8

3.6K 243 60
                                    


Sabah saçlarımı çekiştiren küçük eller nedeniyle yüzümü buruşturarak uyandım. Gözlerimi yarı kısık açıp baktığımda Efsa kıkırdayarak saçlarımı çekiyor sevgili ablam Ferda ise durmuş öylece izleyip tebessüm ediyordu. Minik ellerinden yakalayıp önce saçımın yumuk parmaklarının arasında kalan bir kaç tutamını kurtardım. Daha sonra yatağa yatırdığım gibi gıdıklamaya başladım. Kahkahaları tüm evi sararken gözleri gülmekten dolmuştu. Ablam en sonunda "bırak kız artık çatlayacak yavrum." diye öne atıldı. Efsayı kaptığım gibi kalkıp içeri koştum. Babam tekli koltukta oturmuş bir şeyler okuyordu. Bizi görünce "günaydın kızlar." diyerek önüne döndü. Ferda arkamızdan koşarken sehpaya takılıp düşünce önce iyi olup olmadığına göz karar bakıp daha sonra yanına giderek sırıttım. "Sen hep hantaldın böyle Ferda az eniştemden feyz al spor yap ha birde önüne bak." dedim. Üstüne düştüğü kıçını tutup gülerek kalktı.

"Enişten spor yapacağına adam akıllı para kazansın önce."

Sanki kendisinin bir baltaya sap olmuşluğu var gibi birde enişteme taş atıyordu. Babam bana müsade etmeden sert olmaya çalışan ses tonuyla ikaz etti. "Ferda eşin hakkında düzgün konuş kızım." bende babama destek çıkıp "adam gece gündüz çalışıyor bak buradan ev aldı borcunu ödüyor abla daha ne istiyorsun?" diye kınar şekilde konuştum.

Ferda omuz silkip sallana sallana mutfağa giderken geldiğinden beri ilk defa bir işin ucundan tutacak sanmıştım. Ama o kendine bir sandalye çekip oturarak kahvaltı hazırlayan anneme bizi şikayet etmeye başladı. "Anne görüyorsun değil mi kocam hakkında bile söz söylemeye hakkım yok." annem yüzünü dönmeden "boşver kızım sen onları daha iyi misin?" diye sordu. Hep böyle yapardı. Eğer Ferda haksızsa bunu yüzüne vurmaz konuyu değiştirirdi. Eniştemi de pek sevmediğini düşünürsek bu konuda yorum yapmasa daha iyiydi.

Efsa'yı babama bırakıp bende mutfağa girdim. Ferda'ya imalı bir kaç bakış attıktan sonra anneme yardım etmeye başladım. Sofrayı kurup kahvaltı bittikten sonra kaldırdım. Bu gün dersim yoktu. Dükkana gitmek için odama girip hazırlanmaya başladım. Siyah kot pantolon üzerine göbeği iki üç parmak açık ince, krem renginde triko bir tişört giydim. Tişörtün sırtı v şeklinde iki karış kadar açıkta kaldığı için dalgalı saçlarımı açık bıraktım. Kirpiklerime rimel sürdükten sonra başka bir şey sürmeden çapraz gri çantamı alıp evden çıktım.

Fisun teyzelerin evine doğru baktığım da kapıları açıldı ve Cenk'le göz göze geldik. İki dirhem bir çekirdek hazırlanmış olduğunu görünce baştan aşağı kısaca süzmeden geçemedim. O sırada o da aynı şeyi yapıyor olacakkş gözlerimiz aynı anda tekrar kesişti.

Füme rengi bir pantolon ve siyah füme çizgileri olan bir gömlek giymişti. Kumral saçları özenle geriye  taranmış sakallarını tamamen kesmişti. Biçimli gür kaşları ve Allah tarafından erkeklere verilen en güzel burun şekliyle karşımda duruyordu. Gözüm kısa bir an adem elmasına kaysa da tekrar gözlerine çıktı. Yine onu görünce kal gelmişti. Ben daha kendimi toparlayamadan bana doğru gelmeye başladı. Çantanın sapını tuttuğum elimle biraz daha baskı uygularsam çanta bu zulme dayanamayıp kendini yere atacaktı. Fazla sürmeden yanıma gelip durdu.

"Günaydın Feray. İyi misin?"

Başımı sallayıp çantayı serbest bıraktım. "Günaydın. Ben iyiyim. Şey sana bir şey söylemem gerekiyor."

Tebessüm eder gibi oldu ama etmedi. "Bende iyiyim sağ ol sorduğun için söyle bakalım neymiş?" evet ya adamın halini hatırını bile sormamıştım.

İmalı konuşmasına aldırmadan akşamki mesajı söylemek için genzimi temizledim. Onun haberi olmadan onun hakkında kimseyle konuşacak değildim. Ceren neyin kafasını yaşıyordu beni neden onunla ilgili konuşmak için seçmişti anlayamamıştım.

Bıçak KesiğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin