SAYE' M

' Bana bak '

    Sabaha kadar uyumadan onu izledim. Uyurken o kadar masum görünüyordu ki. Uyandığında yine bana nefretini kusmaya devam edecekti. Ama olsundu. Yeter ki yanımda, güvende olsun.

Saat 07.22 di. O hala uyuyordu. Sabaha kadar yüzünün her detayını ezberlemiştim. Bir insan bu kadar mı kusursuz olurdu. Alnına yavaşça küçük bir buse kondurup yataktan çıktım. Banyoya girip duş aldım. Havluyu belime sarıp çıktığımda Saye'de yeni uyanmış yatakta oturuyordu.

Arat_ Günaydın papatyam.

Beni görür görmez hem kafasını çevirdi.

Saye_ Ben senin papatyan falan değilim.

Cevap vermeden giyinme odasına girdim. Siyah kot pantolonumu üzerine de siyah tişörtümü giyip Saye'nin yanına geldim. Saye tam kapıdan çıkacakken birden durdu.

Saye_ Burak'a haber vermem için telefonumu vermeyecek misin?

Arat_ Ben haber veririm ona. Bu arada yüzün çok solgun görünüyor gitmeden bir duş al istersen.

Saye_ Odamda alırım.

Yanına gidip kolundan yavaşça tuttum.

Arat_ Odamızda almanı istiyorum.

Saye_ Burası benim Odam değil.

Arat_ Bizim odamız.

Saye_ Bizim odamız falan değil! Burası senin odan.

Arat_ Ne yani sürekli böyle çocukça mı davranacaksın!

Saye_ Çocukça mı? Senden nefret ediyorum!

Arat_ Biliyorum! Biliyorum benden nefret ediyorsun! Allah kahretsin ki biliyorum! Ama etme...Ben..ben seni çok seviyorum. Neden bana inanmak yerine böyle davranıyorsun?

Saye_ Aşağıda bekliyorum.

Merdivenlerden inip aşağı gitti. Beni bu kadar görmezden gelmesi zoruma gidiyor. Sadece kendisinin acı çektiğini düşünmesi çok bencilce değil mi? Ben karşısında eriyip biterken o hiçbir şeyin farkında bile değil.

Komodinin üzerindeki telefonu aldım.  Mehmet'i arayıp telefonu kulağıma götürdüm. Merdivenlerden inerken Mehmet telefonu açtı.

Mehmet_ Efendim aga.

Saye kapının önünde bakışları yerde beni bekliyordu.

Arat_ Sana atacağım adrese adam yolla hazırda beklesinler.

Mehmet beni onaylayıp telefonu kapattı. Saye'nin yanına gidip kilitlediğim kapıyı açtım. Saye çıkmak için hareket ettiği anda kolundan tutarak onu durdurdum.

Saye_ Bırak kolumu.

Bu kez de bakışları tuttuğum kolundaydı.

Arat_ Bana bak.

Saye_ Bırak kolumu dedim.

Arat_ Lütfen. Gözlerimin içine bak.

Saye_ Canımı acıtıyorsun.