Cüneyt, bana karşı yönelttiği sorunun cevabını beklerken elimi ensemden çektim mahcupça. Asya'nın beni eve çağırdığını kimse bilmemeliydi fakat ben kendi kendimi ele vermiştim. Yüzümü buruşturarak yaptığım aptallığa içimden sövdüm, Cüneyt'e karşı bir cevap vermem gerektiğini biliyordum. Ben inkar edecek olsam bile Cüneyt'in artık benden şüphelenmeye başlayacağını hissedebiliyordum. "İmparator beni çağırdı gitmem lazım dedim ama çok ısrar etti." Diyebildim sadece. Vazo kırmış küçük bir çocuk gibi annesinden azar işitmemek için köşe bucak kaçmaya çalışıyordum. Ama boşa kürek çektiğimin farkındaydım.
Cüneyt iç çekti. "Baba bilmesin. Asya'nın yanına kimse yaklaşsın istemiyor." Dedi. Başımı salladım. "Çok ısrar etti. Ben de kıramadım. Kendinden bahsetti" Patron hakkında konuştuklarımızı ona söyleyemezdim. Gerçi Nermin teyzeyi bildiğim ortaya çıkmıştı. Patron hakkında Asya'dan bilgi aldığımı anlamış olmalıydı ama takmadım. Omuz silkti. "Babanın kulağına gitmesin. Dikkatli ol! Ayrıca Kemal'e de kızgın. Bir de seninle uğraşmayalım" Dedi. Bozuk asfalta içtiği sigara izmaritini fırlattı sinirle. "Kemal bu aralar iyi değil. Babayla arası bozuk." Kaşlarımı çattım. "Ben de fark ettim. Neden ki? Yani yıllardır babayla iyi değiller miydi? Sonuçta onun sağ koluydu Kemal." Asya'yı eve götürmek için çok ısrar etmişti. İmparator Kemal'in hislerini anlamış olabilir miydi? Yoksa başka bir mesele mi vardı?
"Bilmiyorum. Babayla sen geldiğinden beridir çekişip duruyorlar." Sanki bunun sorumlusu benmişim gibi bana suçlayıcı bir ifadeyle bakıyordu. "Ne demek istiyorsun?" dedim merakla. Benim ne suçum vardı? Patron beni sağ kolu yaptıysa bu benim sorunum muydu? Cüneyt duraksadı. Sokaktaki ağaçlar rüzgarın hafifletici etkisiyle sallanıyordu. Sokakta kimse yoktu ve onunla birlikte sükûnetin içindeki harabeler, etrafı sarmaladı. İçim ürpermişti. Ellerimi kotumun cebinden içeri geçirdim. Ben de yürümeyi bıraktım ve Cüneyt'e baktım. "Kemal ile patronun arasını sen bozdun. Bunu ikimiz de biliyoruz." Dedi. Beni beklemeden depoya doğru ilerledi. Ellerimi hayretle iki yana açtım. Yüzümü buruşturup Cüneyt'in ardından bakmaya devam ettim. Kemal'in tarafını tutması beni derinden etkiledi. Evet, Kemal ile yıllardır süren bir arkadaşlığı olabilirdi ancak faturanın cezasını bana kesmesine anlam veremiyordum. Göz ucuyla sokağı taradım. Ben nasıl bir yere düşmüştüm böyle?
Cüneyt depoya girdikten sonra sokakta durmaya devam ettim. Biraz Asya hakkında düşündüm. Bu kız başıma bela olacak gibi görünüyordu. İmparatorun kızı yüzünden bana da çileli bir yol görünmüştü. Ellerimi saçlarıma götürdüm dertli dertli. Bu depo, beni hain planlarıyla daha da çok içine çekiyordu her gün. Ve bazı sorunlarla baş etmek zorundaydım artık. Daha fazla oyalanmadan depoya girdim ve yer altına indim. Odama çekilip kendi başıma kalmam benim için daha yararlı olacaktı. Daha fazla ipucu vermemeliydim kimseye. Ayrıca Asya hakkında bir daha konuşmama kararı almıştım. Zor durumda kalmadıkça kimseye, Asya için bir kelime dahi etmeyecektim. Omuz silktim umarsızca. Yatağıma uzandım. Dinlenmeye ihtiyacım vardı.
******
Cüneyt'in anlatımı
İmparator ile Burak hakkında konuşmam gerekiyordu. Kemal için endişeleniyordum. Kemal, eğer, Burak ve Asya'nın durumunu öğrenirse çılgına dönerdi. Bu olaya acilen müdahale etmem gerekiyordu. Burak, Asya'nın ısrarla onu eve çağırdığını söylüyordu ama ben pek inanmak istemiyordum. Asya, bugüne kadar hiçbir erkeği eve çağırmamıştı. O, tertemiz bir kızdı. Terbiyeliydi ve babasını üzecek bir işe kalkışmazdı. Ama anlam veremiyordum. Burak'ın zorla Asya'nın evine gireceğini de düşünmüyordum. Burak'a Kemal yüzünden kızgın olsam da onun kötü bir çocuk olmadığını anlamıştım. Ancak Asya'nın ısrarla Burak'ı eve çağırması beni çok şaşırtmıştı. Asya, ben ve Kemal hariç kimseyle yakın değildi. Burak ile asla yakın olamazdı. Ondan böyle bir davranışı asla beklemezdim. Bunca yıllık babanın himayesinde olan adamlarla bile konuşmamıştı, Burak gibi bir adamla mı konuşacaktı? Aklımda sayamayacağım kadar çok soruyla imparatorun odasına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanın Esiri (Tamamlandı)
Kısa HikayeBaşımdan kovdum tüm düşünceleri. Kirlenmiş zihinle yaşayan bir insandım herkes gibi. Ancak tutkuluydum. Sürükleniyordum. Şeytanın esirliğine. Ya da bir başkaldırışa kim bilir? Ne yaptıysam yaranamadım kendime. Yapacak tek bir şey kaldı. Ben de her ş...