16. Bölüm

115 12 4
                                    


Bahçedeki piknik masalarında ders çalışıyordum. Hocanın verdiği makaleleri son kez okuyup yerimden kalktım. Dersliğe girdiğimde Yifan'ın orta sırada oturduğunu gördüm.

Beni görünce aniden yerinden kalktı ve hızlı adımlarla yanımdan geçip sınıftan çıktı. Ders umurumda bile değildi. Yaşlarım benim kontrolümün tamamen dışında akmaya başlamıştı. Profesör ağladığımı görünce bir şey söylemeden sınıfa girdi.

"Yifan dur!"

Adımlarını daha da hızlandırıp arabasına doğru koşmaya başladı.

"SANA DUR DEDİM!"

Koşarak, kilidini açtığı arabaya yerleştim. Beni öylece bırakıp gitmesini aklım almıyordu. İki gün sonra doğum günümdü ve onunla ilgili kurduğum hayaller kalbimi daha fazla acıtıyordu.

"Chanyeol, seni incitmek istemiyorum."

"Ama incitiyorsun!"

"Konuşmak mı istiyorsun?"

"Evet."

"Peki."

Arabayı park edip Han Nehri kenarında boş bir alana doğru yürümeye başladı. Sessizce peşinden ilerliyordum.

Ağladığım için önümü görmekte zorlanıyordum. Aniden bileğimi burkunca kenardaki ağacın gövdesine tutundum.

"Chanyeol?"

Nihayet arkasına bakmaya karar verince yürümediğimi fark edip yanıma geldi. İlerdeki ağacın altında duran banka kadar beni kucağında taşıdı.

"Teşekkürler."

"Dinliyorum Chanyeol."

"Neden böylesin? Neden aniden bu kadar soğuksun?"

"Ben hep böyleydim."

"Değildin Yifan. İçindeki masum çocuğu gördüm ben. Böyle olmadığını biliyorum."

Yanıma oturup bana döndü ve gözlerimin içine baktı.

"Sen inansan da inanmasan da ben buyum Chanyeol. İlk tanıştığımızda da böyle biriydim. Benim içimdeki karanlığı görmüyor musun?"

"Hayır."

Derin bir nefes alıp bakışlarını bir noktada sabitledi.

"Sen ve ben... Biz olmamız imkansız görünüyor."

"Beni sevmiyor musun?"

"Zorlaştırma Chanyeol. Seni kırmak istemiyorum."

"Öyleyse ikna et beni. Gerçekten olmayacağına ikna et. Gözlerinde aşkı gördüğüm adamın, beni bu ayrılığa ikna etmesini istiyorum."

Önce gözlerime uzun uzun baktı. Sonra tekrar nehri izlemeye başladı. Sinirli değildi. Mutlu hiç değildi. Gözlerindeki hüzün kalbime dokunuyordu.

"Sen beyazsın Chanyeol. Çok beyazsın..."

"Beyaz mı? O zaman sen ne renksin?"

Beni bir renge benzetmesi, heyecanla onun rengini öğrenme isteği uyandırmıştı içimde.

"Ben siyahım. O kadar karanlığım ki..."

"Bu uyumlu olduğumuzu göstermez mi? Herkes bilir, siyah ve beyaz en uyumlu iki renktir."

Gözlerimin mutlulukla parladığına yemin edebilirdim. Biz belki de dünya üzerindeki en uyumlu iki insan, iki renktik.

"Siyahımı sana bulaştırmak istemiyorum. İçimde bir karanlık var Chanyeol. Gri olmana izin veremem."

Black & White ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin