3

97 41 45
                                    

Haru bedeninde derin bir sızıyla uyandı. Dünü az çok hatırlıyordu. Peter onu sabote etmiş ve başarısız olmasına neden olmuştu. Ona hala sinirliydi. Zamanından çalıp başka hareketler öğretebilecekken onu oyalamıştı. Sinirle üstündeki örtüyü fırlattı. Kalkacağı sırada kapısı açıldı ve Peter ile Zack içeri girdi. Peter biraz hırpalanmış gibiydi. Zack sinirli sayılabilecek bir ifadeyle oğlanın ensesini kavrayıp Haru'nun ayaklarına doğru diz çöktürmüştü. Poseidon'un büyük oğlu muhtemelen üstü bile sayılmayan bir kızın önünde diz çökmüştü. Bunu kendine yediremedi. Yerinde rahatsızca kıpırdanıp ayağa kalkmaya yeltendi. Zack sinirle dizinin arkasına tekme atıp tekrar çökmesini sağlamıştı. Peter sinirle Zack'a bakarken ortamdaki gergin hava Haru'nun sesiyle bölünmüştü. 

" Buna gerek yok." 

Peter ona bakarken bir yandan da çırpınıyordu. Haru bu kez ona dönerek tıslarcasına konuştu.

" Bunu tekrar yapmayı aklından bile geçirme. Tanrıları hayal kırıklığına uğratmama sebep olacak tek bir hareketinde, ölürsün."

Peter hala ona bakarken Haru kalkmaya çalışmıştı. Bedeni çok ağrıyordu ve her hareketinde kasları geriliyordu. Ayağa kalkacakken acıyla inleyip tekrar yerine oturdu. Peter endişeyle ona bakarken Amy yanına gelip tekrar yatırmıştı onu. Gece üstüne geçirdiği şalı çıkarıp bedenini açtı. Kızın kollarında ve bacaklarında morluklar vardı. Bu halde bırak antrenmanları meditasyonlara bile katılamazdı. Bu günlük ona izin vermek iyi olacaktı. Zaten bir aydır oldukça sıkı çalışıyordu ve bir izni hak etmişti. 

" Bu gün biraz dinlensen iyi olur Haru. Yarın devam ederiz."

" Devam edebilirim."

Peter lafa atladı bu sefer.

" Biraz dinlen. Yarın erken kalkar çalışırız. Aradaki farkı kapatırız."

" Seni ilgilendirmez."

" Ölmek mi istiyorsun? Sıradan bir yorgunluk değil bu. Kasların bedenine isyan ediyor. Söyleneni yap ve dinlen."

Haru sinirle ona bakarken yenilgiyi kabul edip susmuştu. Yatağa uzanıp üstünü örttüğünde Amy ona gülümsemiş o ise boş gözlerle bakmıştı. Zack hem suçluluk duyuyor hem de Peter'ın söylediklerinde haklı çıkmasından dolayı korkuyordu. Eğer Haru en azından güven duygusunu tadabilseydi, sadece güvenebilseydi bile işler çok daha iyi olacaktı. Gelecekte bir gün Haru'nun onlara güvenmesi  ümidiyle çıktı odadan. Koca odada sadece Haru ve Peter kalmıştı. Haru acıdan suratını ekşitirken Peter acıyla bakmıştı ona. Bu hale gelmesinin nedeni kendisiydi sonuçta. Yandaki yatağa oturup kızı izlemeye başladı. Daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladı.

" Bak, özür dilerim. Babamın kanından olduğun için kardeşim sayılırsın ve babam çocukları arasındaki rekabeti ölümcül bir boyuta taşır. Küçük kardeşim güçsüz olduğu ve babamın verdiği görevi yerine getiremediği için reddedildi. Tanrı kanına sahip hiç kimsenin onu görmesine izin verilmedi ve kardeşlikten atıldı. Bunun bana da olmasını istemiyorum."

Kafasını kaldırıp kıza baktı. Kız tavana bakıp gözünü kırpmadan duruyordu. Peter onu bölmemesine sevinip devam etti söze.

" Hayatım boyunca parmakla sayılacak kadar az gördüğüm babamın beni reddetmemesi için çabaladım. Her istediğini yaptım. Bu kadar hızlı öğrendiğin için ve birden fazla tanrının gücüne sahip olduğun için beni kolaylıkla geçebilirdin. İtiraf ediyorum seni kıskandım ama Zeus'un kanına sahip olanların sinirlendiğinde bu kadar tehlikeli olabileceğini bilmiyordum. Duygularım görevimi yapmama engel oldu ancak böyle bir şeyin bir daha asla olmayacağı konusunda sana yemin ederim."

EGALİTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin