Kısım 1- Bölüm 1

313 12 2
                                    


                                                                                                                      Ağustos, 2019

Evin içindeki gürültüye daha fazla dayanamayacağımı anladığımda gözlerimi açmaya karar verdim. Ama gürültünün geldiği yer, ev değildi. Odanın içinde koşuşturan bir çocuğun ayak seslerinden başka bir şey yoktu. Bu sesin sebebini çok iyi tanıyordum ve onu memnun etmek için yataktan kalkmazsam gürültüsü daha da artarak devam edeceğini biliyordum. Beni uyandırma işini her zaman şamata yapılabilecek bir fırsat olarak görmüştü. Yıllar geçtikçe daha da şiddetli ve gürültücü bir hale gelmişti. Bu evde, her şey eskisi gibi olsaydı bu sorun olmazdı, aksine eğlenceli görülürdü. Fakat her şey değişmiş, evdeki saltanatı, saltanatları sona ermişti. Artık evde yalnız olmadığımızdan daha dikkatli, uslu bir çocuk olması gerekiyordu. Evde başkaları da olduğu için sabahları gürültü yapamazdı ve buna devam ederse sonu hiç iyi bitmeyecekti. Evdekileri uyandırırsa tüm günümüz, eğlencemiz zehir olacaktı. Buna bir an önce son vermesi ikimiz için en doğrusuydu.

Yataktan kalkıp onu tuttuğumda eğlenmekten başka bir şey yapmıyordu. Onu yanına yatağa çekerken kuş cıvıltısı gibi olan kahkahaları odayı doldurmakla kalmıyor, aynı zamanda tüm evde bile yankılanıyor olabilirdi. Yine de her çocuk gibi makul bir neden gösterildiğinde hemen söz dinliyordu. Ya da bu sadece ona ve ender bazı çocuklara has bir özellikti. Bu evde onunla yaşıt bir çocuk daha vardı. Onun pek Melek ile aynı özelliklere sahip olduğu, sevimli bir hareketi olduğu bile söylenemezdi. Melek bana şımarırdı ama asla başka birine karşı ne böyle bir tutum içine girer ne de saygısızlık yapardı. Eğer evdeysem tüm gün peşimde dolanırdı. Ben işte veya okulda olduğumda ise çok fazla odadan çıkmaz, oyun oynar, ne yapması gerekiyorsa o şekilde benim gelişimi beklerdi. Ali'yi ise durdurmak mümkün değildi. Asla söz dinlemez ve ona bir şey anlatmaya kalktığınızda yüzünüze tükürme gibi pek çok saygısızlık yapardı. İkisi de yüksek enerjiye sahip olsa da benim kızım bunu kontrol altında tutmayı başarırken Ali ise asla dizginlenemez, kimse de onu sakinleştirmeye çalışmazdı. Ki bunu yapmalarının aksine onu daha çok onaylar, provoke olması için her şeyi yaparlardı.

Ağustos'un son gününde sabahın erken saatinde sıcağı umursamadan kızımla dışarıya çıkmak için hazırlanırken haftanın sen sevdiğim gününde onunla tüm gün boyunca eğlenip okulum açıldıktan sonra onu ihmal edecek olmam yüzünden daha az vicdan azabı çekmeyi umuyordum. Tatilimin güzel bir güne denk gelmesi onunla haftalar sonra yaz bitmeden güzel zaman geçirmemize yeteceğine inanıyordum. Üç ay önceye, o gün yaşanana kadar onunla asla olması gerekenden az zaman geçireceğimi ya da ondan başka bir şeyle ilgilenmek zorunda kalacağımı düşünmemiştim ama hayat bize istediklerimizi vermiyor, planlarımızı alt üst etmekten vazgeçmiyordu. Halamın ölümü ile hayatımız tamamen, geçmiş bir daha asla geri gelmeyecek şekilde değişmişti. Kızım ve ben halam varken bu evin sahibi gibi, onun koruması altında mutlu bir hayat sürmüş olmamıza rağmen sonrasında oğlu ve gelininin buraya yerleşmesiyle kalabalığın, kabalığın tam ortasında yaşamaya başlamıştık. Halamdan kalan para suyunu çektiğinde de Cengiz benim de çalışmam gerektiğini söyleyip beni buna zorladı. Bu evde kalmamın bir bedeli olacağını aklımdan çıkarmamam konusunda da gayet net bir söylemi, canımı yakacak bazı davranışları vardı. Oysaki onların evde kalmasını onaylayan kişi bendim ve onların geçimleri ile benim hiçbir bağım yoktu. Fakat insanların ve özellikle annesinin üzerinden geçinip hayatta kalan Cengiz ile mücadele edebilmem çok uzun sürmedi. Ve şimdi de yıllardır yaşadığım evimde kızımla beraber mülteci halini aldım.

Altı yıl önce bu evin kapısına geldiğimde halam kocasından kalan parayı alıp oğlundan ve yaptıklarından uzaklaşmak için Kırklareli'nden buraya taşınıp bu evde tek başına yaşıyordu. Babam ona, onun kapısına gelmemden çok önce onu arayıp geldiğimde beni geri göndermesi konusunda talimat vermişti. Lakin o, en az benim kadar kardeşini tanıdığı ve beni de insan gibi dinleyip anladığı için ona karşı çıktı. Velayetimi kendi annem ve babamdan almak için onlara para verip beni kendi kızı gibi bildi, yanımdan bir an bile ayrılmadı. O günden sonra da asla kendimi sevilmeyen, o korkunç haftayı geçiren, güvenini yitiren, yarına dair umudu olmayan aciz biri gibi görmemem için elinden geleni yaptı. Bir yıl sonrasında kızım da bizimleyken üçümüz mutlu bir aileydik. Benim okula devam etmem, hayallerime kavuşmam için her şeyi yaptı. Üç ay önce o gece ani bir şekilde ölmeseydi, bu son yılı bitirip üniversiteden mezun olduğumu da görebilecekti. Ama kader onun en çok istediği şeyi görmesine izin vermedi. Ve ben okulumun son yılında hem oğlu ile uğraşıp hem de okulumu nasıl bitireceğimi bilmiyordum. Yine de ne olursa olsun ona söz verdiğim gibi hayatta kalmayı onsuzda başaracak üniversiteyi bitirip bir akademisyen olacaktım. Er ya da geç bunu başaracaktım. Benden bile daha çok inandığı hayallerimi gerçekleştirecektim.

MELEK MASALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin