I- Masterpiece

2.8K 154 66
                                    


Multimedia; Carmen

Hayat gerçekten gariptir; bir gün normal, her zaman yaptığınız şeyler meşgul eder sizi, bir gün de hayalini bile kuramayacağınız şeyler ayağınıza gelir ve yüzünüze bakıp beklenti içinde sırıtır.

Babam, anneme açtığım isteğim üzerine, iki gün sonra benimle konuşmak için geldiğinde, bu beklenmedik olay, en büyük arzumun gerçekleşmek üzere olmasının verdiği heyecan kalbimi sıkıştırıyor, nefesimi kesiyor ve parmak uçlarıma kadar tüm bedenimin buz kesilmesine sebep oluyordu.

"Gustav Walter," diye girdi sonunda söze yatağımda oturan babam, ben de gözlerimi onunkilerden ayırmadan devam etmesini bekledim. "En yakın dostumun eski arkadaşıymış. David işte, bilirsin." Hızla başımı salladığımda gülümsedi. "Rica ettim ve David, Bay Walter'le görüşüp onu, seninle tanışmaya ikna etti."

Alt dudağımı ısırdım, zafer çığlıkları atmamak için dişlerimi birbirine sıkıca kenetledim. Babam garip yüz ifademi incelerken saate baktı. "Bugün hep birlikte, onun Viyana'daki atölyesine gideceğiz ve seni küçük bir teste tabi tutacak. Eğer her şey iyi giderse seni eğitmeyi kabul edecek."

"Saat kaçta?" Titreyen sesimle sorduğum soru karşısında tebessüm etti babam. "İkide. Bay Walter'in dediğine göre, ne erken ne de geç. Kendisi çok dakik bir insanmış ve eğer tam zamanında orada olmazsak görüşmeyi kabul etmeyecekmiş."

Kaşlarımı çatıp komodinin üzerinde duran saate döndüm, on iki on beş. Kalbim hızla atarken gülümsemeyi başardım. "Baba... çok teşekkür ederim. Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu tahmin edemezsin."

Başını salladı, gözlerinin derinliklerinde belli belirsiz bir tereddüt vardı, görebiliyordum. "Carmen," diye fısıldadı uzanıp ellerimi sert avuçlarının arasına alırken. "Bu senin tek şansın. Eğer başarılı olursan, bütçemizin kısıtlılığını umursamadan en iyi eğitimi almanda seni destekleyeceğim. Ancak, eğer tam tersi olursa..." Yutkundu, yutkundum. "Resmi tamamen bırakmanı ve doğru dürüst bir işe girip çalışmaya başlamanı istemek zorundayım kızım. Durumumuzu biliyorsun, isterdim ki..."

"Biliyorum, baba." diye mırıldandım, benim için yapmaya hazır olduğu fedakarlık gözlerimi yaşartmıştı. "Göreceksin, beni kabul edecek. Yani... eğer etmezse de..." Dudaklarımı birbirine bastırdım, elbette intihar planımdan bahsedemezdim, cümlelerimi son anda yutup onun söylediklerini tekrarladım. "İstediğin işe girip çalışmaya başlayacağım."

Atılıp beni kollarının arasına aldığında çenemi omzuna yasladım ve derin bir nefes aldım.

Başarısız olamazdım.

Başarısız olmayacaktım.

Arka koltukta oturmuş, külüstür arabamızın çalışmasını beklerken aşırı derecede gergin olduğumu hissediyordum. Beni bir nebze sakinleştirmesini umduğum erkek arkadaşım Lucas telefonlarımı açmamıştı. Şimdi, yalnızca zihnimle baş başa kalmış gibiydim.

Araba sonunda garip bir ses çıkartıp çalışmaya başladığında, erken çıkmış olduğumuza şükrettim. Motorun çalışır hale gelmesi dakikalar alıyordu, hatta bazen hiç tepki vermediği bile oluyordu. Ancak Tanrıya şükür, bugün pek fazla sorun çıkartmamıştı. Babam gaza basarken ben de arkama yaslanıp kalp atışlarımı düzene sokmak için nefes egzersizini uygulamaya çalıştım.

Haziran ayının on dördünde, bu oldukça hoş ve sıcak günde Gustav Walter'le tanışmaya gidiyordum. Onu, olduğunu düşündüğüm yeteneklerimle etkilemeli, beni öğrencisi olarak kabul etmesini sağlamalıydım.

ARTIST (Devam Edilmeyecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin