Keyifli okumalar..
Oy vermeyi unutmayın..
🔅🔅🔅
"Medine, şu an değil lütfen." dedim ağlamaklı sesimle.
Dayanamamıştım, göz yaşlarım yarı yolda koy vermişti kendini. Sessizce hıçkırsam da Medine elbette fark etmişti. Hatta gözlerimden anladığını, yüzümün bembeyaz kesildiğini söylemişti. Öyledir, bilmiyorum.. Kendimden hiç haberim yoktu ki.
Piknik alanına hiç varmadan ormanın içine doğru gitmiştim, Medine ise namazdan dönüş yolunda görmüştü beni. Ve hızla yanıma gelerek, soru bonbandırmanına uğratmıştı beni.
Hırsla sildiğim gözlerimi bir kez daha sildim acımasına rağmen. Tek acıyan o değildi ya...
"Leyla! Ne olduğunu söyle artık. Endişeleniyorum." dedi çaresizce.
Burnumu gayet kabaca çekip elimin tersi ile sildim ve buğulu gözlerimi ona çevirdim. Nasıl böyle bir şey duyardım ben! Nasıl böyle bir şey derdiler bizim hakkımızda!
Bizim.. Bizim öyle mi?
Dudaklarımın arasından bir hıçkırık daha çıktığında kuvvetlice, bir şey demeden Medine' nin kolları arasına girdim ağlamalarımın da daha şiddetlenmesi ile.
Şu an kendimi çok kötü hissediyordum ve bir an önce eve gitmek istiyordum. Toprağın yüzüne bakamazdım bir daha. Baktığımda utançtan ölürdüm ben.
Medine beni kolları arasına sıkıca alıp şefkatle "Leyla.." dedi bana sarılarak.
Sarılınca daha çok ağlayasım gelmişti. Öyle ki gözlerim bile ağrımaya başlamıştı artık.
"Medine, müsade eder misin?" diye duyduğum sesle neye uğradığımı şaşırdım. Ben kaçmak için özellikle piknik alanına gitmemiştim, o ise yine burnumun dibine gelmişti. Heyecandan ve yaptığım panikten kalbim adrenalin salgılaması ile atışını değiştirerek beni daha da zora sokarken dudaklarımı birbirine bastırdım. Değişmekle de kalmamış, alaşağı olmuştu adeta.
Medine' ye saklanır gibi, yüzümü onun göğsüne daha da bastırdığımda Medine benim bu halime karşılık "Şu an hiç uygun zaman değil Toprak." demiş ve onu reddetmişti.
İçimden Medine' ye sonuna dek hak veriyor ve onunla konuşmamak hatta göz göze gelmemek için çıtımı çıkarmıyordum asla. Ağlayan gözlerim bile Toprağın sesini duyması ile durmuştu birden. Hıçkırıklarım da benim gibi sesini soluğunu kesmiş, tek duyduğum kendimde kalbimin yüksek sesle güm güm diye atmasıydı, hızla göğsüme çarpmasıydı.
"Lütfen.." dedi Toprak itiraz kabul etmeyen bir tonda. "İtiraz etme sırası değil."
Sesinde öyle bir vurgu vardı ki, istemsizce Medine' ye daha da sokuldum. Kızgın mıydı? Öfkeli, sinirli.. Hiç biri değildi ama içimde aslında hepsiydi. Çünkü ben nasıl duymak istiyorsam öyle duyuyordum sesinin tonlarını.
Medine' nin gitmemesi için kolunu sıkı sıkıya, annesini bırakmak istemeyen bir kız çocuğu gibi tuttum. "Toprak kız iyi de-" diye tekrar itiraz edecekken Toprak izin vermedi.
"Neden ağladığını biliyorum ve konuşmamız gerekiyor." dedi. "Şimdi müsade eder misin?"
Ben iki saattir Medine' ye söyleyememiştim nedenini, ısrar etmişti ama konuşacak takatim mi vardı da bir de duyduklarımı anlatacaktım ona. Belki sonra, daha sonra ama şimdi kesinlikle değildi. Buna Toprak da dahil. Medine ile dahi konuşamamıştım, bir de asıl kişiyle nasıl konuşacaktım Allah aşkına! Boşuna uğraşıyordu, konuşmak değil yüzüne bile bakamazdım onun ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞBÖCEĞİ ( Ara Verildi)
SpiritualitéKüçüklüğünden beri amcasının oğlu ile kavgalı olan Leyla, yıllar sonra gelecek olan kuzeninin haberi ile sarsılır. 22 yaşına gelmiş olsa bile Leyla; hala Toprak' tan ilk günkü gibi nefret etmekte ve onu görmek istememektedir. Toprak; eskiden Leyla...