9

37 13 1
                                    

" Ne demek bu gün ava çıkmayacağız! Onun yüzünden görevimizi aksatamayız!"

Haru öfkeyle Elizabeth'e döndü. Onun yüzünden ava gidemiyordu. Bu sinirlerini kontrol etmesini zorlaştırıyordu ama şu an zerre kadar umurunda değildi. Eğer görevini yapmasına engel olacaksa ölmesi sorun olmazdı. Kız bu sırada korkuyla yerine sinmiş Peter ve Haru'nun tartışmasını izliyordu. Gözleri korkuyla açılmış bir haldeyken Haru'nun ona dönmesiyle gözlerini hemen kapattı. 

Amy kızın korktuğunu fark etti. Kızı omuzlarından tutup kaldırdı ve mutfağa soktu. Peter ve Haru hala tartışıyordu. Amy kızı oturtup bir bardak su verdi. Kız suyu içip biraz sakinleştikten sonra Amy'ye döndü. 

" O...o neden bu kadar sert?"

Amy derin bir nefes verip kızın karşısındaki sandalyeye oturdu. 

" Dün Zack'in sana söylediği şeyi hatırlıyor musun? Onun duyguları olmadığını söylemişti."

Kız şaşkınca başını salladı.

" Ben onun şaka yaptığını sanmıştım. Yani demek istediğin nasıl bir insanın duyguları olmaz ki?"

"Haru bir insan değil aslında. Yani tanrılar onu yaratırken kendi kanlarını kullandılar yalnızca. İnsan kanı koymanın onu zayıflatacağını düşündüler. Bu yüzden hissedebildiği tek şey öfke ve nefret."

" Tanrılar mı? Bir saniye ne tanrısı ne yaratması?"

" Biz tanrıların yarı insan çocuklarıyız. Benim annem bilgelik ve savaş stratejisi tanrıçası Athena. Zack'in babası yıldırım tanrısı Zeus ve-"

" Bir saniye bu çok saçma. Sıradan insanlarsınız ve insanları öldürüyorsunuz ama deli olduğunuzu bilmiyordum. Yani demek istediğim kafayı mı sıyırdınız? Eski yunan tanrılarından yarı insan çocuklar olduğunuza inanmamı mı bekliyorsunuz? Ben deli değilim"

Kız bir an karşısında sanki arkadaşı varmış gibi rahat rahat ve diklenerek konuşmuştu. Amy derin bir nefes alıp karşısındakinin kim olduğunu hatırlamasını bekledi. Biraz sonra aklına bir fikir geldi. Bu ona güçlerini tanıtmak için iyi bir fırsattı. Ayağa kalktı ve kızın bileğinden tutup bahçeye çıkardı. Kız korkuyla Amy'ye baktı. Yanlış davrandığını biliyordu ama ölmek istemiyordu. 

" B-bak özür dilerim seninle öyle konuşmamam lazımdı. Lütfen beni öldürme."

Amy güldü. Bahçeye çıktıklarında Zack'in parkurda koştuğunu gördü. Diğerlerini de bahçeye çağırdığında tekrar kızın yanına geldi. Kızın etrafında çember oluşturmuşlardı. Kız etrafında dönüp onlara baktı. Ne yapacaklardı? O sokakta çocuğu öldürdükleri gibi kendisini de hep birlikte öldürüp üstüne isimlerini mi kazıyacaklardı? Amy kızın endişesini anlamış ve konuşmaya başlamıştı.

" Elizabeth bizim yarı-tanrı olduğumuza inanmıyor. Ona kendimizi kanıtlamanın ve güçlerimizi göstermenin zamanı geldi diye düşündüm. Yuuki senden başlamaya ne dersin?"

Yuuki gülümeyip kafasını salladı. İki adım öne çıkıp kıza yaklaştı. 

" Ağrıyan ya da acıyan bir yerin var mı?"

Kız kafa sallayıp kolunu gösterdi. Yuuki sağ elini kızın koluna getirip değdirmeden orada tuttu. Bİraz sonra ellerinden soluk yeşil bir ışık çıktı ve kızın acısı kayboldu. Şaşkınlıkla Yuuki'ye bakan kıza karşılık Yuuki sadece gülümsedi ve konuşmaya başladı.

" Ben şifa tanrıçasının kızıyım. Asklepios'un kızı Yuuki."

