Yol boyunca ikimiz de sessizdik. Arada ona bakıyordum ama o sadece camdan dışarıyı izliyordu. Sessizliği kalbimi acıtıyordu. Bir gelinlik mağazasını önünde durduğumda bana bakmadan konuşmuştu yine.
Saye_ Birde gelinlik mi giydireceksin bu öldürdüğün...
Arat benden ayrılıp masada duran viskiyi aldı ve bir yudumda bardağı boşaltıp masaya sertçe bıraktı.
Arat_ Merhaba.
Savaş gülümseyip elini uzattı. Arat yine her zamanki gibi sert bir tavır takınarak gözlerimin içine baktı.
Savaş uzatıp karşılık alamadığı elini çekerek gülümsedi.
Savaş_ Uzun zamandır sizinle tanışmak istiyordum.
Arat_ Öyle mi? Ne güzel.
Savaş'a meydan okurcasına gülümsedi.
Savaş_ Bu arada ben kendimi tanıtayım. Yeni ortağınız Savaş Kutlan.
Yeni ortak mı? Arat istifini hiç bozmadan sert bir tavırla bakıyordu hala yeni ortağı Savaş'a.
Arat_ Hayırlı olsun.
Elimden tutup Savaş'a çarpıkca gülümsedi. Hızlıca dışarı çıkıp elimi haddinden fazla sıktı.
Arat_ Beni sınama Saye, anladın mı?
Elimi zorda olsa çekebilmiştim. Etrafımızda kimse yoktu, bu yüzden sesimi biraz yükseltmiştim.
Saye_ Niye? Hoşuna gitmedi mi Arat Erge!
Belimden tutup beni kendine çekti, fazlasıyla. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı... Çenesinin kasılmasından kızgın olduğunu fark edebiliyordum.
Arat_ Beni kendinle sınama Saye.
Dişleri arasından konuşması bile beni korkutmaya yetmişti. Ama ben ona yenilecek kadar basit biri değildim.
Bu sefer ona ben yaklaştım.
Saye_ Peki ya bunu yapmaya devam edersem, naparsın? Hımm?
Zifiri karanlık gözlerini gözlerimden ayırmadan yutkundu.
Arat_ Bunu yaparım.
Ardından birden dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ellerimle onu itmeye çalıştığımda elleriyle saçlarımı canımı acıtacak şekilde çekerek beni engellemeye çalıştı. Hala dudaklarını ayırmamıştı dudaklarımdan. Tüm gücünü kullanarak ellerimle göğsünü iterek ayrıldım ondan.
Arat_ Bence bir daha böyle bir şey yapamazsın.
Gözümden akan yaşla birlikte sert bir tokat attım.
