Ağladıktan sonra uyunan uykunun en rahatlatıcısı ve ağırı olduğunu yaşayanlar bilir sadece.Ben de bu uykuyu tatmaktaydım ve akşam yemeği zamanına kadar uyuduğumu, odanın kapısı ısrarla tıklatılana kadar fark etmemiştim.
Başımı yastıktan kaldırıp gözlerimi ovuşturduktan sonra doğruldum ve paytak adımlarla yürüyüp kapıyı açtım. Karşımda, benimkilere bakmakta olan bir çift gri göz bulunca yutkundum, gözlerin sahibi ise yumuşak saçlarını düzeltmek için tek elini kaldırdı. "Akşam yemeğine ineceğiz, Carmen."
"Ben aç değilim," diye mırıldandım ama başını inanmamış gibi iki yana salladıktan sonra bakışlarını öfkeyle oynamakta olduğum parmaklarıma dikti. "Rose bizimle yemeyecek."
"Benim Rose Hanım ile alıp veremediğim bir şey yok, Bay Walter." dedim kendimden emin bir ses tonu kullanarak. "Sadece aç değilim."
"Hazırlanmak için beş dakikan var, Carmen." dedikten sonra beni nazikçe kenara itip içeri girdiğinde gözlerimi devirdim. Her zamanki kadar buyurgan ve inatçıydı kendisi.
O, odaya göz atmakla meşgulken kapıyı kapatıp kollarımı göğsümde birleştirdim. "Cidden tüm bu süre boyunca uyudun mu?" diye sordu kaşlarını kaldırarak dağılmış yatağımı incelerken. Başımı sallayarak onayladığımda işaret parmağıyla kol saatine vurdu. "Hadi, Carmen."
"Tanrı aşkına, siz buradayken nasıl giyinmemi bekliyorsunuz?" diye sorduğumda tek kaşını kaldırdı. "İşte ben de bundan bahsediyordum. Beraber kalsaydık hiçbir şekilde rahat edemeyecektin, bu da en küçüklerinden bir örnek."
Derin bir nefes alıp yakışıklı ama küstah yüzüne baktım. "Benim bu konuyla ilgili herhangi bir sorunum olmadığını neden anlamıyorsunuz?"
"Kadınları okumak benim işim, Carmen." dedi yüzündeki geniş sırıtış eşliğinde bana doğru birkaç büyük adım atarken. "Ve bu iş alanı, seni de kapsıyor."
"Konuşmaya devam edersek beş dakika içinde hazır olamam, Bay Walter." diyerek kapıyı işaret ettiğimde güldü. Çıkmadan hemen önce de "Sinirlendiğin zamanlar hakkında söylediklerini düşünüyordum da... Baban kesinlikle haklıymış," diyerek yüzümü ateşlerin basmasına sebep oldu.
Ondan nefret ediyordum.
Hayır.
Evet.
Kesinlikle evet.
✦ ✦ ✦
Sonunda bir şekilde giyinip saçlarımı da tarak ve bol suyla hizaya sokmayı başardığımda kapıyı açtım. Gustav Walter karşıdaki duvara yaslanmış, beni bekliyordu. Bu durum, yüzümde bir gülümseme oluşturmak için kaslarımı oldukça zorladı ama izin vermedim.
Bakışları üstümde hızlı bir tur attı, sonra kaşlarıyla asansörü işaret etti. "Yemekte bize biri daha katılacak," diye konuştu yan yana yürümeye başladığımızda. Fark ettirmeden iç çektim, yeni biri, tamamen yeni bir problem demekti benim açımdan.
Kendimi, üstüme çökecek olan yalnızlık ve dışlanmışlık duygularının ağırlığını sırtlanmaya şimdiden hazırlamıştım bile.
Asansöre bindiğimizde Walter uzanıp kat numarasını tuşladı, aşağı inerken de gözlerini bir saniye olsun üzerimden ayırmadı. Böyle yapması garip hissettiriyordu, bu süreç içinde ben de ona baksam kalbimin patlayacak kadar hızlanacağından emin olduğum için bakışlarımı ayakkabılarımın üstünde tutmaya gayret ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTIST (Devam Edilmeyecek)
RomanceGustav Walter, Viyana'nın en yetenekli, en yakışıklı ve aynı zamanda en karizmatik ressamı olabilirdi. Peşinde koşan binlerce kıza, büyük bir şöhrete, bol bol paraya, deniz kıyısında güzel evlere sahip biri olabilirdi. Ama bunların hiçbiri, onun na...