BÖLÜM 15 - YETER

4.5K 158 10
                                    

Hamileydim... İçimde minik bir canlı taşıyordum. O muhteşem görev bana da verilmişti. Rabbim, bana bu mutluluğu verdiğin için senin varlığına bin şükürler olsun. Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu. İçim içime sığmıyordu. Sanki içimde ki kelebeklerin kafesi açılmış hepsi özgür kalmıştı. Sanki hayatım da hiç gülmemiş gibi gülüyordum. Hamileydim işte. Çok geçmeden yüzümde ki gülümseme solmuştu. Nedeni ise Cihan. Bebeğimin babası... Ne diyecektim ki ona? 'Ben hamileyim hadi evlenelim' mi? Adam bir ay boyunca beni arayıp sormamış şimdi hiçbir şey olmamış gibi karşıma çıkmıştı. Onsuz kurmaya çalıştığım hayatı yeniden mahvetti.

"Ben dışarı da sizi bekleyen beyefendiye haber vereyim"

Doktor odadan çıkacakken hemen onu durdurdum.

"Durun lütfen. Ona kendim söylemek istiyorum."

Ona şimdi söyleyemem. Ya istemezse onu. Beni buraya gönderdiği gibi ondan da kurtulmak isterse? Bunu yapmasına asla izin vermem. Doktor başıyla onayladıktan sonra odadan çıkmıştı peşine Cihan girmişti. Hemen başımı çevirdim. Ona çok sinirliyim. Uzandığım sedyenin kenarına oturmuştu.  Karnımda olan elimi avuçlarının arasına almış elimin tersine öpücük kondurmuştu.

"Doktora soramadım. Neyin varmış?"

Hiçbir şey olmamış gibi kalkmış neyim olduğunu soruyor! Sinirle yüzüne döndüm.

"Neden merak ediyorsun? Bir ay boyunca neredeydin? Şimdi hangi sıfatla soruyorsun bunu?"

Kusmuştum tüm nefretimi! Yine her zaman ki yüzünü takınmıştı.

"Haklı sebeplerim vardı. Zamanı gelince anlatacağım"

Sinirle elimi avuçlarının arasından çektim.

"İstemiyorum Cihan! Hiçbir şeyi istemiyorum artık! Bir anda karşıma çıkıp kurduğum hayatları mahvetmenden yoruldum. Bazen seni çok seviyorum ve bazen de senden nefret ediyorum. O kadar dengesizsin ki ne yapacağımı ne düşüneceğimi bilmiyorum!"

Beni kendine çekip sıkıca sarılmıştı. Ensemi tutup göğsüne yaslamıştı. Ne çok özlemişim o kokusunu. Yine de ona sarılmadım.

"Biliyorum, biliyorum. Yemin ederim değişeceğim. Sana harika bir hayat sunacağım. Sadece senin için yaşayacağım. Lütfen beni kendinden uzaklaştırma. Lütfen!"

Sana inanmayı o kadar çok istiyorum ki... Bilmiyorum Cihan. Umarım beni hayal kırıklığına uğratmazsın.

Beni kendinden uzaklaştırdığında kalkmam için yardımcı olmuştu. Koluma girip hastaneden çıktığımızda Emre'yi görme umuduyla etrafıma bakındım. Cihan burada olmadığını ona eve gitmesini gerektiğini söylemiş. Beni arabaya bindirip kemerimi taktıktan sonra şoför koltuğuna oturmuştu.

"Beni evime bırak"

Uzun süre Emre'nin evinde kalamazdım. Bu bir ay içinde kendime küçük bir ev kiralamıştım.

"Evimize gidiyoruz zaten sevgilim"

Elimi tutup tersine öpücük kondurmuştu. Yanımdayken sana dokunamamak çok zoruma gidiyor Cihan. Ve hepsi senin yüzünden. Sana pişman olacağını söylemiştim. Oldun değil mi?

Araba durduğunda önce kendi inip benim de inmeme yardımcı olmuştu. Başımı kaldırıp geldiğimiz yere baktım. Ankara da böyle bir yer mi varmış yoksa ben mi yeni görüyorum? Bilindik iki katlı havuzlu bir villa ama diğerlerinden çok farklı. Evin dış cephesi taşlarla kaplıydı. Görüşüne bakılırsa doğal taşlar. Bahçesi çok güzel. Mor çiçeklerle kaplı. Mütevazı bir şekilde dekore edilmiş. Buraya peyzaj eli değdiği belli. İçi nasıl acaba?

ESİR-İ AŞK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin