Farkına varmadan geldiğim uçurum kenarında arabamı durdurmuş ayaklarımi aşağı doğru bırakarark sert kayaya oturmuştum. Nefes aldığımı hissetmiyordum.
Zihnim hiçbir şey düşünmeden bomboş bir vaziyette, kafamda yalnızca Saye'nin 'Sana yemin ederim ki bir daha o zifiri karanlık gözlerine bakmayacağım! Seninle evleneceğim ama asla karın olmayacağım! Senin ruhunu kanata kanata seni bu yaptığına pişman edeceğim!' bana nefret kusan haykırışlarından başka bir şey düşünemiyordum.
Belki de Saye'yle birlikte bugün benim de yeni hayatımın ilk başlangıcıydı. Bugünden sonra en az onun kadar bende acı çekecektim. Ama ona nazaran mutluydum, ondan gelecek acıya rağmen mutluydum. Benim bile küçücük bir teselliye ihtiyaç duyduğum bu anda sevdiğim kadına bu zulmü onu yapayalnız bırakarak nasıl yapmıştım. Gerçekten bu denli acımasız olmuş muydum?
Zihnim içinde sürekli tekrar eden onun sözlerinden başka bir şey duymak istemiyormuşçasına sert bir şekilde beni uyarıyordu. Lakin ben sözlerine kulak asmıyor kendi bildiğimi okuyordum. Başka şeyler düşünmeye çalışıyordum. Beynim sonunda dayanamayıp tüm organlarıma seslenerek başımdan ayak uçlarıma kadar hissettiğim felaket sancıyla bana büyük bir ders vermişti.
Sonunda kendimi teslim edip kocaman boşluğa, nasıl çıkacağımı bilmediğim dipsiz bir kuyuya bırakmıştım kendimi. Sanki Araf'ta kalakalmış ne aşağı inebiliyor ne de yukarı tırmanabiliyordum. Kendimi o boşlukta acınası bir şekilde yapayalnız hissediyordum.
Sahi ben zaten yalnız değil miydim? Öyleyse neden bu kadar canım yanıyordu? Kalbim neden yorgunluğu ilan etmiş bir şekilde atmayı reddediyordu? Evet, zihnim cevabını biliyordu. Çünkü ben sevdiğim kadının kalbini acıtmıştım, ve onun yaralı kalbi benimde canımı yakıyordu. Ama buna
dayanmam gerekiyordu,
dayanmalıydım,
dayanmak zorundaydım.
Karanlık tam anlamıyla kaybolmuş, güneş yavaş yavaş doğuyordu. Bense önümdeki içki şişeleriyle bitik bir durumdaydım. Sabaha kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüş sonunda sağlam duracağıma yemin etmiştim.
◾◼⬛
Eve gelmiş ve kendime gelmek için soğuk bir duş almıştım. Giyinme odama girip dolaptan ilk bulduğum kıyafetleri üzerime geçirmiştim. Bugün...Bugün Saye benim karım olacaktı. Her ne kadar kabul etmese de bana ait olacaktı. Yalnızca bana...
Mutfağa inip kendi ellerimle muazzam bir kahvaltı hazırlayıp üst kata Saye'nin odasına çıktım. Kapıyı tıklattım. Cevap vermeyince içeriye girdim. Saye sanki esir edilmiş bir tutsak gibi pencereden dışarıyı izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAYE' M
ChickLitYol boyunca ikimiz de sessizdik. Arada ona bakıyordum ama o sadece camdan dışarıyı izliyordu. Sessizliği kalbimi acıtıyordu. Bir gelinlik mağazasını önünde durduğumda bana bakmadan konuşmuştu yine. Saye_ Birde gelinlik mi giydireceksin bu öldürdüğün...