Gerildiğimi hissediyordum. Yoongi beni gerçekten geriyordu ve bazen karşısında afallamaktan korkuyordum. Etkilenmek değildi bu. Ondan hoşlanmadığıma, etkilenmediğime emindim. Sadece beni telaşa kapıp, geriyordu.
Verdiği eşofmanı eteğimin altından giydim ve belimden düşmemesi için ipini sıkıca bağladım. Eteğimi çıkartıp elime aldığımda karşımda ki boydan aynaya baktım. Paçaları yerleri süpürüyordu ama önemli değildi, bacaklarımı kapatsa bana yeterdi zaten.
Elimde ki etekle kapıyı açtığımda aniden karşımda gördüğüm bedeniyle korkuyla geri sıçradım. Elim kalbimin üstüne giderken alttan alttan ona baktım. "Ne yapıyorsun ya kapının önünde," Karşısına geçtim. "Ödüm koptu."
"Sen gelmeyince gelip bir bakayım dedim," Gözlerimi devirdim. "Yoongi bir saat olmadı sadece bir kaç dakika."
Dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi. "Bu gece dakikayı bırak, saniyeler bile önemli."
Bir süre göz göze kalmıştık bu cümlesinden sonra. Açık açık bana yürüyordu ama o bana göre bir erkek değildi. Kalbimi ellerine verirsem, atacak bir kalbim kalmazdı.
"Her neyse, burada mı duracağız hadi içeriye gidelim."
Yanından geçip salona geri döndüm. Eteğimi katlayıp çantamın içine yerleştirirken o gelip yanıma oturmuştu. Düz dönüp sehpanın üzerinde yarısı içilmiş içki olan kadehi elime alıp yudumlamaya devam ederken o sanırım üçüncü kadehini içiyordu. Gerçekten çok fazla içki tüketiyordu ve bu yaşta bu hiç iyi değildi. Bünyesi kuvvetli olsa da bir yere kadar dayanırdı, o son bir kaç gündür sürekli içiyordu.
Nefesimi verdim ve kendime yeni bir kadeh doldururken o içmek üzereyken elinden aldım. Şaşkın gözlerini bana diktiğinde kaşlarımı kaldırdım. "Çok içiyorsun, bu gecelik bununla yetin."
Başını salladı. "Bununla mı?" derken elimde tuttuğum bardağı gösterdi. "Daha bir bardak bile olmadı."
Gözlerimi devirdim ve bardağı sehpanın üzerine koyarak içki şişesini de oturduğum koltuğun yan kısmında yere koydum.
"İçmiyorsun dedim Yoongi, uzatma."
Verdiği sıkıntılı nefesi duymuştum. "Pekala o halde bir şeyler yapalım." Ona döndüm. "Madem benim seçeceğim filmi istemiyorsun sen seç de izleyelim."
Kocaman gülümsedim ve televizyonu internete bağlayarak sevdiğim aile ve dram filmini açtım. Yoongi büyük ihtimalle filmin konusunu bile bilmediği için bir tepki vermemişti. Asla böyle bir film beklemediğini biliyordum.
Gülümseyerek tekrar eski yerime geçtim. Bardağım bitince yeni bir kadeh daha doldurdum kendime.
Arkama yaslanıp ekrana odaklanacakken başını kaşıyan eli gözüme çarptı. Oradan da bileği. Yine benim tokam vardı bileğinde. Bu kafamda soru işaretleri oluştursa da şu an birşey söylemek istemiyordum.
Film başlayalı yarım saat geçmişti ve Yoongi asla filmi izlemiyordu. Cidden gözlerinin tek odağı sadece bendim. Ve altımda ki eşofman?
Bacaklarım bile açık değilken niye bakıyordu bu?
"Neden bakıyorsun bacaklarıma?"
Omuz silkti. "Eşofmanımın sana ne kadar yakıştığını düşünüyorum." Kurduğu cümleye karşı nefesimi verdim.
Biraz gevşemiş gibiydim ve bir bardak daha içmek istiyordum. Kaç bardak içtiğimi bilmiyorum ama beynim uyuşmuş gibi bir his veriyordu ve bu benim hoşuma gitmişti. Sanki önceden kendimi kasıyordum da, içince rahatlamıştım.
Bardağa doldurmaya üşenip içinde yarıdan az kalan şişeyi alıp dudaklarıma yasladım. Dudaklarımın arasından kayıp boğazımdan aşağı inen sıvının verdiği hissi seviyordum.
"Hop, yavaş yavaş."
Yoongi elimde ki şişeye uzanacakken tek elimle onu ittim. "Uzak dur, içeceğim."
Güldü. "Bu benim yararıma olur, sen sonradan pişman olma da."
"Ne?"
"Yok bir şey sen iç."
Artık şişenin dibi geldiğinde tamamen kaybetmiştim bilincimi. Sadece biraz daha fazla istiyordum. Daha yok muydu?
Başını koltuğun arkasına yaslayıp beni izleyen Yoongi'ye döndüm. "Ben bir daha istiyorum." dedim elimde ki boş şişeyi yukarı kaldırıp.
Güldü. "Daha yok ama sana verebileceğim başka birşey var."
Gözlerim heyecanla büyüdü. "Ne vereceksin?"
Hafif bulanık gören gözlerimle bana doğru eğildiğini fark ettiğimde belimi saran eller sonucunda şimdi kucağında oturuyordum.
"Bir şey vermeyeceğim, sadece burada otur."
Ellerim boşta kalırken kaldırıp omuzuna sabitledim.
"Neden ki?"
Bir eli bacağımı okşarken mırıldandı. "Çünkü bana yakın olman hoşuma gidiyor." Yasladığı yerden öne çıkıp diğer eliyle boynumu kapatan saçlarımı geri attı ve dudaklarını tenime bastırdı. "Sana yakın olmak düşündüğümden daha çok hoşuma gidiyor."
Dudaklarının tenimde gezinmesiyle gözlerimi kapatmıştım. Tenim uyuşuyor gibiydi. Bana yaklaştığı için heyecanlanmıştım ama kafam yerinde değildi şu an.
Omuzunda duran ellerimi boynuna sardım ve kucağında ilerleyip bende başımı onun boynuna gömdüm. Altımda hissettiğim şeyler beni daha heyecanlandırırken dudaklarımın üstünde ki beyaz teni dişlerimin arasına aldım.
Elleri bacaklarımdan kalçama kaymış ve benim hareketimle sıkmıştı. "Ji Yeon..." diyen fısıltısı zorlukla kulağıma ulaşırken umursamadan boynuyla ilgilenmeye devam ettim.
Oradan gelen koku hoşuma gittiği için başımı oradan çekmek istemiyordum. Ama dakikalar sonra Yoongi daha dayanamamış gibi tek elini belime sarıp bedenimi oturduğumuz koltuğa düşürüp kendi de üstüme çıktı.
Gözlerinde gördüğüm şehvet içimde bir şeyleri canlandırırken göz kapaklarıma tonlarca ağırlıkta bir şey koymuşlar gibi açık tutamıyordum.
Gözlerimi kapatmadan önce o mırıldanmayı duymuştum.
"Beni deli ediyorsun Ji Yeon."
Kookiloji ve redninja_rapheal' in ortak eseridir.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just One Woman | MYG
FanfictionHAYRAN KURGU #1 Yoongi: Tüm kızlara karşılık sadece sen Ji Yeon: Sen ve sadece tek bir kıza bağlı kalmak? Güldürme beni Yoongi: Dediklerimi yaparsan bu olacak +18 Yetişkin içerik Cinsellik / Küfür