Kasanın arkasında oturmuş öylece boşalmaya yüz tutmuş kafeyi izlerken Gloria gelip yanıma sessizce oturduğunda yaptığı hareketle kaşlarım çatılmıştı. Yalnızdık ve şu an bana bilmem kaçıncı lafını sokuyor olması gerekirken sadece müşterileri inceliyor, ara sıra da gözlerini mini bardaki Michael'a çeviriyordu.
"Sen iyi misin?" sorumla başını bana çevirdiğinde hafifçe tebessüm etmiştim. Ona biraz fazla sert davranıyordum.
"Neden sordun? Çok mu kötü gözüküyorum?" eliyle yüzünü gösterdiğinde makyajsız olduğunu yeni fark ediyordum. O genellikle fazla makyaj yapmayan fakat onsuz da bir yere çıkmayan kızlardandı.
"Yanındayım ve bana hiç laf sokmadın. İlginç." kaşlarımı kaldırıp yüzüne bakmaya devam ederken bu onu güldürmüştü.
Güzel bir gülüşü vardı. Belki de onu tanıdığım senelerde yüzünde değişmeyen tek şey gülümsemesiydi. Benim de bir zamanlar Gloria'ya takık olduğumu göz önünde bulundurursak onu görmediğim zamanlarda epey değişmişti. Saçları uzamış ve rengi açılmıştı. Kulağında zaten fazlaca olan deliklere birkaç tane daha eklenmişti. Tabii bir de epey kilo verdiğini kolayca görebilirdiniz.
"Anlatmak istersen dinlerim."
Yüzünde şaşkınlığını fazlaca belli eden bir ifade oluştuğunda bu şaşkın ifadesi sesine de yansımıştı "Gerçekten mi?"
Başımı sallayıp onu onaylarken Michael'ın sesiyle ayaklanmıştım "Cal, dışarıya kokteyl servisi!"
Yanına gidip hazırladığı kokteylleri alırken çarpıkça sırıttığını görüp tek kaşımı kaldırmıştım "Ne o flörtleşiyor musunuz?"
"Gloria ile ben mi?" ciddi olduğunu görüp bir kahkaha patlattım "Saçmalama lütfen Clifford. Ben esmer seviyorum."
Dışarıdaki birkaç gence kokteylleri bırakıp sigara molası vermek için çatıya çıkacağımda Ashton ile karşılaşmış ve ondan Gloria için izin almıştım.
"Zaten kapanmasına az kaldı ve o kötü. Biraz kaçırsam olur mu?" dediğimde istediğimizi yapabileceğimizi söylemesiyle mutfağa girip Luke'un yanağından bir makas almış ve hızlıca Gloria'nın yanına geri dönüp eline yapışmıştım.
"Ne yapıyorsun Calum?" elimin içinde küçücük kalan eline bakarken ona cevap vermeden kapıya çekmeye başlamıştım.
"Kovuldum da beni kafeden mi atıyorsun?"
"Seni kaçırıyorum Gloria." korkmuş bir biçimde bakarken onu durmadan çekmeye devam ediyordum. Kapıdan çıkarken yine dünkü gibi Leah'ya çarptığımda birkaç saniye durmak zorunda kalsam da onun çenesini çekmemek için hızla uzaklaşmaya devam ediyordum.
"İnsan bir özür diler!" arkamdan bağırdığında aldırış etmemiştim.
Gideceğimiz yer boyunca Gloria'nın tek kelime bile etmeden bana ayak uydurması gün içinde beni şaşırtan bir diğer ayrıntıydı. Cidden ona ne olduğunu merak ediyordum çünkü benim tanıdığım Gloria bu kadar sakin ve sessiz değildi.
Onu Becky ile sık sık geldiğimiz iskeleye getirmiştim. Burayı çoğu kişi bilmediği için pek gelen olmuyordu. İskelenin ucuna oturup ona aşağıdan bakarken yere oturamayacağı yeni aklıma geliyordu.
"Ah üzgünüm, sana sandalye falan bulmalıydım."
"Çamaşır makinesi denen şey boş yere icat edilmemiş." yanıma oturup benim gibi ayaklarını denize soktuğunda yüzüne nasıl baktığını bilmediğim değişik bakışlarla bakıyor olmalıydım ki hissetmiş gibi bana dönüp dişlerini göstererek gülümsemişti.
"Hala dinlemek istiyor musun?" gözlerimi yumup ona onay verirken gözlerini benden çekip pembe gökyüzüne çevirmişti.
"Kafamı meşgul eden şey Brendon."
Elbette başka kim olacaktı ki?
"Gerçekten onunla ne yapacağımı bilmiyorum. Birkaç gündür mesaj atıyor ve dün gece evime geldiği halde ona kapıyı açmadım." elini kulağına atıp küpeleriyle oynarken ona söyleyeceğim şeyleri kafamda toplamaya çalışıyordum.
"Onunla konuşmalısın Glo, ondan kaçman sadece sana zaman kazandırır. Eğer ayrılmak istiyorsan veya onu hala seviyorsan konuşmaktan başka hiçbir şey seni rahatlatamaz. Emin ol ki seni aldatmışsa gözlerindeki pişmanlığı kolayca yakalayabilirsin." alt dudağını dişleriyle buluştururken gözlerimin saniyelik oraya dönmesiyle kendime yapmamam gereken şeyleri hatırlatıyordum.
O sadece geçmişteki takıntımdı ve bana bok gibi davrandığı için ondan nefret ediyordum. Ötesi olamazdı.
"Becky'yi bu yüzden mi affettin?" direkt olarak gözlerime bakarak sorduğu soruyla başımı salladım.
Yaptığım hareketle burnunu kırıştırıp "Kız arkadaşın tam bir sürtük ve ondan nefret ediyordum." dediğinde kaşlarım havalanmıştı.
"Fazla açık sözlüsün."
"Birilerinden bir şeyler saklamayı sevmiyorum. Dün de giderken bana senden uzak durmamı falan söyledi. Üzgünüm Hood fakat kendi isteğim dışında kimse beni birinden uzaklaştıramaz. Hele ki o sürtüğün dediğiyle hiç." parmağını göğsüme bastırarak konuştuğunda yüzünü de bana yaklaştırması üzerine onu kendimden iteledim.
"Dün Becky ondan bana saçma sapan sorular soruyordu?" yüzüne baktığımda omuz silkmesiyle gülümsedim.
"Ne gibi saçma sorular sordu?" dik dik bana bakarken yutkundum.
Dün gece o gittikten hemen sonra Becky bana onunla aramda bir şey olup olmadığını sormuş ve ben de net bir şekilde hayır demiştim. Bunu şu an ona söylersem çok yanlış anlayabilirdi o yüzden sessiz kalmayı tercih ettim.
"Sen aslında iyi birisin sadece... Bana niye bok gibi davrandığını fazlaca merak ediyorum." ayağıyla ayaklarıma su savurup kıkırdadığında "Gerçekten bilmek istiyor musun?" diye sormuştum.
"Tabii ki Calum! Söyle hadi."
"Pekala. Siz Teraryum'a ilk geldiğinizde sizinle ben ilgileniyordum ve o gün neredeyse hiç konuşmamıştın. Daha sonra arkadaşlarınla gelmeye başladığında bana sik kafalınun teki gibi davrandığın için senden nefret etmeye başlamıştım. Sonra bir baktım ki aşağıladığın insanla aynı işi yapmaya başlamışsın. Kendi kendime dedim ki neden bu kıza çektirmiyorum?" tepkisine gülerken fazlaca utanmış görünüyordu.
"Ben cidden özür dilerim. Asıl sik kafalı insan benim." birden ayaklandığında yaptığı şeyi izlemeye başladım.
"Hadi boğ beni."
"Ne?"
"Beni boğup rahatla. Böylece ödeşmiş oluruz." gözlerini sım sıkı yumup yapacağımdan emin olmuş gibi beklerken ben kıkırdayarak ayağa kalkmış ve karşısında dikilip kollarımı beline dolamıştım.
Kasları birden gerilirken sırtımda ellerini hissettiğimde kulağına "Seni affettim." diye fısıldadığımda dudaklarını yanağımda hissetmemle ciddi anlamda nefesim kesilmişti.
Gloria Wilkins nefesimi kesiyordu.
"O zaman Calum Hood, konuşmam gereken biri var. Bu öpücüğümü de teşekkür hediyesi say, herkesi kolay kolay öpmem." göz kırpıp arkasını dönerken iç çekip gidişini izlemiştim.
Onun yaz sonunda gideceğini ve ondan - hala - nefret ettiğimi koca kafama sokmalıydım.
Bu bölüm Calum'un ağzındandı ve düşüncelerinizi fazlaca merak ediyorum.
Onun Glo'ya neden böyle davrandığını falan anlatmaya çalıştım. Bence birazcık haklı ama yine de fazla sert olduğunu düşünüyorum.
YA ARKADAŞLAR BİRİ MAHALLEDE HOROZ BESLİYOR KAFAYI YİCEM AMK

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sassy || Hood
Fanfiction"Bu Calum, büyük ihtimal aramızdan en az onu seveceksin." Ashton bana bunları söylediğinde fazlaca yanılıyordu aslında. Çünkü ben zaman geçtikçe aralarından en çok onu sevdiğimi fark etmiştim. #calumhood 1 | 04.08.20 , 31.10.20 #lukehemmings 1 | 05...