Yağmur şiddetle yağarken hepsi okul binasına doğru gitmeye başladı. Tabi ki ben gitmedim.
Yağmur hızla yeryüzüne hızla inerken kollarımı iki yana açıp yüzümü gökyüzüne çevirdim.
"Manyak! Gel buraya hastanacaksın!" diyen Yankı ile ona dönüp dil çıkardım.
"Yağmurdan kaçılmaz ki oğlum! Siz de gelin." dedim. Bunu dememle Kuzey anında yanıma gelip ıslanmaya başladı.
Kısa bir süre sonra hepsi yağmurun altına ,yanıma, geldi. Küçüklüğümden beri yağmuru vücudumda hissetmeyi çok severdim.
"Tamam hadi bu kadar yeter içeri geçelim." diyen Alaz ile kızlar içeri geçerken ben omuz silktim.
"Siz geçin ben yağmur bitene kadar buradayım." dedim. "Biraz daha kalırsan hasta olursun. Hadi içeri geçelim." dedi Yankı.
"Oğlum gelmeyeceğim diyorum ya!" diye sitem ettim. Yankı beni içeri geçirmek için benim yanıma gelirken hızla ondan uzaklaştım.
Yankı beni yakalamak için koşmaya başlarken bende hızla koşmaya başladım. Gülerek arkama baktığımda Yankı arkamdaydı.
Bir bedene tostlamam ile aniden durmak zorunda kaldım. Çarptığım gövdeye oldukça yakın dururken kafamı kaldırıp kim olduğuna baktım.
Alaz bana gülerek bakarken dudağımı büzdüm. Alaz beni birden omzuna alması ile "Siktir' İndirsene beni!" diye bağırdım.
Alaz dediğime cevap vermezken bizimkilere döndüm. "Lan geçen gün biz Dokunulmazlarız birbirimizin arkasını koruyup kollamalıyız demiyor muydunuz?" diye bağırdım.
"Kankacağızım şöyle düşün senin hastalıklardan koruyup kollamaya çalışıyoruz." diyen Kuzey ile kaşlarımı çattım.
Alaz beni okul binasından içeri soktuğundan sonra yere indirdi. Yağmurda dolaşma hevesim de kalmamıştı.
Yankı ceketini sırtıma yerleştirirken "Giy şunu. Evimde hasta birisini istemiyorum." dedi. Gülerek "Evin değil evimiz Yankı. Artık senin güzeller güzeli mükemmel bir ev arkadaşınım unutma." dedim.
"Geri zekalıyım ya! Böyle bir detayı nasıl karıştırırım." diyen Yankı ile gülerken elinde ceketini sıkıca tutup sıkan Alaz'ı gördüm.
"Alaz mal mısın? Yağmur altında kaldın ceketini giy." dedim. Alaz cevap vermezken sinirle yanımızdan ayrıldı.
"Neye sinirlendi lan bu? Kırmızı görmüş boğa gibi soluyor." diyen Kuzey ile dudağımı büzüp "Ne bileyim kızmıştır bir şeye." dedim.
"Ben ona bakarım. Siz boşverin." dedi Yeşim ve Beril'i de alarak Alaz'ın arkasından gittiler. Yine Dokunulmazlar ile yalnız mı kaldık?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dokunulmazlar
Chick-LitOkulun baş belaları. Nerede, ne zaman, nasıl, ne, neden ve kim soruları onları hiç ilgilendirmiyor. Her zaman nerede oldukları fark etmezsizin başlarını belaya sokabilirler. Peki okuldan atılmak için fazla korkunçlar ise okul müdürü buna nası bir çö...