°2. Bölüm°

4.4K 240 66
                                    

Keyifli okumalar..

🔅🔅🔅

Bir hafta sonra;

1. Gün, 2. Gün, 3. Gün, 4. Gün.. 5, 6 ve 7. Gün..

1 hafta...

Geçti, bir türlü; hayal kırıklığı, yorgun, üniversite telaşı, temizlik.. Tabi en çok da, hızlı..

Şimdi o büyük gün diye nitelendirilebilecek 7. Günün öğle saatlerinde, Dinçsoy ailesi; bir kişi hariç sevinçli bir şekilde evlerinde gelecek olan aileyi bekliyorlardı..

Melek hanım, en güzel yemeklerden; eltisinin en sevdiği tatlılardan, Toprak için de çok sevdiği güveç yemeği ve mantıdan yapmıştı.

Melek hanım Toprağı çok severdi. Oğlu gibi görür, ama hiç bir zaman kendi kızına abi olarak görmezdi.

Çünkü çocukların küçüklükten böyle yetişmesi demek ileri ki yaşlarda yine aynı abi kardeş olarak devam etmesi demekti. Fakat Melek hanım böyle yetiştirilmemişti. Biliyordu ki ikiside büyüyünce çocukluktaki gibi hareket edemezlerdi. Çünkü ikisinin de birbirine nikahı düşüyordu ve bu da namahrem demekti. Kızını böyle alıştırarak ona eziyet etmiş olacaktı.

Bilirdi, kardeş gibi büyüdüğü insanlarla yaşları ilerlediği zaman ayrı kalmak zorunda olmanın hissini. O da babası sayesinde kuzenleri ile kardeş gibi büyümüştü. Annesi ise büyüyünce böyle eskisi gibi olmayacağını anlatmıştı ona. Fakat bunu geç yaşında duymuş olması onu zorlamıştı. Şimdide kızının kendi gibi zorlanmasını istememişti.

Gerçi buna gerek kalmamıştı hoş. Çünkü ikisi de kedi köpek gibi didişmekten doğru düzgün bir muhabbetleri bile olmamıştı küçüklüklerinde.

Melek hanım bunda önceki bir haftadır da, eltisinin taşınacağı iki sokak aşağıdaki eve koşturmuş; bir eksiği var mı, neyi lazım hepsini kontrol etmişti. İki katlı tatlı bir müstakil eve taşınmışlardı eltisi.

Aşağıdaki mahallede çoğunluk olarak müstakil evlerden vardı, ondan aşağıdaki sokak ise caddeydi. Bu mahalleleri bağlayan bir yan yol vardı ve bu yan yol direk caddeye, marketlere çıkıyordu. Melek hanım burayı çok seviyor, eltisinin gelişi ile daha da güzel olacağını düşünüyordu. Iki elti ayrı kaldıkları için üzüntülü olsalarda, büyük bir kavuşma yaşayacaklar ve hasret gidereceklerdi.

İbrahim bey ise kardeşinin geleceği için içinde tükenmeyen bir heyecan vardı ve özlemini daha çok hissediyordu. Kardeşi Doğan beyler bundan 13 yıl önce işleri sebebi ile Antalya' ya taşınmak zorunda kalmış, uzun bir müddet orada kaldıktan sonra artık İstanbul' unu; en önemlisi ailesini özlediği için ve en güzeli artık emekli olduğu için geri gelmişlerdi. Emekli hayatını oralarda değil burada geçirmek istiyordu. Aslında Doğan beye kalsa direk köye taşınacaklardı fakat Sultan hanım köye taşınmayı bırakın, orada yaz tatilini zor geçiriyordu. Ailevi sorunlar Sultan hanımı çok yoruyor ve artık bıktırıyordu. Bu da köye olan yakınlığı engelliyordu.

Leyla hariç herkes bu taşınma olayından memnundu.

Hatta ailenin en küçüğü Alper bile. Alper yıllar sonra hiç görmediği o mahalleyi, en çok da abisinin nefret beslediği kuzeni Leyla ablasını merak ediyordu. Abisi onu hep hatırladığı gibi anlattığı için, Alper de haliyle merak etmişti. O da nerden bilecekti ki zamanın herkesi değiştirdiğini...

ATEŞBÖCEĞİ ( Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin