Kolaydır yanlış yola sapmak
Önemli olan doğrusunu bulmak
Hatırlatmak istiyorsan unutulanı
Tekrar yaşatmalısın aynı anlarıArkadaşım Mukadder Beyza Demirci’ye ithaf edilmiştir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Ey insan nedir ağlamak? İnsan ağlarken ya rahatlar ya öfkelenir ya da yorulur. İçindeki aguyu atıyordur. Her bir gözyaşı içinde eşsiz duygular taşır. Aynı parmak izi gibi. Nasıl kimsenin parmak izi aynı değil hatta hiçbir parmağın bile parmak izi aynı değilse düşen her gözyaşının anlamı da farklıdır.
Ağlamak zayıflık değildir, ağlamak kötü bir şey de değil. Ağlamak bir hikmettir. Öyle ki ağlamak en çok insana yakışır. Ağlamak insan işidir. Yağmur berekettir değil mi? Ağlamak da ruhumuzun bereketi, vücudumuzun lütfudur. Her gözyaşının bedeli ödenecektir, ödetilecektir. Ağladığınızı görenler size nedenini sorarlar.
Söylediğinizde ise saçma bulurlar. Halbuki sizin ne hissettiğinizi bilmiyorlardır. Onlar kendi dünyasında siz kendi dünyanızda...
İnsanlar görse de kör olur bazen. Hatta çoğunlukla. "Kaybolmuş ruhların arasında sıkışıp kalmışız aynı siyahın içindeki renkler gibi.” Belki siyah onları koruyordur. Kirlenmesinler diye kendisini feda ediyordur. Ve öğrendim ki siyah fedakarlık demekmiş. Kötülük ya da kasvetin değil kendinden vazgeçmenin, bir şeylerden vazgeçmenin rengiymiş.Susan ruhun acısını kimse bilmez. Dudaklar mührü basmıştır, yürek kendini dağlamıştır, gözler birer çeşme olmuştur, beden ise yalnızlıkla kavrulmuştur... Susan dudaklar neylesin? Dağlanan yüreğin yarası geçmiş midir? Çeşme olan gözler yaşlarını nereye akıtsın? Peki yalnızlıkla kavrulan beden hangi suyla ferahlasın?
Söylesene kendim, bana niye bu kadar acı çektiriyorsun? Hicran olmuş bir harabeyim, ateşimle kor olmuş yüreğim, bir melodi ki kulaklarımı dolduran özlemin amaresiyim...
Şimdi yine yürüyorsun lakin daha üzgün, daha yorgun, daha yalnız. Her adımınla sonuna yaklaşıyorsun. Aynı benim gibi. Ben de yürüyorum. Yorgunum hem de çok, yalnızım hem de çok. Kime değer versem uzaklaştılar ya da uzaklaştım.
Çünkü zorunda kaldık. Ama her şeye rağmen ayaktayım. Zira ben yıkılırsam yıkılacak olanlar var. Ve ben, onlar yıkılmasın diye ayakta duruyorum. Peki hiç yürümesek yolun ortasına otursak o zaman sonumuz gelmez mi? Eğer durduğumda sonum gelmeyecekse ben yürürdüm. Peki ya sen ne yapardın? Bile bile yürür müydün sonuna, yoksa oturur muydun sokak ortasında?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Ve Suyun Dansı
FantasyYıllar yıllar öncesinden, geleceğe konu olan bir kehanet... Vakti zamanında birbirinden ayrılmaya mahkum olan iki ruh... Yazıları değişen, gizemli bir kitap... Ve iki yeni ruh... Ateş ve Su ruhunun son temsilcisi olan iki yeni ruh semadan yeryüzüne...