Kantine indiğim de sinirle Yankı'nın yanına gidip masaya oturdum. Yankı kaşlarını çatarken "Saçların neden ıslak ve üstündeki erkek sweatı kimin?" diye sordu.
Bütün olanları ona anlatırken Yankı aralarda küfürleri ile beni durduruyordu.
"Lan iyi ki başını derde sokma dedim." diyen Yankı ile "Hazal kaşındı." dedim.
O sırada Kuzey yanımıza geldi ve "Gece olanları duydum. Nasılsın? Birisi bir şey yaptıysa söyle sikeyim." dedi.
"Merak etme ben iyiyim." dedim. Kuzey derin bir nefes verip masaya otururken kantine giren Alaz, Beril ve Yeşim'i gördüm.
Hazal yanlarında yoktu. Olmamasına da sevinmiştim. Hazal'ı Alaz'ın yanında görmek sinirimi bozuyordu.
Hayatın en acı ve hüzünlü anı mevsimine kapıldığın kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın andır.
Alaz için sadece öylesine biri olduğumu bilmek o kadar acı veriyor ki. Hazal gibi bir sürtük ile iki yıl geçirmiş ve geçiriyor.
Yankı "Çok sevdiğim bir düşünür 'Hayatı Yaşa' demişti. Acaba sen de hayatını mı yaşasan Gece?" diye sordu.
Anlamayarak "Efendim?" dedim. Aklım Alaz'da idi ve Yankı'nın dediklerini pek dinlediğim söylenemezdi.
"Gece Alaz için gözlerin doldu. Değer mi?" diye soran Yankı ile "Onunla bir ilgisi yok." dedim.
"Ona bakman da kesinlikle tesadüf ya da göz takılmasıdır." diyen Kuzey ile "Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok." dedim ve başımı geri Alaz'a çevirdim.
Kimin söylediğini hatırlamasam da bir adam "Gökkuşağı istiyorsan yağmura katlanmalısın." demiş.
Pek inancım olmasa da çok sevdiğim yağmurdan nefret ederek gök kuşağının ortaya çıkmasını bekleyecektim.
"Neden o herife aşıksın? Neden?" diye soran Yankı ile "İnsan sevdiği için sever, aşkın hiçbir gerekçesi yoktur." dedim.
"Ama acının sebebi de aşk değil mi?" diye soran Kuzey ile "Lütfen bu konuyu eşelemeyin." dedim.
İkisi de susarken Alaz'ı izlemeye devam ettim. Daha birkaç gün önce nefret ettiğim çocuğa aşıktım.
"Nefret, aşka dönüşebilen güçlü bir duygudur." derlerdi de inanmaz ve "Nefret nasıl aşka dönüşebilir? Nefret nefrettir, aşk da aşktır. Siz duygularınızı ayırt edemiyorsunuz." derdim.
Meğersem haklılarmış. Bu iki duygu o kadar çok benziyorlar ki hangisini hissettiğini ya da nasıl birbirlerine dönüştüğünü anlayamıyorsun.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dokunulmazlar
ChickLitOkulun baş belaları. Nerede, ne zaman, nasıl, ne, neden ve kim soruları onları hiç ilgilendirmiyor. Her zaman nerede oldukları fark etmezsizin başlarını belaya sokabilirler. Peki okuldan atılmak için fazla korkunçlar ise okul müdürü buna nası bir çö...