İlk İlişki
Parmak uçlarım karıncalanıyordu. Bedenimde sinsi bir şeytan gibi gezen adrenalin gittikçe nabzımın yükselmesine neden oluyordu. Jongin'in gözlerinin içine bakıyordum, onun gözleri ise yüzümü tarıyordu. Bana doğru bir adım attı ve ellerini belime yerleştirdi. Soluğum kesilmişti.
"Bunu yapmak istediğine emin misin?" diye sordu fısıldar gibi.
Ne yapacağımızı bildiğim için mi bu kadar tahrik olduğumu kestiremiyordum. Zihnim allak bullaktı. Kafamı onaylar şekilde salladım ve kendimden emin bir şekilde "Evet," dedim. "Seni istiyorum."
Dudaklarında alaycı bir gülümseme belirdi ve aramızdaki mesafeyi giderek kapattı. Parmaklarımı saçlarının arasına geçirdim ve daha fazla bekleyemeden onu sertçe kendime çektim. Baş döndürücü kokusu beni esir alırken dudaklarım yavaşça aralandı. Dilini nazik bir şekilde alt dudağımda gezdirip hemen ardından emdi ve bir anda tutuşu sertleşti. Bir şey ona kendini kaybettirmiş gibi dudaklarıma abandı. Kendimi tutamamış ve inlemiştim. Ağzının içi cehennem gibiydi. Dudaklarımı sertçe ısırıyor ardından ısırdığı yeri emiyordu. Bu da öpücükten daha çok zevk almamı sağlıyordu. Dilini ağzımın içine kaydırarak dilimin üzerinde gezdirdi. Ummadığım bir hızda beni arkamdaki yatağa yatırdı. Vahşi bir hayvan gibi dilimi emmeye başladı. Daha fazlasını istediğimi hissettim, o da bunu anlamış gibi burnunu çeneme sürterek boynuma yöneldi. Sıcak nefesini boynumda hissettiğim anda istemsizce omurgamı dikleştirdim. Bileklerimi kavrayıp beni olduğum yere sabitledi ve boynumu daha hırslı bir şekilde emdi. Dudaklarından dökülen hırıltılar daha fazla sertleşmemi sağlıyordu.
Hiç beklemediğim bir anda geri çekildiğinde şaşkınlıkla ona baktım. Ama onun yüzünde keyifli bir gülümseme vardı. Eli tişörtüne gitti ve onu bir çırpıda üzerinden çıkardı. Kirpiklerinin arasından bana bakıyordu ve bu onu daha çok istememe neden oluyordu. Yavaşça üzerimden kalkmış ve önümde yere çömelmişti. Ne yaptığına bakmak için dirseklerimin üzerinde doğruldum. Elleri yukarı uzandı, az önce bana vermiş olduğu pantolonun düğmelerini yavaşça çözdü, sonra hiç telaşsız fermuarımı indirdi. Sonra gözlerini gözlerimden ayırmadan pantolonu kalçalarımdan aşağı doğru sıyırdı. Baygın bakışlarımı ondan kaçıramıyordum.
Durdu, dudaklarını yalarken gülümsemesini hiç kaybetmedi. Öne eğildi ve dudaklarını bacaklarımın arasına sürttü. Onu hissediyordum. Orada.
"O kadar güzel kokuyorsun ki," diye mırıldanarak gözlerini yumarken yüzünde saf zevkin yansıması vardı. Sonra spor ayakkabılarımın bağcıklarını çözerek çoraplarımla birlikte onları çıkardı. Nefes nefese ve istekle doluydum. Ayağa kalktı ve kot pantolonumu tamamen çekip çıkardı. Yatakta sadece tişörtümle ve boxerımla duruyordum. Jongin tepeden bana bakıyordu.
"Çok güzelsin, Kyungsoo." diye mırıldandı. Sesi baştan çıkarıcıydı.
Kendi pantolonuna uzandı ve az önceki gibi düğmelerini telaşsızca açtı. Pantolonu bacaklarından sıyırırken gözleri hâlâ üzerindeydi. Tekrar önümde eğildi ve bacak içlerimi öptü. Öpücükleri göbek deliğime doğru tırmanırken tişörtümü yukarı kadar sıyırdı. Kuzeye doğru yol alıyor bedenimi öpücüklere boğuyordu. Tenim yanıyordu, yanaklarım kızarmıştı ve bedenimi sıcak basmıştı.
Tırnaklarımı altımdaki çarşafa geçirmiştim. Yanıma uzandı ve tişörtümden kurtulmam için bana yardımcı oldu. Ardından göğüs uçlarımdan birini sıktı. Meme ucuma hafifçe üflerken kasıklarıma kadar uzanan tatlı bir duyguyla inledim. Islanmıştım. Dudaklarını dudaklarımda hissettiğimde çok geçmeden ona karşılık verdim. Eli belime oradan da kalçama indi ve sonra beni yavaşça avuçladı. Nefesim kesilirken eli boxerımın içine kaydı ve parmakları orada yavaşça gezindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 days to the wolves, kaisoo
Short StoryAvcı göğsünü sırtıma iyice yasladıktan sonra sivri tırnaklarından birini boynuma yasladı ve son kez gözlerimin içine bakarak dostça gülümsedi. 12 Ocak 2018, 0242 02 Mayıs 2020, 1648