SAYE'DEN
Kolumu ondan kurtarıp odama gittim. Kapıyı kapatıp yere oturdum. Gerçekten ne yaşadığımı bilmiyorum. Bu Allah'ın belası mafya bozuntusu adamın benim evimde ne işi var! Her an bana zarar verebilecek bir insanla aynı evde yaşamam ne kadar doğru... Ona istediğini verip evden gondermeliyim ama kahretsin ki hatırlamıyorum! Neyi hatırlamadığımı bile bilmezken ne diye onu evimde tutuyordum peki? Gerçekten ondan korkuyorum. Bana zarar vermesinden korkuyorum. Beni öldürmesinden korkuyorum. Acaba Burak'a söylemeli miyim? Hayır hayır söyleyemem ya Burak'a zarar vermeye kalkarsa. Bu riski göze alamam. Onu bu işe karıştırmamalıyım. Her şeyi hatırlayıp onu bu evden göndericem!
💎💎💎💎💎💎💎💎💎💎💎💎💎💎💎
Kapının çalmasıyla gözlerimi açtım.
Arat_ Kapıyı aç.
Allah'ım yine o napıcam şimdi! Ya bana zarar verirse belkide şu an beni öldürmeyi planlıyordur. Hayır hayır açamam.
Arat_ Saye kapıyı aç dedim.
Kapıya yaklaştım kapının arkasından...
Saye_ Ne istiyorsun?
Arat_ Kapıyı aç dedim!
Açamazdım. Ya şu an elinde silah varsa ya beni öldürse...
Saye_ Ne istiyorsun?
Sesim korktugum için titriyordu.
Arat_ Açmıyor musun şimdi?
Açmicam tabiki. Kapı kilitliyken bana ne yapabilirdi ki?
ARAT'TAN
Saye'yle konuşmam gereken bir konu vardı bu yüzden kapıyı açmasını söyledim. Ama o inatla açmadı. O açmayınca ben daha çok sinirlendim. Benden korkması zoruma gidiyordu. Benden korkmamalıydı. Bana güvenmeliydi. Evet ondan uzak durmak için benden nefret etsin istemiştim ama korksun istemiyordum. Zaten burda kalmamın nedeni onun rahatlatmaktı. Ben yanındayken güvende olduğunu bilsin istiyordum ama o benden korkuyordu. Ona zarar verebileceğimi düşünüyordu. Evet ben bir mafyayım. Adam öldürürüm. İşkence yaparım ama asla..asla bir kadına el kaldırmam bu benim lügatimda yoktu olamazdı da. Hele ki konu Sayeyken bu imkânsızdı. Bu yüzden kapıyı açmasını ve ona zarar vermeyeceğimi bilmesini istiyordum. Ama o ısrarla açmayınca dayanamayıp kapıya tekme atıp ileriye ittim. Saye'nin arkasında olduğunu bilmiyordum. Kapiyla beraber o da düştü. Sanırım onu daha da korkutmuştum. Ağlamaya başladı, hıçkırarak... Galiba yine aynı tramvayı yaşıyordu. Yanına yaklaştım.
Saye_ Gelme! Beni vurma lütfen.
Bana bakmıyordu sadece korkuyordu ben yaklaştıkça geri çekiliyordu.
Arat_ Tamam tamam sakin ol. Vurmicam...dokunmicam sana. Korkma .
Dizine baktım kanıyordu. Onu öyle görünce kendimden nefret ettim. Evet ben ona zarar veriyordum. Sürekli ona vurmamamı söylüyordu. Ona yaklaşıp sarıldım. Daha çok korktu ve benden kurtulmaya çalıştı. Geçen defa da aynı sey olmuştu. Ona sarılınca geçmişti. Bu yüzden ona daha sıkı sarılıp saçlarını okşadım. Evet işe yarıyordu. Yavaş yavaş sakinleşmeye başlamıştı. Tamamen sakinleşince geri çekildim ama o bana daha sıkı sarılıp tekrar ağlamaya başladı. Onu kucağıma alıp yatağına uzattım. Beni görür görmez -kendine gelmiş olacak ki- geri geri gitti. Hala benden korkuyordu. Dolaptan ilaç ve sargı bezi çıkarttığımda o da oturmuştu. Ona yaklastığımda gözlerini kapatıp kendini geriye çekti. Önünde oturup dizine baktım kötü yaralanmıştı. Önce pamukla kanı temizledim. Ayağını geriye çektiğinde acıdığını anladım.
