(medya da yakışıklı Cihan'ımız var)
Bölüm düzenlenmiştir.
Ezra yüzüne gelen güneş ışığı ile gözlerini açmıştı.
"Günaydın sevgilim." Duyduğu ses ile irkildi. Hemen yatakta doğruldu ve başını sola çevirerek tekli koltukta rahatça oturan adama baktı. Dişleri sıktı ve derin bir nefes alarak konuştu.
"Neden buradasın?" diye sordu.
Cihan oturduğu koltuktan doğrulup Ezra'ya eğildi. "Burası benim evim. Attığın her adımda senin yanında olmama alış."
"Beni bu eve zorla kapattın bir de sana alışmamı mı istiyorsun?" diyerek adeta çemkirmişti. Adamın kendini beğenmiş tavrı onu deli ediyordu.
"Dün neden yemeğini yemedin?" dedi, kadının sorusunu duymazlık gelirken.
Ezra gözlerini devirerek üzerinde pikeyi kaldırdı ve yataktan kalktı. Banyoya gitmek için hareketlenirken bileği Cihan tarafından tutulmuş ve durdurulmuştu. Ezra önce bileğinin üzerine kapanan parmaklara daha sonra parmakların sahibine baktı.
"Üzerini değiştirip aşağıya gel. Kahvaltıyı birlikte yapacağız." Bilediği iri parmaklardan kurtararak aynı odadan bulunan banyoya ilerledi. Sabah duşunun ardından saçlarını kurutmaya koyuldu. Aynadan yansıyan yatağın üzerinde ki bir parça kıyafete baktı. Bunun elbette Cihan'ın işi olduğunu biliyordu. Ama istediği yerine getirmeyecekti. Üstünden çıkardığı kıyafetleri tekrar giydi ve pencerenin önüne geçti. Aşağıya inmektense dışarıyı seyretmeyi yeğlerdi ve öyle de yaptı. Bir kaç dakika sonra kapı çalınmış ve açılmıştı. İçeriye giren Hatice Hanımdan başkası değildi.
"Ezra hanım, sizi aşağıda bekliyorlar."
Ezra arkasını dönmeden cevap verdi. "Gelmeyeceğimi söyle."
"Ama-" Öfkeli gözlerini Hatice Hanıma çevirmişti. Daha fazla duymak istemiyordu. Zavallı kadın da emir kuluydu. Bir şey söyleyemeden gitti. İki dakika sonra odanın kapısı hızla açılmış ve Cihan hışımla içeriye girmişti. Sinirle bakan gözleri önce Ezra'yı daha sonra yerde bulunan elbiseyi bulmuştu. Yere uzanıp elbiseyi almış ve hızla kadının suratına fırlatmıştı.
"Giy bunu, aşağıya gel."
Ezra kıyafeti alıp bir kez daha yatağın üzerine fırlattı.
"Gelmeyeceğim!"
Ses tonu ciddiydi. Ellerini göğsünde birleştirip tekrar pencereye döndü. Cihan'ın üstelemeyip gideceğini umut etmek istedi fakat hayır. Cihan'ın iyice sinirlenmişti ve Ezra'ya doğru adım atıp onu kendine döndürdü. Kadının sırtı soğuk camla buluşunca acıyla inledi. Cihan Ezra'nın acısıyla ilgilenmeyip çenesini tutarak sıktı.
"Sana karşı iyi olmaya çalışıyorum ama beni zorluyorsun. Yapma! O yüzümü görmeyi hiç istemezsin." Cihan'ın bu sözleri tedirgin etse gururundan ödün verdi. Adamın alnına uzunca kondurduğu öpücüğü yüzünü buruşturarak karşıladı.
Kendisinden ayrılınca yatağın üzerindeki kıyafeti bir kez daha ona uzattı. Bu sefer uzatmadan hışımla kıyafeti adamdın elinden aldı.
"Hadi sevgilim, giy onu. Hem istersen ben yardımcı olabilirim."
"Defol!"
Sesi çok netti. Cihan odadan çıkarken dönüp, yüzünde ki gülümsemeyle son kez konuştu.
"Aşağı da bekliyorum" deyip gitmişti.
"Allah'ım, lütfen yardım et. Lütfen" diye yalvardı Ezra. İstemeyerek de üzerini değiştirerek odasından çıktı. Merdivenlerden indiğinde onu Cihan karşılamıştı. Beline uzanan elden ne kadar kurtulmak istese de başarılı olamamıştı. Kendisini zorla yönlendiren adam yemek masasında yabancı insanlarla karşı kaşıya bırakmıştı onu.
![](https://img.wattpad.com/cover/225996109-288-k455506.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR-İ AŞK (TAMAMLANDI)
Teen Fiction25/05/2020 Bir gün uyandığınızda kendi yatağınızda olmadığınızı anladığınız zaman ne yapardınız? Kaçardınız değil mi? Ezra da onu yaptı. Kaçmaya çalıştı kaderinden, onu kendine hapseden kaderinden. Cihan'dan... - "Dışarı çık, yoksa!" "Yoksa ne?" Ezr...