Ateş Ve Suyun Dansı

1. Bölüm: l Gerçekleşecek Kehanet l

Tarihe karışan bir aşk hikayesi
Engellenip yaşanmadan bitti
Tarih iki ruha bir şans daha verdi
Tek dileği Ateş ve Su birleşsindi.

En sevdiğim ve vefat eden arkadaşım Tuana Butur’a ithaf edilmiştir. Sevgilerle...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Hani olur ya gerçekleşeceğini bildiğin şey oluverir ama sen yine de şaşırırsın. Bir an olsun ne yapacağını bilemezsin. Öylece boş boş bakarsın. Hatta sonunda ne olacağını da biliyorsundur. Ama bir umut bir şeyleri değiştirebilirim düşüncesiyle savaşır mücadele edersin.

Lakin sonuçlarını bilmeden yanlış bir hamle yaparsın. Halbuki sana göre yapılması gerekeni. İşte bu hikaye de böyle. Yapılması gerekeni düşündükleri ama aslında yapılmaması gereken şeyin yapıldığı bir hikaye. Yanlış stratejinin oynandığı bir satranç tahtası.

Aynı önemsiz görünen bir piyonun boşu boşuna harcanması gibi. Hiç gördünüz mü bilmem ama ben gördüm. Bazen an gelir şah piyona muhtaç kalır. Piyon ise kendini düşünmeden olası tehlikelere karşı şahı korur. Bu hikaye de tam olarak böyle. Bir piyon değerinde, küçümsenen, yok edilmeye çalışılan aşkın; iki gence sunduğu sonsuz mutluluk. Hikayenin sonu bundan ibaret.

“Ve gün gelecek o satranç tahtasında şah yokken piyon olacak.”

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Antalya’da hava çok sıcaktı, her zaman olduğu gibi. Ama bugün hava biraz garipti. Kumluca’ya bağlı olan Olimpos beldesinin bir yakası sıcaktan kavrulurken öteki tarafında ise sert rüzgarlar esiyordu. Yüksek kesimlerin olduğu, daha çok zirve kısımlarına denk gelen tarafta yere yumurta atsan pişecekti. İşte burası Ateş Krallığı’nındı. Sahil kenarının olduğu daha çok alçak kesimlere denk gelen tarafta ise denizden esen soğuk hava hakimdi. Burası da Su Krallığı’na aitti. Bu hava farklılığı aynı yerde değil sanırsınız.

Bu yıl Olimpos’ta geçmişten beri soyu süregelen iki krallıkta da heyecan vardı. Beş yüz yıl önce söylenen kehanet nihayet bu yıl gerçekleşecekti. Tarihi tam olarak bilinmese de her yıl Olimpos’lular bu kehanetin gerçekleşmesini bekledi.

Ve beklenen an bugündü. Nereden anladılar diye sorarsınız havanın ani değişimi buna dalaletti. Aynı 500 yıl önceki bilgelerin söylediği gibi. O gün, iki krallıktan da özel güçleri olan bebeklerin doğacağı gün, hava hem sıcaktan kavuracak hem de sert rüzgarlarla serinletecekti. Olimpos’un iki yakasında da hazırlıklar vardı. Bu gün doğacak olan iki bebek bu krallıkların kurucularının güçlerine sahip olacaklardı. Bin yıl önce bu krallıkları kuran atalarının...

Olayın aslı ise şöyleydi. Yıl 1053 iki lider şuan ki adıyla Olimpos olan yer için savaşa girdi. Aslında iki tarafın da geniş toprakları vardı. Lakin gözlerini hırs bürümüştü. Ateş kadın ve Su erkek karşı karşıya geldi.

Her şey bir savaşla başladı. İki güçlü insan karşı karşıyaydı. İkisi de Olimpos’ta kendi krallığını kurmak istiyordu. Ama nafile. Bir yerde Ateş kadın, diğer tarafta ise Su erkek vardı. Bu savaşı kim kazanabilirdi ki? Birbirine zarar veren iki element... İkisi de güçlü... Çok kan aktı ama kazanan, galip gelen olmadı. Kasaba Ateş Krallığı ve Su Krallığı olmak üzere ikiye ayrılmıştı.