korkma benden abla, lütfen

1.8K 192 71
                                    

"Ve bu savaştan sonra ülkenin gelişimi sonunda başladı."

Jimin Yoongi ile çalışma odasında yaklaşık üç saattir çalışıyorlardı.

"Beynin patlayacak sanırım." Yoongi kafasını tutuyordu. Az çok bildiği şeyler vardı ama bu kadar eski ve derin olarak bilmiyordu. Fazlasıyla yorulmuştu.

"İstersen mola verebiliriz." dedi Jimin gülümseyerek.

"Gerçekten çok iyi olur." diye yanıtladı Yoongi.

"Hadi gel, bahçede biraz yürüyelim." Jimin Yoongi'ye kapıyı açtı ve birlikte odadan çıktılar.

Sarayın koridorlarında ilerlerken askerler ve hizmetçiler iki omegaya saygı ile eğiliyor ve gülümsüyorlardı. Yoongi halen bu hisse alışamamıştı. Ama tüm engelleri aştıklarında kraliyetten olacağı için buna alışması gerekiyordu.

Boynundaki fulardan sıcaklamıştı. Boynunun örtülmesi onu resmen boğuyordu. Omega olduğundan dolayı ise senelerce bu acıya katlanmak zorundaydı.

Parmağını fulara atıp fuları çıkardı. Derin bir nefes aldı ve dağılan saçlarını dağıttı. Jimin ile gözlerini kocaman açmıştı ve Yoongi'nin elindeki fuları göstererek,

"Onu tak Yoongi. Bu büyük sarayda eşsiz başka alfalarda var." dedi.

Yoongi ise derin bir of çekip fuları geri taktı. Büyük bir kapıdan çıkıp bahçeye vardılar. Pek çok güzel güzel özenilmiş çiçekler vardı. Küçük havuzcuklardan şırıl şırıl sular akıyor, mis gibi çiçekler kokuyordu.

"Hadi, şu havuzun önündeki bankta oturalım Yoongi."

İkili altın işlemeli banka oturdular bir süre sessizce bahçeyi izlediler.

"Ölüm fobimi yenebilecek miyim Jimin ?"

Jimin Yoongi'nin endişeli gözlerine baktı. Tam bir şey söyleyecekken Yoongi sözüne devam etti.

"Gerçekten bu sınav falan hiçbir şey değil. Hoseok'un da başarabileceğine eminim. Ama kendimden emin olamıyorum. Ya yapamazsam ?"

Jimin dudaklarını gerdi. Dostça Yoongi'nin omzundan tuttu.

"Biz yanındayız Yoongi. Hepimiz senin yanındayız. Bir yolunu bulacağız."

Yoongi de gergince gülümsedi ve bakışlarını kaçırdı.

"Oh, siz de mi buradaydınız ?"

Duydukları ses ile ikiside kafasını bahçenin girişine çevirdi. Hoseok ve Jungkook gülerek onların yanına geliyordu. İkisinin de saçları nemliydi ve derin derin nefesler alıyorlardı.

Jimin gülerek ayağa kalktı ve Jungkook'a sarıldı. Ardından da Hoseok'a bakarak eğildi.

"Nereden geliyorsunuz ?" diye sordu Jimin.

"Antreman yaptık biraz. Ben kazandım tabii." dedi Jungkook Hoseok'a göz kırparak.

Hoseok ise kahkaha atıp Jungkook'un kafasına dostça vurdu.

"Sen komutansın, bi zahmet yen beni." dedi.

Yoongi ise Hoseok'un yaptığına bakarak gülüyordu. Hoseok bakışlarını ona çevirdiğinde göz kırptı ve yanına oturdu. İki gün önceki gece pek güzeldi.
Tüm gece birbirlerine sarılarak sohbet etmişlerdi.
Birbirlerini daha iyi tanımışlardı. Geçmişlerini, nasıl insanlar olduklarını daha iyi anlamışlardı.

Yoongi bir süre Jungkook ve Jimin'e baktı. Jungkook'u gördükçe aklına Taehyung geliyordu. Rahat bir ortamdaydı. Sebebini sorabilirdi.

"Komutan Jeon."

thanatophobia | sope Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin