem kötü hissediyordum...

GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin