17. Bölüm: l O Bina l

1.2K 734 125
                                    

Meftun kalbimde yok senden başka
Senindir yüreğim yalnız atar sana
Elbet sen de göreceksin bu cihanda
Ruhum da her şeyim de sana feda

Ölmek için yaşayan herkese ithaf edilmiştir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bazen tükenen umutlar yeşerirdi. Durdu sandığınız kalp tekrar atardı. Gerçekleşmeyecek sandığınız hayaller gerçekleşirdi. Yeter ki karşınıza uygun kişi çıksın. Bazı beklenmeyen sürpriz olaylar olsun.

Bazen yalnızken, bazen de tek bir kişiyle dahi oluverir. Burası dünya burada her an her şey gerçekleşebilir! Yeter ki çabalayın demeyeceğim. Gereksiz vaatlere gerek yok. Çünkü bazen çabalamak işe yaramaz. Çabaladığınız halde olmayınca canınız daha çok sıkılır.

Belki bir umut mucize gerçekleşir diyebilmek. Ama bu küçük umuda fazla kapılmamak gerek. Hiçbir zaman hiçbir şeyi hayatının merkezine koymamalı insan. Çünkü sonucu acı olabilir.

Hayatın ne getireceği belli değil ama götüreceği belli. Ölüm... Yitip giden bedenler, ebediyete adım atan ruhlar... Herkesin sonu işte bu. Başı belli doğum, sonu belli ölüm. Ama arada geçen ya da geçebilecek olan hiçbir şey belli değil.

İnsanlar bazen bazı anıların yaşanmaması gerektiğini söyler. Ama ben buna inanmam. Eğer bir şeyi yaşıyorsan vardır bir sebebi. Önemli olan da zaten o sebebi bulabilmektir.

Bazen en yakınımızı kaybederiz bazen en sevdiğimizden ayrılırız. Güzel olacağını düşündüklerimiz kötü oluverir. Ama bunlar olmadan daha sonrasında olacak güzellikler olmuyor.

Ya da bu talihsiz şeyleri yaşamadan, insan öğrenmesi gerekeni öğrenemiyor. Herkese gereğinden fazla güvenmemesi gerektiğini bilemiyor. Bu yüzden bazı yaşanmışlıklar yaşanmaması gereken değil yaşanması gerekenlerdir.

Ölüm herkese hak. Bir gün herkes vakitsizce veda edecek, bu han kapısından dışarıya adımını atacak.

“Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun dedi, öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an. Bozmadım.”

Özdemir Asaf

“Ve hayat ya bir kabussa ve bu kabustan uyanmanın tek yolu ölümse?“

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kız da erkek de çok heyecanlıydı. Bugün hayatlarının dönüm noktası olabilirdi. Çok şey yaşanabilir ya da hiçbir şey yaşanmayabilirdi. Ama ikisi de bugün olacak olanları ve devamını akıllarına bile getirmemişlerdi.

O binaya gitmeden önce buluşacaklardı. Birbirlerini arayıp buluşma yerlerini belirlediler. Kütüphanenin yanındaki kafede buluşacaklardı.

Kız, genç adamın sesini duyunca heyecanlandı ve gözleri doldu. Yeşil hareleri kırmızıya boyandı. Alevlerin içinde dans eden yaprakları andırıyordu kızın gözleri.

Telefona sıkıca tutundu. Sanki birazcık olsun gevşetse ellerini, telefon kayıp gidecekti. İlk önce konuşamadı genç kız. İçinde kötü hisler vardı. Sanki bazı şeyler yolunda gitmeyecek gibiydi. Canı acıyordu, tarifsiz bir sancı kaplıyordu her yanını.

Ateş Ve Suyun DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin