Her zamanki gibi odamda, müzik dinleyerek yeni aldığım deftere bir şeyler karalamakla uğraşıyordum.Sonra, bir anda dikkatimi çeken şarkı sözleriyle duraksayıp yutkunmak zorunda kaldım.
You're so gorgeous, i can't say anything to your face,
Çok göz kamaştırıcısın, yüzüne karşı hiçbir şey söyleyemiyorum.'Cause look at your face...
Çünkü, yüzüne baksana...And i'm so furious at you for making me feel this way,
Ve, bana böyle hissettirdiğin için sana çok sinirliyim,But what can i say, you're gorgeous.
Ama ne diyebilirim ki, sen göz kamaştırıcısın.Bir şeyler oldu, şarkı sözleri resmen beynimi, parmaklarımla beraber ele geçirdi ve sonunda kendime gelebildiğimde, sayfaya onlarca çelik grisi göz çizdiğimi fark edip iç çektim.
Hayır, hayır... Hızla sayfayı çekip koparttım ve buruşturup odanın bir köşesine fırlattım. Bunun olmaması gerekiyordu.
Dizlerimi kendime çekip başımı kollarımın üzerinde birleştirdim ve gözlerimi kapattım. Tüm günün kısa bir özeti geçti zihnimden; Gustav Walter, yine Gustav Walter ve sonra yine Gustav Walter... arada sadece bir Lucas meselesi geçmişti ve... bam!
Neredeyse tüm günüm Gustav Walter'den ibaretti.
O ve göz kamaştırıcılığı. O ve tüm koruyucu davranışları. O ve ben...
Yüzümde oluşan saçma tebessümü silmeye çalışırken başımın yastığa düşmesine izin verdim, birinin sadece hayaliyle beni bu denli gülümsetebilmesine şaşırarak.
Saçları, gözleri, burnu, dudakları... her bir uzvu mükemmeldi, usta bir kalemden çıkmışçasına kusursuzdu. Tanrı'nın üstünde günlerce, haftalarca uğraştığına emin olduğum bir sanat eseriydi. Sadece dış görünüşünden de ibaret değildi mükemmelliği, görebildiğim kadarıyla. Hakkında söylenenlerin asılsız birer dedikodu olduğuna iyice inanmaya başlamıştım.
Gustav Walter, narsist bir pislik gibi davranmıyordu.
Tamam, belki narsistliği sorgulanabilirdi ama bir pislik olmadığı kesindi. Bana vereceği eğitim için ödeme yapılmasını reddetmişti, yaptığı sınavda kötü bir iş çıkardığım halde kesinlikle aklımın ucuna dahi gelmeyecek bir mucizeyle defterimdeki çizimlere bakmış ve bana bildiklerini öğretmeyi kabul etmişti, ilgili bir şekilde ailem hakkında sorular sormuştu.
Kesinlikle normal bir insandı.
Kesinlikle iyi bir insandı.
Her ünlüde olduğu gibi, onun da terk ettiği eski sevgililerinin ortaya sürdüğü aptalca bir söylenti gibi gelmeye başlamıştı; Viyana halkının onu betimlemek için kullandıkları kelimeler.
Düşünmekle geçen dakikalar yüzünden uyuyamayacağımı anladığımda yataktan kalktım ve buruşturup attığım kağıdı yerden aldım. Yırtılmamasına özen göstererek açtım, kırışıkları düzelttim ve çizdiğim gri gözlere baktım.
What can i say, you're gorgeous.
✦ ✦ ✦
Yazardan;
Renkli ışıklar, beyin patlatacak kadar yüksek, baslı müzik sesi, tavan yapmış cinsel gerilim, ter, sigara ve içkinin harmanlanmış kokuları...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTIST (Devam Edilmeyecek)
Roman d'amourGustav Walter, Viyana'nın en yetenekli, en yakışıklı ve aynı zamanda en karizmatik ressamı olabilirdi. Peşinde koşan binlerce kıza, büyük bir şöhrete, bol bol paraya, deniz kıyısında güzel evlere sahip biri olabilirdi. Ama bunların hiçbiri, onun na...