19. Bölüm

113 12 10
                                    

Zarfın içindeki mavi kağıt ölüm fermanım gibi hissettiriyordu. Çaresizce çıkarıp koltuğa oturdum. Gözlerime bakarak anlatamayacağı bir şeyse, aramızdaki bağa zarar verebilir miydi?

'Merhaba minik fare...

Bu cümle seni daha mı çok sinirlendirir bilemedim. Belki sadece şirinlik yapmak istedim. Çünkü gerçek Yifan nefret edeceğin biri olabilir.'

Sehpaya bırakıp kalktım. Yapmak istemiyordum. Eğer okuduklarım içimdeki aşka zarar verirse dayanamayacağımı biliyordum.

Kendime sert bir kahve hazırlayıp geri döndüm. Sıcağına rağmen yarısına kadar içtim ve sehpaya uzanıp kağıdı aldım. Belki bu satırlar bütün hayatımı değiştirecekti.

'Çocukluğumu biliyorsun. Ben tüm çocukluğumu, Luhan'ın güzel anılarını dinleyerek geçirdim. Sonra babama karşı zafer kazanmak istedim.

Bağımlı olduğumda, ne yaptığımı ve neyin içinde olduğumu gerçekten bilmiyordum. Her şeyi yeni öğrenmiş ve pişman olmuştum. Fakat bir kez içimdeki o sesi dinlemiştim. Ona yenilmiştim.

İşte bu benim içimdeki karanlığın yansıması Chanyeol. Karanlığım beni hata yapmaya itebiliyor. Ya bunu tekrar yaparsa?

İlişkimize gelince... Aslında her şey bir oyundu sevgilim. Ufak bir oyunla başladım.

Sana olan hislerim artık obsesif bir hal almaya başlamıştı. Bunun sadece sana ulaşamadığım için olduğunu düşünüyordum. Bu yüzden sana yaklaşmak istedim.

Yixing'i hislerim yüzünden kullandım. Zaten senim onu affetmeyeceğini düşünüyordu. İnan bana onun bir suçu yok.

Tek isteğim sana yaklaşmak ve içimdekinin bir heves olduğunu kendime kanıtlamaktı. Yapamadım Chanyeol. Kendime gösterebildiğim tek şey içimde büyüyüp duran bir aşk oldu.

Sana kontrolsüzce aşık oldum. Bu durum beni alt üst etti. Sürekli senden uzaklaşmaya çalışıp, tekrar sana çekildim.

Korkuyorum Chanyeol. Bir gün seni incitmekten, aşkımla zarar vermekten korkuyorum. Kendimden korkuyorum. En kötüsü de, içimde beni karanlığa iten bir güç olduğuna inanıyorum ve bu karanlık güçten deli gibi korkuyorum.

Böyle bir adamı sevmeye devam edebilir misin bilmiyorum. Senden bir tek isteğim var. Hislerimden asla şüphe etme.

Sen benim koca dünyada sahip olduğumu hissettiğim en güzel şeysin. Eğer aşkımızın bir şansı hak ettiğine inanıyorsan evime gel. Seni sıcak evimde bekliyor olacağım.

Gelmeyi düşünüyorsan bilmelisin ki, ben de en az senin kadar yaralıyım. Geleceğim olup, yaralarımı sarar mısın? Kalbindeki kırıkları tamir etmeme izin verir misin? Benimle'

Mektup burada bitiyordu. Onunla? Onunla iyileşmemi mi istiyordu?

Koltukta montunu görünce gülümsedim. Ona gideceğime inanıyordu. Beni gerçekten bekliyordu. Montunu bu yüzden bırakmış olmalıydı.

Aniden o geceyi hatırladım. Annem yatağımdaki çamaşırları kaldırıp yer açtığında oturup sohbet etmiştik. Yifan odama bakıp kendini gerçek bir evde gibi hissettiğini söylemişti.

"Evimde bekliyorum... Sıcak evimde..."

Kısık bir sesle tekrarlayıp montunu aldım ve koşarak evden çıktım. İki sokak yürüyeceği için montu bırakmıştı. Evi, benim evimdi. Ailemin evi...

Böyle bir adamın aşkına sahip olmak, alınabilecek en güzel hediyeydi. Bu yüzden evime koşmalı ve doğum günü hediyesi olarak ukala ejderhama sarılmalıydım.

Black & White ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin