2.1

18 4 0
                                    

Muhtemelen bu Hakan'dı. Neden bizi odaya kilitlediğine anlam veremesemde bir şey demedim.

Beni hala o şekilde tutarken kolum acıyordu doğrusu. Sakin olmalıydım. Bugün geçirebileceğim ikinci kriz beni dağıtabilirdi.

Toparlanmam zor olurdu. Hakan bir şey demeden beni öylece tutuyordu. Sanırım kim olduğumu anlamaya çalışıyordu. "Beni iyi dinle..." diye başlayan uzunca sözlerine maruz kaldım.

"Karambol'den uzak duracaksın. Gerekirse 2 yarışmaya da katılmanıza izin vermem. Sibel gelecek. Seni istemiyorum. Duydun mu beni?" diye bağırmaya başladı. Kolumu haddinden fazla sıkıyordu ve kızardığından emindim.

Sonra bir kaç saniye kendini toparladı ve "Sen ne arıyorsun burada?" dedi. Sanırım hırsız muamelesi de görecektim.

Beni kolumdan sertçe ittirerek bıraktı. Yere çökmüştüm. Daha sonra masasını toplamaya başladı. "Bir de hırsız mı çıkacaksın başımıza?" diyerek sinirle konuştuğunda yanağımdan süzülen yaşlara daha fazla engel olamadım.

Tekrar "Ne işin var burada ?" deyince hızlı hızlı konuştum. "Bir kaç kişiyle aşağıda çalışma yapıyorduk. İşimiz uzun süreceği için benden anahtar istememi söyledi Ege." dedim.

Hakan pis bir sırıtışla "Buna bayıldım." dediğinde ne yapacağını az çok anlamıştım sanırım.

Ben nefeslerimi düzene sokmaya çalışırken yerden kalkamadım bile.

Hızlıca eşyalarını aldı ve odadan çıktı. Ardından kapıyı kilitledi.

Burada kalmıştım. Biraz sonra Ege ve isimsiz de giderse tamamen burada kalacaktım.

Ağlamam şiddetlendi. Olayın şokuyla yerde kalmıştım. Kendimde kalkacak gücü de bulamıyordum.

~~~
Aradan kaç saat geçti farkedemedim bile. Sanırım bayılmıştım. Kafam dönüyordu. Biraz oturmaya çalıştım. Buradan nasıl çıkabileceğimi bilmiyordum. Bağırsam bile ses aşağı gitmezdi.

Elimi cebime götürüp telefonumu bulmaya çalıştım ama yoktu. Büyük ihtimalle telefonum onların yanında kalmıştı . Telefonumu bulsalar bile isimsiz evime götürürdü muhtemelen. Evimden tekrar buraya gelip beni bulmaya çalışması çok küçük bir ihtimaldi.

Duvar saatinden saati görmeye çalıştım. Saat gece 12 olmak üzereydi.

Belki isimsiz ve Ege çoktan gitmişti. Ben sabaha kadar bu yerde ne yapacaktım gerçekten?

Bir süre sonra ayak sesleri duydum. Çok yorgun hissediyordum ama gücüm yettiğince bağırmaya başladım.

Sesim çıkmıyordu resmen. Ama aldırış etmeden bağırmaya çalıştım. Beni duymuyorlardı.

O anlık sinirle masaya ayağımla vurdum. Belki ses yaparsam buraya gelirler diye düşünmüştüm ama masanın üzerinde duran cam bardak yere düştü.

İstediğim ses çıkmıştı ama küçük cam parçası bacağımı kesmişti sanırım.

İstediğim gibi oldu, Ege'nin sesini duydum. Kapının kolu haraket etti ve kilitli olduğunu farkettiler.

Sanırım kırmaya çalışıyorlardı ve en sonunda kapı açıldı. İsimsiz bana doğru koştu ve adımı seslendi.

Ege ise şok geçirmiş gibi bakıyordu. İsimsiz beni kucağına aldığında hemen odadan çıktık.

Merdivenleri indiğinde salona geçip beni koltuğa bıraktı. Ben hala krizin etkisiyle sessiz sessiz ağlıyordum.

Ağlamaktan da nefret ediyordum zaten. Herkes beni bu şekilde görüp acıyordu. Elimde değildi kendimi tutamıyordum bile.

İsimsiz üzerindeki gömleği çıkarıp üzerime örttü. Bu gibi zamanlarda buz kesiyordum nedense.

Ege koltuğun ucuna oturmuş sessizce küfürler ediyordu. Hafifçe doğrulmaya çalışıp kısık sesle konuştum. "Bacağım kesildi galiba." dediğimde isimsiz pantolonumun paçasını sıyırmaya başladı. Siyah olunca kan belli olmuyordu ve ben de neresi olduğunu tam bilmiyordum.

İsimsiz yarayı bulduğunda Ege'den bir şeyler getirmesini istedi. Ege hemen getirdiğinde isimsiz yarayi halletti. Çok derin değildi ve küçüktü, kısa sürmüştü.

İsimsize döndüm ve "Sarıl bana." dedim. Bu soru sebepsizce kötü hissetmeme sebep olmuştu ama isimsiz bana sarıldı. Bir süre öyle durduk ve bana iyi gelmişti.

Aradan bir saat kadar geçtiğinde başımın dönmesi hariç kötü hissetmiyordum. İsimsiz'den ayrıldığımda onlara sordum.

"Siz neden buradasınız?" İsimsiz açıklamaya başladı, "Hakan anahtarı bırakmamış." Sanırım unutmuştu çünkü benim orada sabaha kadar kalmam için isimsiz ve Ege'nin buradan gitmesi gerekirdi.

"Beni hiç merak etmediniz mi?" Bu sefer Ege sinirle konuştu, "Hakan senin erken çıkman gerektiğini söyledi. Aklımıza gelmedi ki seni kilitlemiş olabileceği."

Bugün son derece iğrenç bir gündü. Sabah kriz geçirmiştim akşam kilitli kalmıştım daha doğrusu hala kilitliydik.

İsimsiz açıklama gereği duymuş gibi devam etti,"Biz de anahtar arıyorduk üst katta. Neyseki bulduk seni." dediğinde ,"Teşekkür ederim." dedim.

"Ben lavaboya gideceğim." dediğimde isimsiz yardım etmek için ayağa kalktı.Sonra Ege'ye de seslendi. "Ege sen de gel hem anahtara bakarız." diyince tekrar hep beraber yukarı çıktık.

Bacağımda ufak bi sızı vardı ama çok da sorun etmiyordum. Merdivenleri çıktım. Lavaboya girdim , isimsiz ve Ege de etrafa bakmaya devam ettiler.

Lavaboya girdiğimde elimi yüzümü yıkadım ve saçlarımı tepeden topladım. Ardından iyi hissettiğime dair kendime bakıp gülümsedim.

Lavabodan çıkınca isimsizin yanına gittim. Ege diğer koridordaydı. Ben de anahtar bakınmaya başladım.

İsimsiz," Deniz yorma kendini otur sen." dediğinde , "Kendime oyalanacak bir şeyler bulmalıyım." dedim ve aramaya devam ettim.

Heryere bakmıştık ama anahtar yoktu. Pes edip aşağı indik. Aslında camdan çıkabilirdik ama demirler vardı.

Ege ve isimsiz koltuğa geçince önlerinde durdum ve "Bir şeyler yapmamız lazım ." dedim.

Ege sinirle ,"Anahtarı bulamadık görmüyor musun? " dediğinde , İsimsiz "Deniz istersen bateri çalabirsin yada bilemiyorum film falan mı izlesek?" diye sordu.

Ben ,"Film izleyebiliriz isterseniz siz de." dediğimde İsimsiz ayağa kalktı ve ilerideki masanın üzerindeki diz üstü bilgisayarı getirdi.

"Ege kalksana iki dakika." dedi ve koltuğu açtı. Kocaman bir yatak gibi olmuştu. Ben de yastıkları duvara dizmiştim. Ege en sağa yatınca ben ortaya geçtim. İsimsiz de sola geçti.

Herhangi bir filmi açtık ve izlemeye başladık. Pek bi olay olmadı bundan sonra. Ege filmin daha başında uyuyakalmıştı. Ben de filmin finaline yakın uyumuştum.

.
.
.
.
🖤

KARAMBOL ||Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin