6

3.7K 232 44
                                    


Feray sabah yüzünde küçük parmakların gezinmesiyle uyandı. Tatlı tatlı mırıldanan yeğenini minik kollarından tutup koklayarak öptü. Efsa ablasının kızı, biricik yeğeniydi. Ablası ile ne kadar zıt karekterler olsalarda ablasını da yeğenini de bu evde görmekten rahatsız olmuyordu. Sadece ablası bazen biraz abartıyordu.

Yeğeni bir buçuk yaşında dünya tatlısı bir bebekti. Bu eve geldiğinde evin ruhu resmen neşeyle doluyordu.

Öpüp kokladıktan sonra kalkıp Efsa'yıda kucağına alarak "Teyzen sana kurban olsun bal küpüm. Çatlak anan nerede bulalım da seni doyursun." diyip gülerek salona girdi.

Ablası Ferda televizyonun karşısında ki koltukta uzanmış söylenen kardeşine gülümsüyordu.

"Sensin kız çatlak. Kızımın yanında beni kötüleme bakayım." diyerek kollarını küçük Efsasına uzattı. Efsa kollarını iyice teyzesine sarıp kıkırdadı. Kendince oyun oynuyordu. Ferda işaret parmağını kızına ve kardeşine sallayıp "Siz yine beni mi dışlıyorsunuz? Bak anne ağlar bebeğim gel buraya." diyerek kollarını kızına uzattı. Efsa önce kıkırdayıp sonra annesinin kucağına atladı. Teyze sevgisi de bir yere kadardı canım. Annenin yerini kim tutabilirdi ki?

Feray dudaklarını büküp "Seni küçük satıcı, bak bak birde yüzünü deve kuşu gibi annesine gömdü." diyerek kahkaha attı. Ferda bilmiş bilmiş başını sallayıp "kimin kızı işini biliyor." diyerek Feray'ın kahkahasına eşlik etti. O sırada mutfaktan çıkan Perihan Hanım kızlarının ve torunun sabah sabah neşeli hallerine tebessüm ederek bakıyordu. Sonra ciddi bir ifade takınarak yanlarına geldi.

"Oh oh sabah-ı şerifleriniz hayır olsun hanımlar. Ben de ne olsun kahvaltı hazırla ev topla derken yoruldum işte."

Diyerek stemini açıkça belli etti. Feray ablası sözde hasta olduğu ve misafir sayıldığı için sözün kendine çarptığını anlamıştı. Daha fazla annesini konuşturmadan ve cevap vermeden mutfağa yönelip sofrayı hazırlamaya başladı. Annesinin eski çaydanlığa koyduğu haşlanmış yumurtaları alıp çeşmeyi açtı. İyice soğuduklarından emin olunca alıp tezgahta bir kaç tur yuvarlayarak kırdı. Hepsini soyup doğradıktan sonra zeytinyağı ve baharatları da ekleyip sofraya koydu. Çayları da doldurduktan sonra her şey hazır olunca topluca masaya oturup kahvaltılarını ettiler.

Havalar güzel bahçede yiyelim deselerde o sofrayı içeri kurmuştu. Dünden sonra Cenk'i görmek istememişti. Şimdi masayı toplayıp kahvaltılıkları dolaba, bulaşıkları makinaya koyarken düşünüyordu da Cenk önceden de Feray'la uğraşır ne yapsa bir kulp takardı. Bu kadar yanlış anlamaya müsait bir durum olmadığına kendini inandırmak istiyordu. En iyisi hiç bir şey olmamış gibi davranıp umursamamaktı. Evet evet o da yaptığı harekete pişman olmuş gibi duruyordu zaten. Bir daha tekrarlamazsa sorun yoktu.

Artık ikna olduğuna göre hazırlanıp okula gidebilirdi. Havanın güzel oluşuna güvenerek dizilerinden epey aşağıda biten uçuş uçuş bebek mavisi bir etek ve beyaz kısa kollu bir tişört çıkarıp giyindi. Göbeği bir iki parmak açık kalsa da sorun etmedi.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bıçak KesiğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin