Dilan banyodan aldığı bezi Berdan'ın yarasına koymuş ve bastırmaya başlamıştı ama kanama durmuyordu. Telaşla ne yapacağını şaşırsada hemen kimseye duyurmadan Reber'in odasına hızlıca girmişti ama odada beklemediği biri daha vardı.
Reber akşam olduğunda nerdeyse aynı evin içinde günlerdir konuşmadığı Dilşayı odasının önünden ğeçerken sıkıştırmış ve elinden tuttuğu gibi kendi odasına çekmişti. anlamıyordu bu kızda son günlerde bir gariplik vardı.
Kenisini birden Reberin odasında bulan Dilşa hemen geri çıkmak için kapıyı açmıştı ki Reber onu kolundan tutup kapıyı kapatmış ve kendisini kapıya yaslamıştı. Şimdi kaçıcak bir yeri kalmamıştı çünkü kapı ve Reber arasında kalmıştı.
Reber beklemeden konuşmaya başladı.
- Dilşa sen en yapıyorsun? Bu tavırlar saçma sapan davranışlar ha birde her gördüğün yerde benden kaçıyosun ne demek oluyo bütün bunlar.
Dilşa kendisini sorgulayan adama bakamamıştı. yoksa neler olduğunu söyleyebilirdi buda onun ve bütün ailenin hayatını değiştirirdi. ellerini tutan adamı bütün kuvvetiyle biraz itti ve kendisinden uzaklaştırmaya çalıştı. Yoksa konuşamıycaktı.
- Birşey olduğu yok. Sadece biraz halsizim ve sen benimle yeterince ilgilenmiyosun.
Yalan söylemişti Dilşa şuan kendisine içten gülümseyen adama yalan söylemişti.
Evden hemen yanlarında oturan teyzelere gitmek için çıkmıştı akşam ezanı okunuyordu ama Ezma eline kurabiyeleri tutuşturmuş komşulara götürmesini istemişti. Yarın götürürüm desede işte onlar bunu çok seviyo yaşlılar, yalnızlar götür demişti.
Dilşa'da daha fazla oyalanmadan kurabiylerin olduğu tabağı alıp evden çıkmıştı. Kapıyı açık korumalara hemen karşı taraftaki evd gideceğini söylemiş ve tabakla karşıya geçmişti.
Evin büyük bahçesine girdiğinde daha bir kaç adım atmıştı ki ağzına kapanan elle elindeki tabak yere düşmüştü. Çırpınsada fayda etmemiş arkasındaki adam onu eve zorla sokmuştu.
Kaçmaya çalışan Dilşa bir yandan bağırıyordu onun hemen arkasından çıkan Ezmada yan eve gelmiş yerdeki tabağı alıp evin önünde beklemeye başlamıştı.
Bu adamandan başka kurutuluş yolu yoktu. Söylediği herşeyi yapmak zorundaydı ama kendini o kadar iğrenç hissediyorduki merdivenlerine oturduğu konağın önünde Dilsa'nın çığlığını duymasıyla ağlaması dahada şiddetlenmişti bu yaptığı için kendini asla affetmiycekti.
İçerdeki adam Dilşa'nın ağzını yeniden kapamış kitlediği kapıya kızın sırtını ardı ardına vurmaya devam etmişti. Başını kapıya vuran kız acıyla güçlü bir çığlık atmıştı ama adamın çıkarıp boğazına tuttuğu bıçakla oldugu yerde sinmişti. Kulağına yaklaşan adam ürkütücü sesiyle sessiz olmazsan boğazını keserim şimdi sus ve sadece beni dinle demişti.
Dilşa boğazındaki bıçakla nefesini tutmuştu ve başını aşağı yukarı sallamıştı. Genç adam elini kızın ağzından yavaşça çekti ve sessiz olduğunu görmesiyle kolundan tutup koltuğa otutturdu.
- Eger bugün burda olacakları birine anlatırsan önce seni ya da önce Reber'i sonra aileni öldürürüm.
Dilşa nefesini tutmuş adama bakıyordu. Kimdi bu adam neler diyordu böyle ne istiyordu kendisinden bu evde neden o yaşlı çift yoktu. Sorular aklında devam ederken adam konuşmaya başladı.
- Ben Ezmanın kardeşiyim tabi seninde.
Karşısında gözleri kocaman olan kadını gördüğünde ara vermeden konuşmasına devam etti adam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA
General FictionGerçekten bir töre hikayesi okumak isterseniz buyrun . Töre , Berdel , Kuma Mardin'in topraklarında hepsine yer vardı da . Aşkı için savaşanlara yer varmıydı.