°19. Bölüm°

1.6K 75 116
                                    

Bölüm sonunda buluşalım..

🔅🔅🔅

Derin nefesler alıp kapattığım gözlerimi açtım. Direksiyonu tutan parmak boğumlarım heyecandan sıkı sıkı olduğu için bembeyaz olmuştu.

Araba kullanırken böyle tutmak iyi değildi aslında. Kuş gibi tutmalıydım ama işte, kalbim güm güm atınca tek kendisini etkilemiyordu.

"E hadi ?" diye konuştu babam yanımdan. Kafamı sanki bunu bekliyormuş gibi ona çevirdim. Gözünü açmadan ve duruşunu bozmadan tek yaptığı ağzını kıpırdatmak olmuştu sanırım. Oradan söylemesi kolay tabi.

"Tamam, tamam."

Önüme geri dönüp nefes almak için camı açtım sonuna kadar. Bu kadar heyecan da fazlaydı canım.

Hafif hafif gelen tatlı esintiyle arabayı çalıştırdım ve direksiyonu tutan elimi gevşetip kendimi rahatlatmaya çalıştım. Alt tarafı bir araba sürecektim, ilk defa değildi ya..

Göğsüm kabardı aldığım nefes ile ve arabayı bütün dikkatimle öne doğru kaldırdım. Ve tepki gecikmedi. Babam ben yol boyunca yorum yapacağa benziyordu bu gidişle.

"Aferin, iyi kaldırdın."

Yandan bir gülüş peyda oldu dudaklarımda. Benim yaptığım pratiklerin yanında sürücü kursu diz çökerdi yavrum. "Eyvallah reis."

Kendimi bağcılar kekoları gibi hissetmeden önce şu yol bir an evvel bitmeli, öyle değil mi?

°°°°°

00:16

"Geldik şükür!"

Yüzümü buruşturdum yorganımın altından.  Babamın sesi anneme ne kadarda benziyordu öyle.  Sanki annem ve babam birbiriyle karışıp bir bütün olarak konuşuyordu. Normalde iki kişiler ama bir kişi oluyorlar.

Ha?!

O nasıl oluyor Allah aşkına.

Yüzüm artık buruşmaktan yaşlı nene kıvamına geldiğinde yorganı üzerimden sonunda çekme zahmetinde bulundum. Kime geldiğimizi merak etmiştim.

Bir dakika? 

Yok artık. Saat kaç oldu!!

Yorgan bu sefer araba tavanı ile buluştuğunda şaşkın ördek gibi etrafa bakındım. Ben arabayı bir kaç saat kullandıktan sonra etraf karanlık olduğu için ve artık köy yollarına girdiğimiz için yavaş yavaş, babam almıştı. Araba sürerken Toprak yüzünden az daha kriz geçirecektim, söylenmeden edemeyeceğim vallahi. Pislik mendebur tezek suratlı benimle alay ediyordu resmen. Alay mı denir aslında bilmiyorum ama yüzünde hiç eksik olmamıştı o sırıtması. Yemin olsun üzerine sürüp kaza yaptırmamak için kendimi zor tutmuştum. Manyak herif.

Serinlemek için açtığım camdan bana göz kırıpmıştı, bana ya bana. Leylaya! Direksiyon bile zor tutmuştu kendini elimden. O sinirle yerinden sökebilir ve anne misali terlik fırlatırcasına camdan ona atabilirdim. Ama böyle birşey olmamıştı tabiki. Gerçek olan ağrıyan dişlerimdi. Sıkıp sıkıp durmaktan fena ağrı girmiş, ben Toprak şahsı yetmiyormuş gibi bir de onun için acı çekmiştim. Hepsi ama hepsi o uzun saçlı öküz yüzündendi, salmıyordu mübarek.

ATEŞBÖCEĞİ ( Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin