BÖLÜM 31 - İŞLER TERSİNE DÖNÜYOR

2.2K 82 7
                                    

Öncelikle günaydın!!!! Yoğun istek için teşekkürler ama belirtmek isterim ki bu bölüm pek içime sinmedi.  Yine de keyifli okumalar!

Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda iri kahve gözlerle buluşmuştum. Onun dizlerinde uzandığımı fark etmem zaman almamıştı. Gözlerinde gördüğüm endişe neler olduğunu hatırlamamı sağladı. En son perde asıyordum ve cam sehpanın üzerine düşmüştüm.

"Ezra! Ezra iyi misin sevgilim?" Başımın arkasında ki hissettiğim ağrı ile yüzümü buruşturmuştum.

"Cihan... Çok acıyor."

"Korkma bir tanem, şimdi hastaneye götüreceğim seni." Sırtımdan ve bacaklarımdan kaldırıp kucağına aldığında gördüğüm duvarlar sayesinde evden çıktığımızı anlamıştım. Ağrı git gide artarken gözlerim yeniden kapanmıştı.

Tekrar ışıkla buluştuğum zaman tavana bakıyordum. Muhtemelen hastane odasında olmamız gerekiyordu. Elim başımın ardına gidince sargılı olduğunu fark ettim. Uzandığım yerden doğrulduğumda kapıyı açıp içeriye giden adama baktım.

"Sevgilim... Nasıl hissediyorsun kendini?" Telaşla yanıma geldiğinde yatağın kenarına oturmuştu. Elimi başımın arkasına götürmek için hareketlenmiştim ama bana engel olmuştu.

"Dört tane dikiş atıldı. Şanslısın ki zamanında yanına gelebildim. Sana bir şey olacak diye çok korktum" Alnıma dökülen saçları kulağımın arkasına atarken konuşmuştu.

"Nasıl?" diyebilmiştim sadece.

"Alex beni aradı. Aslı ona acil durumlarda aranacak numaraları öğretirken benimkini de öğretmiş. Akıllı çocuk, o olmasaydı belki kimse seni bulamayacaktı. Neyse, artık yanında ben varım. Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim." Elini yanağıma koymuş okşuyordu. Elini tutup geri çektim. 

"Alex nerede?"

"Merak etme, bizimkilere bıraktım onu." En azından onun için de endişe etmeme gerek yoktu.

Bir günde iki kez hastaneyi boylamıştım. İşim gereği çoğu zaman gelsem de herkes gibi bende nefret ederdim. O kokusundan, havasından... Daha fazla burada kalamazdım. İtiraz etsem de başım döndüğü için Cihan'ın kucağında çıkmıştım hastaneden. Arabadayken sağ elinde ki sargı nedeniyle zorlandığını görmüştüm. 

"Bize götürüyorum seni. Yengem sana daha iyi bakar" 

"Olmaz Cihan, beni kendi evime götür." Camdan dışarıya bakarken söylemiştim. Tek istediğim evime gidip uyumaktı. Gözlerini bir yola bir de bana çevirerek konuşuyordu.

"Ezra daha kendi başına yürüyemiyorsun bile. Sana kim bakacak? İnadı bırak da gidelim"

"Olmaz dedim Cihan! Duymuyor musun?" Bir şey söylemeden önüne dönmüştü. Dakikalar sonra evin önüne geldiğimizde istemesem de Cihan'ın kucağında eve girmiştim. Kapıyı ayağı ile kapattıktan sonra;

"Odan nerede?" diye sormuştu.

"Sağa dön, en sondaki oda." Odaya girdiğimizde beni yavaşça yatağın üzerine yatırmıştı. Altımda ki pikeyi çekip üzerime örterken doktorun tavsiyelerini anlatıyordu. Sargılı elini tutup sözünü keserek sordum.

"Ben gittikten sonra mı oldu?" Bakışlarını kaçırmıştı. Bu sözlerimin doğrulunu açıklıyordu. Bardan ayrıldıktan sonra bunu kendine yapmış. Nasıl yapar bunu? Kendine değil bana acı çektirdiğini bilmiyor mu?

"Neden? Niye yaptın bunu kendine?"

"Sana söyledim Ezra. Sensiz yaşamak istemiyorum." Biliyorum. Biliyorum ama bunu bize sen yaptın Cihan. Senin yüzünden birbirimizden uzaktayız. Keşke tüm bunların hiçbiri yaşanmasaydı. O gün Cihan zamanında yanımda olaydı belki de bebeğimiz hala yaşıyor olacaktı.

ESİR-İ AŞK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin