İğrençtim. Tek kelime ile iğrenç. Kendime ne yaparsam yapayım çeki düzen veremiyordum. Ji Yeon beni mahvediyordu.Toparlanmaya çalıştıkça batıyordum.
Beni terk etmiş sayılır mıydı? Muhtemelen. Ondan tekmeyi yer yemez kendimi barlara atmamam gerekirdi. Ama bana iyi gelen tek şey içmekti bu aralar. Ve ben dün gece bara gitmiştim işte. Büyük bi hata yaparak.
Kafam yerinde değildi o dakikalarda. Hatırlamıyordum bile doğru düzgün. Sadece yüzünü gördüğümü biliyordum. Gerisini Jimin anlatmıştı. Çok içtiğimi. Kendimi kaybettiğimi. Ardından bütün gece reddettiğim kadınları aynı anda odaya götürmeye çalıştığımı. Olmayınca en azından ikisinden vazgeçemeyeceğimi söylediğimi.
Sonra Ji Yeon'a haber verip pişman olacağım bir şey yapmamam için onu bulunduğumuz mekana çağırışını.O gelmişti. Jimin'in dediğine göre o kadınlarla girdiğim odaya da girmişti. Gerisini anlatamamıştı işte. Odanın içinde ne olduğunu normal olarak bilmiyordu. Bende hatırlamıyordum. Sadece kadınların onun girişinin hemen ardından çıktığını ve fazla sürmeden onun da sinirli bir şekilde ayrıldığını söylemişti Jimin. Bu da yeterdi zaten konuyu özetleyebilmem için.
Beni uygunsuz bir halde görmüştü. Yine.
Sarhoştum. Hatırlamıyordum bile diyerek kendimi savunmak istiyordum ama o gece mekana giderken gayet ayık olduğumu hatırlıyor ağzımı bile açamıyordum.
Ona mesaj atmak da istemiştim. Defalarca kez hemde. Ama yapamamıştım.
Ne yazacaktım hem. Bana güvenmiyordun, al işte sonunda istediğin oldu mu?
Ellerimi cebime sokarak boş koridorda dolanmaya devam ettim. Okulun tamamı yemekhanede olmalıydı. O hariç. Onu bir yerlerde bulmayı umut ediyordum. Sınıfı ne onu bile bilmiyordum sadece olduğum yerden geçmesi için dua ediyordum. Bizim dönemin bütün sınıfları da bu kattaydı. Muhtemelen bu katta görürdüm onu. Yani umarım.
Başımı ağrıtan geceden kalma hissi savuşturmaya çalışarak küfrediyordum. Kendimden nefret etmeme ramak kalmıştı. Onun gördüğü gibi biri değildim ben. Ama gün geçtikçe öyle birine dönüşüyor olmak sinirlerimi bozuyordu.
Ellerimi saçlarımın arasından geçirip koridorda göz gezdirdim. Sınıfların kapalı olan kapılarına baktım boş boş.
Sonra aniden bir şey oldu. Tam da önünde durduğum sınıfın kapısı açıldı. Dışarı çıkan bedeni fark ettiğimde dudaklarıma bir tebessüm oturdu.
O ise beni fark eder etmez uzaklaşmaya yeltenmişti.
Önüne geçerek onu durdurdum. Sonra diğer tarafa yöneldi. Bir kez daha önüne geçtim.
"Ji Yeon, biraz konuşalım. Lütfen."
Sustu. Gözleri yüzümde gezindi uzunca. Sanki sadece bakarak bir şeyler anlatmak istiyor gibiydi. Hatta birazdan bakışlarıyla benden uzak dur diyecekti.
"Dün gece neler olduğunu pek hatırlamıyorum. Jimin bir şeyler anlattı. Gelmişsin. Hiçbir şey olmadı. Yemin ederim."
"Biliyorum."
Bunu beklemiyordum.
"Ne?"
Derin bir nefes aldı. Kollarını birbirine dolayıp devam etti. "Bir şeyler olmadığını biliyorum. Çünkü tam o anda ben geldim Yoongi. Emin ol ne kadar kötü bir manzara ile karşı karşıya kaldığımı bilemezsin."
"Ji Yeon biliyorum. Yine hata ettim."
Kaşları kalktı. Devam etmemi istiyordu. "Ve?"
"Ve?"
"Özür dilemen gerekiyor."
Durakladım. Özür dilemem mi? Bunu hiç düşünmemiştim. Orada olmamın bir nedeni de onun dedikleri değil miydi? O zaman ilk önce onun benden özür dilemesi gerekirdi.
"Senin bana olmayan güvenin sayesinde bu durumdayız."
Özür dilemeyeceğimi fark ederek kaşlarını çattı.
"Pardon? Benim bir hatam olduğunu mu savunuyorsun hala? Ben gayet mantıklı bir şekilde düşünerek geleceğimizi tahmin etmişim. Seni bar köşelerinde üçlü yapacakken buluyorum. İyi ki suçlamışım! Hatta öyle ki çok yerinde bi suçlama olmuş bu!"
Sinirlenme Yoongi. Yine kavga etmeyin. Yine tartışmayın anasını satayım. Bi kere de olsun mutlu ayrılın birbirinizin yanından.
"Senin dediklerin yüzünden o kadar içtim. Bana olan güvensizliğin kadar etkilemiyor hiçbir şey beni. Görmüyor musun? Yoksa görmek mi istemiyorsun?"
"E yani? N'apalım şimdi? Ben gideyim sende doğruca bi bara uğrayıp biraz daha iç! Çok içmen gerekiyor ya hani! Hem belki bu sefer üçlü yapabilirsin rahatsız edilmeden."
Sinirle soludum. Neyseki koridor boştu yoksa bana yükselttiği bu sesi görmezden gelmek daha zor olabilirdi.
Ona bağırarak karşılık vermemek için derin birkaç soluk aldım.
"Önce sen özür dile. Sonra ben."
Başını sanki dünyadaki en saçma şeyi söylemişim gibi iki yana salladı.
"Hayatta olmaz. Bugün bir kişi özür diliyor. O da sen oluyorsun. Belki böylece gözlerimin önündeki kızılla sarışından kurtulmuş olurum. Hatta güzel bir özür olursa neredeyse soyunacak olan sarhoş seni de silerim!"
"Ji Yeon, zorluyorsun."
Omuz silkti.
"Evet zorluyorum. Mesele senin ne kadar dayanabileceğin! Özür dileyene kadar bana yaklaşma."
Kookiloji ve redninja_rapheal 'in ortak eseridir.
Hissediyorum Yoongi çok linç yiyecek bu bölüm xjdjdjzj

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just One Woman | MYG
FanfictionHAYRAN KURGU #1 Yoongi: Tüm kızlara karşılık sadece sen Ji Yeon: Sen ve sadece tek bir kıza bağlı kalmak? Güldürme beni Yoongi: Dediklerimi yaparsan bu olacak +18 Yetişkin içerik Cinsellik / Küfür