Beril'den Devam
"Cam kırıklarını toplamalıyım." dedim ve yere eğildim. Yankı da benim gibi yere eğilirken "Cam kırıklarını boş versene. Parmağındaki kesiğe bakalım." dedi.
"Ufacık kesiğe ne taktın be." dedim. "Kesiğe değil ben sana zarar gelmesine taktım." diyen Yankı ile sessizce yutkundum.
Kalbimin kan pompalamayı unutup Yankı'yı izlemeye başlaması normal mi? Birazdan ölebilirim.
"Hadi kalk. Yarana bakacağız." diyen Yankı ile eğildiğim yerden ayaklandım.
"Camlara basmadan yürüyebilecek misin?" diye soran Yankı ile "Yürürüm." dedim.
Yankı sandaletlerime baktı ve "Tabanı çok ince. Hatayla bir cama basarsan ayağın çizilebilir." dedi.
"Yok ya ben camlara dikkat ederek yürüyebilirim." derken Yankı bir anda beni kucağına aldı.
"İşimi olasılıklara bırakmayı sevmem." diyen Yankı ile cevap veremedim. Kollarımı boynuna dolarken yüzünü inceliyordum.
Yüzünü daha önce hiç bu kadar yakından incelememiştim. Kaşı, burnu, yüz hatları, çenesi... Bir insan bu kadar da mükemmel olmaz be.
Yankı beni mutfaktan çıkarınca "Artık indirebilirsin." dedim. Ama Yankı beni duymamış gibi yürümeye devam etti.
"Yankı nereye gidiyoruz?" diye sordum. Yankı cevap vermezken merdivenlerden çıkıp bir odaya girdi.
Burası sanırım onun odasıydı. Gri ve beyaz renklerde döşenmiş odası hem şık hem sadeydi.
Yankı beni yatağının üzerine bıraktı ve masasının üzerinden yara bandı aldı. Yankı yanıma otururken yüzümün tekrar kızardığı belli olmaması için başımı öne eğdim.
Yankı yaramdan akan birkaç kanı nazikçe temizledikten sonra yara bandını parmağıma yapıştırdı.
Gülerek "Yaramı temizleyip yara bandı yapıştırdığına göre artık için rahat etti mi?" diye sordum.
"Sen harika birisin." diyen Yankı ile utanarak "Sende fena değilsin işte." dedim. Yankı bu dediğime gülerken çenemi tuttu.
Yüzümü kendisine çevirince gözlerimiz birbiri ile buluştu. Onun koyu kahve rengindeki gözlerinin karşısında benim mavi gözlerim sanki değersizleşiyordu.
"Beril söyle bir şansım varsa. Beril ufacık bir şansım varsa beni seç. Benimle ol. Senin sevgilin ben olmak istiyorum. " diyen Yankı ile hiç düşünmeden gülümsedim.
Yankı gülümsememe karşılık verirken elini yanağıma koydu. Dokunduğu yerler yanarken dudaklarımızı birleştirdi.
Öpüşmemiz sertleşirken kapının bir anda tıktıklanmadan açılması ile Yankı'dan ayrıldım.
"Abu! Bunlar Alaz ve Gece'den bile hızlı! Mercimek bu sefer kesinlikle fırına girmiş. Yeşim sen bakma." diyen Kuzey ile utanarak kafamı öne eğdim.
"Kuzey odamdan çık." diyen Yankı ile Kuzey "Böldüğüm için üzgünüm. Erkek olursa ismini Kuzey koyun." dedi ve kapıyı kapatarak gitti.
"Yatıp uyuyalım mı? Bugün oldukça yorucuydu." diyen Yankı ile "Olur." dedim. Yankı ile beraber yatağına uzanırken ikimiz de yüzlerimizi birbirimize dönmüş göz göz bakıyorduk.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dokunulmazlar
Romanzi rosa / ChickLitOkulun baş belaları. Nerede, ne zaman, nasıl, ne, neden ve kim soruları onları hiç ilgilendirmiyor. Her zaman nerede oldukları fark etmezsizin başlarını belaya sokabilirler. Peki okuldan atılmak için fazla korkunçlar ise okul müdürü buna nası bir çö...