🎵Birileri - halledebilirdik
Sabah erken bir saatte uyandım. Yarışmaya 1 gün kalmıştı. Ben de kafa dağıtmak için paten pistine gidecektim. Hava güneşli ve sıcaktı. Şort giydim , belime kareli gömleğimi bağladım ve düz beyaz bir body de üzerime giydim.
Sadece ruj sürmüştüm ve daha doğal duruyordum. Kaykayımı elime alıp evden çıktım.
Piste vardığımda sadece ben vardım. Sabah kalabalık olmasını beklemiyordum zaten. Yavaş yavaş kaymaya başladım. Boydan boya pistte kayıyordum ve kafam dağılıyordu biraz da olsa.
Uzun bir süre geçtiğinde burası iyice kalabalıklaşmaya başlamıştı. Bende ara verip bir köşeye oturdum. Biraz su içtim ve soluklandım.
Telefonuma Demet'ten bir mesaj gelmişti. "Deniz biz paten pistine gidiyoruz istersen sen de gel kafan dağılsın." demişti.
"Ben sabahtan beri pistteyim eve geçeceğim biraz sonra " yazıp gönderdim.
Onlar buraya gelmeden gitmem en iyisi olurdu. Kaykayımı elime aldım ve ayağa kalktım ki kapıdan giren Karambol'ü görünce mecburen çıkamadım. Onlar kaymaya başlayınca Demet beni farketti ve yanıma geldi. Sibel , isimsiz , Ateş ve Ege kaykay ; Demet ve savaş paten kayıyorlardı. Demet patenlerini giyerken ben gitmek için haraketlendim. Sibelin rahatsız edici sesi yine beni bulmuştu.
"Aaa nereye böyle Deniz , seninle bir yarışmamız lazım ayıp ediyosun." diye yanıma geldi. Altta kalmak gibi bir niyetim yoktu ve kabul ettim.
Parkuru belirlediğimizde Ateş geri saymaya başladı "3, 2 , 1 ve başla!"
İkimizde kaymaya başladık. Epey hızlıydık ve berabereydik şimdilik. Herkes Sibele destek oluyordu , beni destekleyen sadece Demet'ti. Demetin sesini duyunca gözlerim ona kaydı ve hafif gülümserken bir şeye takıldım. Evet , bu Sibel'in ayağıydı. Ben yere düşerken Sibel resmen ayıp olmasın diye yere oturdu.
Dizimde bir sızı oluşmuştu . Demet hemen yanıma geldi ve beni kaldırdı. Dizim yarılmıştı ve ince ince kanıyordu. Sibel'in hiçbir şeyi yoktu ama bana bağırmaya başladı. "Sen ne yaptığını sanıyorsun be bücür?! Resmen hile yaptın. Tabi kazandığımı görünce dayanamadın. Aptal!" Bana hakaretlerini sıralarken isimsiz ve Ateş onu bir kenara götürüp oturttular. Bir süre izleyip Savaş'ta onların yanına gitti.
Benim yanımda Demet ve Ege kalmışlardı. Bir kolumdan Demet bir Kolumdan Ege tuttu ve kenara kadar yürümeme yardım ettiler. Ege konuşmaya başladı , " Olayı görmesem Sibel'i haklı bulacaktım , onun adına ben özür diliyorum ." dedi . Ben bir kenarda otururken bacağımın sızısı azalınca Demet'ten destek alarak ayağa kalktım elime kaykayımı aldım. Ege'ye dönüm "önemi yok" dedim. Ege tepkisizce karşıda sakinleşmeyi bekleyen Sibel'e bakıyordu. Ben Demet'e döndüm ve "Ben artık eve gideyim." diye mırıldandım.
Demet bana baktı ve "Yürüyemeyebilirsin yardım edelim?" dedi . Ben gerek yok anlamında kafamı salladım ve bir kaç adım attım. Sonra Demet'e dönerek "gerek varmış ." diyerek gülümsedim. Demet koluma girdi ve Ege'ye baktı. Aslında Ege'ye gerek yoktu ama yardımcı olması daha kolaylaştırıyordu işimi. Ege benim ve kendisinin kaykayını taşıyordu çünkü Demet'in elinde kendi patenleri vardı.
Bir süre yürüdük ve kapıya geldik ki bir çığlık koptu arkamızı dönüp bakınca sibelin bayıldığını gördüm. Bu nasıl bi nefretti yada kıskançlıktı bilmiyordum ama çok yapay bi kızdı Sibel. Demet Sibel'in yanına koşmaya başladı. İsimsiz Sibel'i anında kucağına alırken diğerleri eşyaları topladılar. Demet bana üzgün olduğunu anlatan bir yüz ifadesi bırakıp onlarla gitti. Ege Sibel'in yanına gidebilirdi , ne diye Demet gitmişti ki?
Hava kapanmaya başlamıştı ve birazdan yağmur yağacak gibiydi. Ben ise yürüyemiyordum . Kendimi o kadar sıkmıştım ki bacağımı olabildiğince bükmemeye özen gösteriyordum. Ege derin bir nefes verdi ve "Sen burada oturup beni bekle kaykayları piste bırakıp geleceğim , elimde bunlar varken seni taşıyamam ." dedi. Ben cevap vermeden hızlı adımlarla piste geri yürüdü. Ben kadırım taşına oturmaya çalışırken çoktan yağmur çiselemeye başlamıştı bile. Birazdan hava kararacaktı.
Çok geçmeden Ege yanıma ulaştığında ben ayağa kalktım. Ege belimden ve sırtımdan tutarak beni kucağına aldı ve hızlı hızlı yürümeye başladı. Ben evin yerini tarif etmeye çalışıyordum. Yağmur şiddetini iyice arttırdığında Ege koşmaya çalışıyordu ama başarılı olamadı. Etraftaki insanlar çoktan eve girmişlerdi bile. Biz acele etmeye çalışıyorduk.
"Buradan sağa döneceğiz." dedim fakat Ege durmadı. Kafamı kaldırıp yüzüne bakınca "Şu ilerideki dükkanın önüne yağmur gelmiyor oraya gidelim." demişti.
Dükkanın önüne geldiğimizde epey soğuktu ve ben kısacık şortla üşüyordum. Sabahki güzel hava bir anda bozulmuştu. Biz tek kelime etmeden yağmurun azalmasını bekledik.
Çok geçmeden de yağmur biraz yavaşlayınca bunu fırsat bilerek Ege beni tekrar kucağına aldı ve yürümeye başladı.
Kendimi cidden kötü hissediyordum. Beni pistte bırakabilirdi ya da kucağında taşımayabilirdi. Sibel'le birlikte bile gidebilirdi.
Evin önüne ulaştığımız vakit ben kucağından indim ve arka cebimden anahtarı çıkardım. Dış kapıyı açacağım zaman arkamı dönüp Ege'ye "zahmet verdim , teşekkür ederim ilgilendiğin için ." dedim ve merdivene bir adım attım. Daha doğrusu atamadan yüzümü buruşturdum. Ege yine derin bir nefes aldı ve beni tekrar kucağına alarak merdivenleri çıkardı. Sonra salona çıkmak için de bir kat çıkmamız gerekmişti ve bir kat daha çıkmıştık. O cidden yorulmuştu ve ben kötu hissediyordum.
"Ecza dolabı var mı sargı bezi falan?" diye sorduğunda elimle işaret ettim. Hemen bandaj gazli bez ilaç falan getirmişti ve bacağımdaki yarayı temizlemeye başladı. Aslında büyük bir yara değildi fakat diz kapağımda olduğu için yürüyememiştim.
Hızlıca bandajı da sardı ve ayağa kalktığında konuşma ihtiyacı hissettim." Çok teşekkür ederim ." demiştim. Başka bi açıklamaya gerek yoktu her şey ortadaydı.
"Sibel'in bugünkü tavrının özrüne sayarsın , ben şimdi gitsem iyi olacak ." dedi ve camdan dışarı baktı. Yağmur çok hızlanmıştı hatta dolu yağıyordu. Cidden ? Dolu yağıyordu. Şimşek çaktığında Ege artık dayanamadı ve kendini koltuğa bıraktı. Hiç konuşmadan tavanı izlemeye başladı. Gruptaki en sakin ve duygularını gizleyen , mantıklı düşünen Ege'ydi sanırım. Tabiki bu birkaç günlük gözlemlerime dayalıydı onları tanımadan yorum yapmak çok doğru olmayacaktı.
Gözlerim giderken kafamı daha fazla tutamadım ve uyudum. Gerisi huzurlu bir karanlıktı.
.
.
.
🌙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAMBOL ||Yarı Texting
Chick-LitBuraya edebi kitap açıklaması yazmam gerekiyor sanırım. Neyse. Bu kısa bir hikaye . Karantinada sıkılanlar topluluğu, Hala ne duruyorsun ? İçeri gel. 05***: "Hoşçakal"