Oy vermeyi unutmayııınn..
🔅🔅🔅
Bazen kendimi öyle tuhaf hissederdim ki, sanki hayatta bulunan en değersiz varlık benmişim gibi. Tek boş benmişim gibi, tek gereksiz benmişim gibi.
Bazen de kendimi değerli hissederdim demeyeceğim çünkü ben hiç bir zaman kendime değer veren bir insan olmadım. Bir şey olduğunda bütün suç sadece benimmiş gibi düşünürdüm. Sanki ben olmasaydım böyle olmayacaktı, hepsi benim yüzümdendi, tek sorun benim nefes almamdı, gibi..
Güçlü değildim asla. Tek başıma bir halta yaramıyordum. Kolay inanırdım, kolay kandırılırdım. Saf bir insandım. Kendimi koruyamazdım. Oysa öyle olmak o kadar çok istemiştim ki.. Kendimi ezdirmeyeyim, susmayayım, sessiz kalmayayım..
Ben sanırdım ki, çok güçlüyüm.. Çok dirençliyim.. Saf değilim...
Böyle olmadığımı ise çok kötü bir olayla anlamıştım, o günden sonra ben asıl kendimi görmüştüm. Ben aslında hayal ettiğim insandım önceden, şimdi ise biliyordum hayal ettiğim insan benden çok uzaktı...
Belimdeli ellerin sahibine baktım kafamı kaldırarak. Kirli sakalları aşağıdan çenesini sarmıştı, çok değildi. Tam da ona göre gibiydi.
"Afedersiniz. Ben bilmiyordum, çok özür dilerim." diyen çocuğa çevrildi bakışlarım yavaşça.
Mahcup bir şekilde bana bakmadan direk Toprağa bakıyordu. Arkamdaki adama, belimdeki ellerin sahibine. Neyi bilmiyordu peki? Neyden özür diliyordu? Benden mi, Topraktan mı..
"Gidelim.." Belimdeki elleri belimi biraz daha sıkı tutup yönlendirerek başka bir tarafa döndürdü. Yürümeye başladık. Tepki verme gücünü kaybetmiş bedenim komutuyla ona ayak uyduruyordu. Gidelim demişti ve gitmeliydik. Aksini yapmak sözlükte geçmiyormuş gibi.
Derin bir nefes alıp belimde sabit duran ellerin üstüne elimi koydum hafifçe duraklatarak ikimizi. Bana doğru baktı kafasını hafifçe eğerek. Ne duygular içindeydim, ne yaşıyordum bilmiyorum...
Toprağın bana bakan yüzüne hiç bakmadan ellerini belimden ayırdım. Bir şey diyecek gücü kendimde bulamıyordum, ne diyecektim ki..
Beni o durumdan kurtardığın için mi teşekkür ederim, yoksa beni başka bir boyuta taşıdığın ve öylece bıraktığın için mi.. Susma hakkını bu sefer ben kullanacak ve içimdeki sesleri dinleyecektim sadece. İçim zaten susmak bilmezken ben konuşarak neyi ayrıştıracaktım.. Kaos varken yeni bir kaos beni mahvederdi.
Kapıya yaklaşmadan beraber, ondan uzaklaştım ve arkamı hiç dönmeden onu arkamda bırakarak çıkışa tek ulaştım.
Yanlış şeyler düşünmek hep günah olmuştu, günahlar ise her zaman daha çekici..
°°°°°
Dolu dolu olacaktı gözlerim. Kendimi acayip tuhaf ve gergin hissediyordum. Bir saat önce olanlar sanki az önce yaşanmış gibi dönüyordu zihnimde.
Ağlayacak gibi olmam bir yana, midem kasılıyordu. İştahım kaçmıştı.
Derince iç çektim.
Belimde varlığını halen hissettiğim el, sanki oradaymış gibi camdan kafamı çevirip aşağı doğru bakmama sebep oldu. İstemsizce elim belime, dokunduğu yere gittiğinde hızlanan kalbimi duymaya başladım. Bana yine dokunmuştu. Beni yine kendine doğru çekip temas etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞBÖCEĞİ ( Ara Verildi)
EspiritualKüçüklüğünden beri amcasının oğlu ile kavgalı olan Leyla, yıllar sonra gelecek olan kuzeninin haberi ile sarsılır. 22 yaşına gelmiş olsa bile Leyla; hala Toprak' tan ilk günkü gibi nefret etmekte ve onu görmek istememektedir. Toprak; eskiden Leyla...