Arat_ Özür dilerim.
Gözlerinin içine baktım. Ama o gözlerini kaçırdı ve cevap vermedi.
Arat_ Benden korkuyor musun?
Başını kaldırıp gözlerime baktı "Evet" dercesine.
Arat_ Korkma. Ben sana zarar vermem. Ben..
Gözlerime baktı...yutkundum. " Ben seni seviyorum sana asla zarar vermem " demek istedim ama soyleyemedim. Gözlerine dalmıştım ki..
Saye_ Ah!
Farketmeden elimi yarasına bastırmıştım. Hemen elimi çektim. Sargı bezini dizine sarıp odadan çıktım. Anahtarımı alıp arabama binip Mehmet'i aradım. Iki defa çaldıktan sonra açtı.
Arat_ Nerdesin?
Mehmet_ Depodan yeni çıktım. Niye sordun?
Arat_ Benim eve git geliyorum.
Mehmet_ Tamam aga gidiyorum.
Telefonu kapatıp gaza bastım. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Bununla nasıl başa çıkabileceğimi de bilmiyorum. Mehmet'e söylersem rahatlardım. O benim tek dert ortağımdı. Eve geldiğimde Mehmet'in arabasını gördüm. Benden önce gelmiş demek ki. Arabadan inip eve girdim.
Mehmet_ Geldin mi abi?
Kapının önünde duran Mehmet'in omzuna elimi atarak oturma odasına girdik. Karşılıklı duran iki koltuğa oturduk. Mehmet bana anlamsız bakışlar atıyordu.
Mehmet_ Aga iyi misin sen?
Derin bir nefes aldım.
Arat_ Bende bilmiyorum aga.
Mehmet_ Hasta falan mısın abi noldu?
Iç çekip ona baktım.
Arat_ Ben galiba onu seviyorum. Hatta galiba da değil seviyorum işte.
Mehmet sırıtıp bana baktı.
Mehmet_ Biliyordum zaten.
Kaşlarımı çattım.
Arat_ Nasıl biliyordun? Kim olduğunu bile söylemedim.
Mehmet_ Aga sen şimdiye kadar hiç kimsenin güvenliği için endişelenmezdin. Tabi Ali dışında. Saye değil mi?
Onaylar gibi başımı salladım.
Mehmet_ Zaten onun için endişelendiğin için evinde kalıyordun. Hatırlayıp hatırlamaması bahaneydi. Seni en iyi ben tanırım aga.
Gülümsedim. Beni gerçekten rahtlatmıştı bu.
Mehmet_ Ee o da seni seviyor mu peki?
Tekrar iç çektim. Iste bu soruyu duymak istemiyordum. Cevabını biliyordum çünkü.
Arat_ Sevmiyor aga hatta nefret ediyor.
Mehmet_ Neden nefret etsin ki? Yani sen onu korumak için yanındasın.
Arat_ Ben öyle istedim çünkü. Benden nefret etsin istedim.
Mehmet şaşkınlıkla bana bakmaya devam ediyordu.
Mehmet_ Sebep?
Arat_ Sebep ne sebep? Oğlum Ali'ye zarar veren ona da verir ben zaten sevdiğim birini kaybettim bir daha edemem. Bu yüzden ondan uzak durmalıyım.
Mehmet_ Hayır aga yanlış yapıyorsun. Sen onun yanındayken kimse ona bir şey yapamaz. Böyle yapma onun da seni sevmesini sağla. Hatta bence direk git söyle.
Aslında Mehmet doğru söylüyordu yani eğer ben onun yanındaysam onu koruyabilirdim. Ama ya yanında değilsem o zaman nolacak? Off bilmiyorum kafam çok karışık. Ama şansımı denemek istiyorum belki o da beni sever.
Vote ve Yorum ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAYE' M
ChickLitYol boyunca ikimiz de sessizdik. Arada ona bakıyordum ama o sadece camdan dışarıyı izliyordu. Sessizliği kalbimi acıtıyordu. Bir gelinlik mağazasını önünde durduğumda bana bakmadan konuşmuştu yine. Saye_ Birde gelinlik mi giydireceksin bu öldürdüğün...