'Miğdemi bulandırıyorsun'

114 16 3
                                    

    Aynadan kendime baktığımda tamamen hazırdım. Lacivert takım elbise tam üzerime oturmuştu. Yüzümdeki bu gülümseme aşağı indiğim an kaybolacaktı. Çünkü uğruna canımı vereceğim kadın yine sözleriyle kalbimi acıtacaktı.

Derin bir nefes alıp aşağı indim. Saye arkasını dönük bir şekilde koltukta oturmuş beni bekliyordu. Gerçi tam anlamıyla beni beklediğini söyleyemezdim. Eminim yüzümü görmemek için her şeyi yapardı. Ben ona yaklaşınca -ayak seslerini duymuş olacak ki- oturduğu koltuktan arkasını dönmeden kalkarak kapıya doğru ilerledi. Hemen kolundan yakalayarak onu durdurdum.

Yavaşça benden taraf döndürdüğümde bakışlarını yine benden kaçırarak arkamdaki merdivene dikti. Şu an uzerine giydiği balık papatya desenli gelinliğiyle o kadar güzel görünüyordu ki adeta bir papatyayı andırıyordu. Taptaze kokan güzel bir papatyayı. Gözlerimi ondan alamıyordum.

Arat_ Çok güzelsin papatyam.

Yine cevap vermemişti. Zaten bir cevap beklediğim de söylenemezdi. Ben ona hayran hayran bakmaya devam ederken birden telefonum çaldı. Ben cebimden telefonumu çıkarırken Saye önden gidip arabaya binmişti. Telefonu kulağıma götürüp sürücü koltuğuna geçtim.

Mehmet_ Aga biz Kenan'la geldik. Nikah memuru da burda nerde kaldınız?

Arat_ Geliyoruz şimdi.

Telefonu kapatıp ceketimin cebine yerleştirdim. Ardından Saye'ye baktım yine, camdan dışarıyı izliyordu. Gelinliğinin üstüne koyduğu eline baktım. Evet parmağında henüz yüzük yoktu. Ama ben her şeyi düşünmüştüm. Onu tam anlamıyla benim kadınım yapacaktım.

Arabayı sağa çekip durdurdum. Saye hala camdan dışarıya bakıyordu. Elini tuttuğumda refleks olarak geri çekti. Tekrar elini tuttuğumda ise çekmedi. Çünkü ona eğer arkadaşını korumak istiyorsa bana itaat etmesini söylemiştim. Ceketimin sol tarafına koyduğum yüzük kutusunu çıkartarak kapağını açıp içindeki tektaşı elime aldım. Kutuyu kapatıp tekrar cebime yerleştirdim. Saye hala dışarıyı izlerken yüzüğü parmağına koyduğumda bile tepki vermemiş yalnızca dışarıyı izliyordu. Elini dudaklarıma koyup uzun bir öpücük bıraktıktan sonra parmaklarını parmaklarımın arasına geçirerek elini sımsıkı tutup arabayı çalıştırdım.

Bir elimle elini tutuyor diğer elimle de direksiyonu kullanıyordum. Sonunda salona varabilmiştik. Arabadan hızlıca inip onun da kapısını açtım. Arabadan indiğinde bana bakmadığı halde Ağlamış olduğunu anlamıştım. Bakışlarını önündeki nikah salonuna diktiğinde deniz mavi gözlerinin kızıla döndüğünü görünce kalbim sızladı. Onu böyle görmeye dayanamıyordum.

SAYE' MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin