7

3.5K 225 55
                                    

Feray'dan

Yaptığım pastayı buzdolabına koyup saate baktım. Yarım saate burada olurlardı. Cenk geleceğini açık bir dille belli etmişti etmesine ama amacı pasta yemek mi yoksa arkadaşlarımı merak mı ediyordu. Pek bilememiştim. Yine de ısrarcı tavrına karşın bahçede olan arkadaş buluşmamıza davet etmiştim. Hoş etmesem de gelecekti. Adam laftan anlamıyordu ki.

Annemlere ve bize ayrı ayrı iki çaydanlık çayı da demledikten sonra mutfaktan çıkıp odama yöneldim. Annem ilk başlarda 'erkekten arkadaş mı olurmuş canım.' diye diretsede bir kaç sene içinde ikna olmuş Kemal ve Batuhan'ı kabullenmişti. Bunda Kemal'in payı büyüktü. Anneme yaktığı yağları bekar kızlara yaksa şimdiye çoktan evlenmiş çocuk sahibi bile olmuştu.

Üzerime rahat olabilmek adına siyah, kısa bir tayt ve bej renginde kısa kollu altı uzun bir tişört alıp giydim. Tayt giydiğim zamanlarda üzerine bu uzun tişörtleri giymek kendimi daha iyi hissetmeme sebep oluyordu. Eskisi gibi popomla bir derdim yoktu ama yine de tüm vücut hatlarımla ortada gezinmek istemiyordum.

Kapı zilini duyunca hızla kapıya ulaşıp açtım. Nazlı vakit kaybetmeden boynuma atlayıp boğarcasına kolları ile resmen boğazımı sıktı.

"Çok özledim kız seni."

Güç bela kollarından sıyrılıp kapıyı tamamen açarak "geç hadi geç bende çok özledim." Dedim.

Önüne koyduğum ev terliğini giyip annemlere merhaba dedikten sonra göz kaş işareti yaparak peşimden  mutfağa gelmesini sağladım. Arkamdan mutfağa girip masanın yanında ki sandalyeyi çekip oturdu.

"Ne oldu kız sonunda birini mi buldun yoksa?"
Göz devirip bende tam karşısına oturdum. Milletin benim gönül işlerimle derdi neydi acaba!

"Nazlı." Dedim hafif sesimi yükselterek, omuz silkip önündeki çerez tabağından aldığı çerezlerden birini ağzına attı "aman iyi be. Bir şey de denmiyor."

Didişmeyi es geçip "Cenk abi geldi. Akşam da bize katılacak." diye bir solukta derdimi belli ettim.

Nazlı başını sallayıp "hani şu Fisun teyzenin oğlu. Asker olan Cenk mi?"

Bir şeyide bilmese bir yerleri eksilirdi.

"Evet o."

"Ee bana mı ayarlayacaksın?"

Hey Yarabbi!

"Hı evet Nazlı yakışıklı boylu poslu rütbesi yüksek asker adam daha iyisini mi bulacaksın." Dedim.

Nazlı dikkatle dinleyip sırıttı.

"Öyle bir anlattın ki senden bana düşer mi bilemedim." deyince yaptığım betimleme karşısında öylediklerine hak versem de çaktırmadım.

Çayları kontrol edip altlarına su ekledikten sonra masaya yaslandım.

"Saçmalama istersen. Cenk biraz değişik bir adam akşam bana yardımcı ol bizimkilerle arasında hır gür çıkmasın." diyerek asıl mevzuya dönmeye çalıştım.

Nazlı oturduğu sandalye de arkasına yaslanıp iyice genişleyen gülümsemesi ile "Cenk abiydi Cenk oldu. Birazdan sevgilin olacak hadi hayırlısı." diyerek kahkaha attı.

Kız arkadaşlar aralarında böyle şeyleri daha rahat konuşurdu. Ama Nazlı hiç bir zaman öyle bir kız arkadaş olamamıştı. Bu konuları tiye alır aşka meşke de zerre inanmazdı. Gerçi konumuz aşkta değildi ama neyse.

Görüşemediğimiz zamanların hakkında muhabbet edip Batı ve Kemal gelince bahçe de ki masanın etrafında toplandık. Pastaları servis ederken henüz teşrif etmeyen Cenk beye de bir tabak dilimleyip koydum. Geleceğim demişti ama belki sırf beni gıcık etmek için öyle söyleme ihtimali de vardı. Kemal Cafe de olanları anlatırken bahçe kapısı gıcırdayarak açıldı. Hepimiz o tarafa bakınca Cenk'in elinde bir tabak sarma ile bize doğru geldiğini gördük.

Bıçak KesiğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin