32.bölüm

4 1 0
                                    

Sona doğru yaklaşıyoruz...

Özgür 'den

  Bugün tatilin ilk günü ve beni yolculuğumunda. Dün kumsalda Mira'nın o mutluluğu beni darma dağın ediyordu. Onu o kadar mutlu etmişken bırakmak benim için çok zordu , Mira için de çok zor olacak. Onu kırmayı hiç istemiyorum ama mecburum.
    Bavulumu hazırlayıp arabaya koydum bizimkilerin yanına gidecektim. Dün gece onlara olan biten her şeyi anlattım. Bugün veda vaktiydi. Vedaları sevmem...
    Berkegilin evinin önüne geldim. Içeri girmek inanın hiç içimden gelmedi. Onları bırakmak hiç istemiyordum. Içeri girdim. Eve geldiğimde hepsi oturmuş yıkık bi şekilde beni bekliyordu. Onları bu halde göremek canımı yaktı. Yanlarına geçip oturdum. Olan biten herşeyi bir de yüz yüze konuştuk. Kızlara iyi bakanlarını onları sevdiğimi söyledim. Mira hakkında sadece Mertle konuştum. Mira'ya göz kulak olmasını. Onu yalnız bırakmamasını kızlarıda uyaramsını söyledim. Bunları öğrendikten sonra yıkılacaktı. Toparlanabilir mi bilmiyorum ama kötü.
    Vedalaşmak için kapıya kadar geldiler. Hepsiyelede sıkıca sarıldık. Onlara kızlarla mutluluklar diledim. Arabaya bindim. Son sözüm ise onlara "Allaha emanetimsiniz. Kızları ilk önce Allaha sonra size emanet ediyorum. Onları üzmeyin" dedim. Oğuz'un gözünden bi kaç damla yaş aktı. " kardeşim özletme fazla kendini" dedi. Mert " sen de Allaha emanet ol " dedi. Berke " kızlara çok iyi bakacağız hele ki Mira ya . Sende kendine iyi baka haa nasıl gidiyorsan öyle sapa sağlam gel kardeşim. Yolun açık olsun " dedi. Tam arabayı çalıştırdım ki Mira nin sesini duydum " Özgüüüürr!" . O an kala kaldım. "Özgür GİTME!" diye devam etti. Sesi öyle yorgun öyle boğuk bi o kadarda keskin geliyordu ki burkuldum. Arabadan inemezdim. Onun yanına gidersem bırakamazdım. " YAPMA NOLUR!" dedi. Konuştukça ben kırılıyordum.  Aynadan arkaya baktım. Kötü görünüyordu. Oğuz seslendi " kardeşim bi kıza bak istersen " . Mert devam etti " son bi kere görsün seni " . O an ne yapmam gerektiğini düşünemedim. Bi kaç dakika bekledim ve arabadan indim. Arabadan iner inmez Mira bana doğru koştu. Ben sarılacak diye düşünürken tokat attı. Sinirlenemezdim. Hakkı vardı. " neden?"  diye sordu. Cevap veremedim. Yumruklama başladı. Bileklerini bile tutamadım. Biraz sonra pes edip bıraktı " bu kadar çok gitmek istiyordun neden geldin o zaman " diye sordu. Sadece cevabim " yok öyle birşey " oldu.  Sinirlendi. " nasıl yok öyle birşey ya gidiyorsun göz göre göre " dedi. Haklıydı gidiyordum ama bunu çok istediğimden değil di. Bi süre yüzüme baktı boş boş.  " iyi o zaman gidiyorsan git hiç bekleme " dedi. O an çok büyük yıkıldım. Devam etti sözlerine " yolun açık olsun Özgür Yamaç " dedi ve elini kalbinin üzerine koydu Devam etti " bu kalp senin.." benim kalbimin üzerine koydu " bu kalp benim" dedi. Bu bir nevi seni seviyorum demekti. Bende Onu seviyordum. Hemde bütün benliğimle. " Allaha emanet ol Tıfılcık" dedim. Güldü.  Bu halde bile güldü ya bu bile beni mutlu etti. " Yolun açık olsun Dev " dedi. Güldüm.
  Arabaya bindim tam giderken arkamdan bağırdı. " Bana bi söz ver " dedi. Camdan başımı çıkardım " ne sözü " dedim. " bir gün bu kabimin anahtarını bana geri getireceksin " dedi. Gür bir sesle " SÖZ!" dedim. Gaza yükledim ve gittim.

~GÖZLERİN GÖZLERİME~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin