Just One Woman | MYG

27

Esen rüzgar yüzüme doğru gelirken ellerimi ceplerime sokarak soğuğu hissetmemeye çalıştım. Beklediğim beş dakikanın sonunda önünde durduğum kapıyı açmıştı.

Bakışlarım ayakta zor duran bedenini süzerken onun yüzünde aptal bir sırıtış vardı. "Geldin."

Beni görmek onu çok mutlu etmiş gibi kolumdan tuttuğu gibi içeriye çekmişti bedenimi. Evin sıcaklığını hissettirdiğimde hafifçe gülümsedim ve ellerimi ceplerimden çıkardım.

Bana doğru ilerleyen sarsak adımlarına karşılık gözlerimi devirdim ve düşmemesi için kolundan tuttum. "Şu haline bak, niye içiyorsun ki bu kadar?"

Karşımda duran bedeni biraz daha ilerledi ve elleri belimi buldu. Bedenimi kendine yaslarkan aldığım net alkol kokusu yüzümü buruşturmama sebep olmuştu.

"Bunun nedenini bilmiyor musun gerçekten?"

Kelimeler ağzının içinde dönüp garip çıksa da onu anlayabileceğim şekilde konuşuyordu.

"Bilmiyorum nedenini?"

Kafasını hafifçe geri çekip sırıtmaya başladı. Yakından gördüğüm gülüşü güzel görünmüştü gözüme. Karakteri böyle olmasa dediği gibi gerçekten yakışıklıydı ama dış görünüş bu durumda bir şey ifade etmiyordu benim için.

"Benimle sevişmeye mi geldin?"

Gözlerimi kapattım ve nefesimi verdim. Sarhoştu tabii evine geldiysem böyle düşünmesi normaldi. Sadece borçlu hissetmiştim ona karşı. O da aynısını yapıp, ben sarhoşken evime gelip bana dokunmadan yatırıp gitmişti. Bende öyle yapacaktım.

"Evet Yoongi, seninle sevişmeye geldim." dediğimde sarhoş halde bile bayık bakan gözleri parlamıştı sanki.

Bunu sadece onu odaya çıkarmak için söylemiştim. Yatağına yatmasını sağlayıp gidecektim. Aklımda aksi olan hiçbir düşünce yoktu.

Ona karşı hiçbir hissim yoktu.

Tabii bu dediğimi duyan Yoongi ben ona engel olamadan ense kısmından tutarak tişörtünü bir çırpıda çıkarmıştı üstünden. Cidden...

Yere attığı tişörtü elime aldım ve çıplak bedenine değmeden sadece koluna sarıldım. "Burada olmaz ama, hadi odana çıkalım öyle." Kafasını hızla salladı ve bana doğru bir adım atarak dudağıma eğildi.

Başımı yana kaydırıp omzuna yasladığımda son anda kurtulmuştum dudaklarından. Beni öpemezdi. Çenemi omzuna yasladığım ve o da üzerime eğildiği için şu an sarılı pozisyondaydık. Onun üstü çıplaktı.

Nefesimi verdim ve geri çekilip tekrar koluna girdim. Merdivenlerden çıkıp daha önce girmiş olduğum o odaya ilerleyip içeriye girdik.

Yavaşça bedenini yatağa bıraktığımda gözlerim etrafta gezdi. Odası neden dağılmıştı bu kadar? Dolap kapakları açık, çoğu kıyafeti dışarı savrulmuştu. Camı açılmış yere kadar uzanan perdesini uçuruyordu. Camın altında ki koltuğun önünde duran masanın üstünde bitmiş içki şişeleri dağılmıştı. Sahiden kaç şişe içmişti o? Üstelik içtiği viskiydi, gayet ağır bir içki.

Dağılmış yatağın üzerinde ki bedeni yarı kapalı gözlerle beni izlerken başımı ondan çevirdim ve gidip önce camı kapattım. Komidinin çekmecesinden bulduğum siyah çöp poşeti ile bitmiş, bazıları yarım olan tüm içki şişelerini ve yerde ki gereksiz çöpleri toplayıp poşete doldurdum.

Dolabına doğru ilerlerken bir kaç adım kala durmuştum. Ona özel bir alandı ve dokunmamalıydım. Biz o kadar da yakın değildik, dolabına girmeyi doğru bulmamıştım.

Ona döndüğümde çoktan sızmış olduğunu gördüğümde yere düşmüş bir sweeti elime aldım ve yanına yaklaşarak giydirdim.

Teni cidden benimkinden bile beyazdı.

Altında kalan pikeyi açarken fark ettim bileğini. O cidden benim tokam mıydı? Ben göz yanılması yaşıyor olabilir miydim? Eğer siyah lastiğin bir kısmında mavi bir çizgi varsa benimdi. Çünkü tüm tokalarımı aynı yerden alırdım.

Elini yavaşça kaldırıp baktığımda bileğinin altında kalan kısımda o mavi çizgiyi gördüm. Evet, cidden benim tokamdı. Durup düşündüğümde aklıma gelmişti. Evine geldiğim ilk gün odasına çıkmadan yanımdan geçerken arkamdan tokamı çıkarmıştı. Ve bende daha sonra hiç sormamıştım. Ama bunu beklemiyordum gerçekten.

Gözleri hafifçe araladığında göz göze geldik. Çok minik bir aralık ile bakıyordu bana.

Dudakları hareket etmeye başladığında ona doğru eğilerek dediklerini duymaya çalıştım.

"Seni gerçekten beğeniyorum. Etrafımda ki kızları unutturacak kadar güzelsin."

Kookiloji ve redninja_rapheal'in ortak eseridir.