Sonra Ryou geldi kızın yanına Yuuki tekrar yerine geçip beklemeye başladı. Ryou kıza bakıp konuştu. 

" Ellerimden çıkacak bir ışık falan bekliyorsan boşa ümitlenme bence. Ben sadece günahları tespit edebilirim. Hata tanrıçası Ate'nin oğlu Ryou."

Kızın önünde asil bir havayla eğilip kalktığında gözlerinin rengini değiştirdi. Parlak maviler kan kırmızısına döndüğünde gözlerini açıp kıza baktı. Kızın şaşkınlığı giderek artıyordu. Bunlar nasıl mümkün olabilirdi ki?

Ryou da Yuuki gibi yerine geçip beklerken Bu sefer Peter çıktı kızın karşısına.

" Onlar gibi az bilindik bir tanrının çocuğu değilim."

Kıkırdayarak söylediği şey ile Yuuki ve Ryou'nun ağzından bir 'hey' nidası çıktı ama olayı fazla uzatmadılar. Peter sağ elini kaldırıp avucuna su topladı ve ona girdap şekli verdi.

" Ben Olympos tanrılarından Yüce Poseidon'un oğlu Peter."

Kız elini yavaşça suya değdirdiğinde suyun şekli bozulup dağıldı ve tekrar Peter'ın bedenine girdi. Kızın eli huylanmıştı. Ağzından hafif bir kıkırtı çıkarıp kendine doğru gelen Zack'a baktı. 

Zack kızın önüne gelip avuçlarını birleştirdi. Ellerini yavaşça açtığında aradan çıkan küçük yıldırımla kızın nutku tutulmuştu.

" Peter'ın babasından daha kıdemli bir tanrının oğluyum. Olympos tanrılarının lideri Yüce Zeus'un tek oğlu Zack."

Kız hayranlıkla Zack'in ellerinin arasındaki yıldırıma bakıyordu. Bu büyüleyiciydi. 

Zack yerine geçerken Haru geldi bu sefer. Kıza olan bakışları değişmişti. Hala herhangi bir duygu yoktu tabi ama en azından nefretle bakmıyordu artık. Kız tedirgin bir şekilde ona bakarken Haru arkasına dönüp Zack'a baktı. Zack onay verdiğinde Haru memnun olduğunu belli eden bir sırıtışla önüne döndü. 

" Ben 5 farklı tanrının kanını taşıyorum. Hades bana öfkemi verdi. Afrodit ve Phersephon zarafeti, Athena dövüş yeteneğimi verdi bana. Ama Poseidon ve Zeus bizzat güçlerini aktardılar."

Cümlesini bitirdiğinde gözleri parlamaya başlamıştı. Yavaşça yükselip sol elini kaldırdı. Bir anda ortaya çıkan ve gökyüzünü kaplayan bulutlardan aniden şimşekler çakmaya başladı. Daha sonra sağ elini kaldırdı ve havuzdaki suyu kendi hizasına kaldırdı. Su havada ahenkle süzülürken Haru'nun cızırtılı sesi duyuldu. 

" Ben Haru. Yeryüzündeki adaletin savunucusu."

Sonunda küçük şovu sona erip yere indiğinde kızın gözlerine baktı. Kız hayranlıkla gözlerini önce Haru'nun üstünde gezdirdi sonra ötekilere çevirdi bakışlarını. Hepsi gerçekten tanrı kanı taşıyordu. Kitaplarda okuduğu tüm o şeylerin aslında gerçekten var olduğuna şahit olmak muazzamdı. 'suikastçiler' aslında tanrılar tarafından gönderilen adalet savunucularıydı. Gözlerine inanamıyordu. 

Amy ona yaklaşıp gülümsediğinde o da karşılık olarak gülümsedi. Hala çok şaşkındı. Hep birlikte sohbet etmek için eve girdiklerinde kız ilk kez onlardan korkmuyordu. 

XX

Bölüm ötekilere göre biraz kısa kaldı ama içime sindi. Bu bölüm nasıldı sizce? Elizabeth'i sevdiniz mi?

 Ondan önce, ismi doğru tahmin ettiniz mi? 

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi satır arası yorumlarda belirtmeyi unutmayın. Tabi vote vermeyi de. Gelecek bölümde görüşmek üzere.

EGALİTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin