"Sen ciddi ciddi bugün gidiyorsun yani?" Calum yatağımda oturmuş öylece eşyalarımı toplamaya çalışan bana bakarken yere oturup başımı salladım.
Aslında ona ufak bir sürprizim vardı fakat bunu babam gelene kadar öğrenemeyecek olması onu gün boyu süründürecekti "Maalesef."
Söylediğim şey dudaklarını bükmesine sebep olurken Ashton'ın çığlık atmasıyla ne olduğunu anlamak için hızla salona inmiştik. Onlar da birkaç gündür bende kalıyorlardı.
Michael sevgilisi gittiği için depresyona girmişti, Lassandra çifti mutluydu, Ashton ise bir çocuk gibi değişik değişik şeyler yapıyordu. Onları böyle görünce aralarındaki en küçük insan olmama rağmen kendimi anneleri gibi hissetmiştim.
Bakmam gereken dört tane çocuk vardı ve çocuk düşünmeyen biri için bu ürkünçtü.
Calum ile hızla salona indiğimizde gördüğüm manzarayla Ashton'ın çığlıklarına benimkiler de eklenmişti. Evi az önce Cassandra'nın yardımıyla toplamışken Ashton yine dağıtmıştı. Koltukların üstünde zıplayıp yastıkları yere atıyor hıncını alamayınca da Michael'ın üstüne atlıyordu.
"Bir siktir olup gitsene sen ya! Ben burada depresyondayım karşımda ne yapıyorsun." Ashton onu tınlamadan koltuktan atladığında gözleri odanın girişindeki bize takıldığında kocaman adımlarla yanımıza gelip kollarını ikimize sarmıştı.
"Anne ve baba, nasılsınız?" bu haline yüzünü buruşturup durumu açıklamasını beklerken Calum onu itelemişti.
"Bir yerinde dur Ashton! Köpek olan sen misin Duke mu anlayamıyorum." Calum ona yaptığımız yerde öylece uzanan Duke'a öpücük atarken Ashton kahkaha atıp koltuğun üstüne geri çıkmıştı.
"Shelly bana mesaj atmış!"
"O nişanlı değil miydi?" elinde elmayla mutfaktan çıkan Cassandra Ashton'ın yüzünün düşmesine sebep olurken ona susmasını işaret eden bakışlarımdan atıyordum.
"Her neyse halletmem gereken birkaç iş var. Sen gitmeden gelirim Gloria." sahte bir gülümsemeyle kapıdan çıkarken odayı bir hıçkırık sesi kaplamıştı.
Odadaki herkesin gözleri koltukta ağlayan Michael'a kayarken ona sarılıp ben de ağlamaya başlamıştım. Reglimden dolayı olması gerekenden fazla duygusaldım ve Ashton'ı öyle görünce üzülmüştüm. Ash gibi birini üzdüğü için Shelly'yi gördüğüm yerde öldürmek istiyordum.
"Birdiniz iki oldunuz."
×
"Sana dondurma istiyorum diyorum!" kollarımı birbirine sarmış gördüğümüz dondurma kamyonunun önünde çocuk gibi tepinirken Calum bilmem kaçıncı defa başını iki yana sallıyordu.
Evi tekrardan topladıktan sonra Calum benimle baş başa zaman geçirmek istediğini söylediği için kendimizi Santa Cruz sokaklarına atmıştık. Şu an da bana dondurma alması için ona ısrar ediyordum.
"Zaten bedenin şu an çok hassas, dondurma yiyip boğazımın ağrımasını istemiyorum."
"Benim boğazım ağrımaz ki, bademciklerim yok benim." önünde eğilmiş dudaklarımı da dışarı sarkıtmışken biraz olsun yumuşayıp bana dondurma almasını istiyordum.
İstediğimi yapmazsa kıçını tekmelerdim.
"Kötü bir yalancısın." söylediğim yalanı yememesiyle arkamı dönüp yürümeye başlarken derince bir nefes aldığını duyup kıkırdamıştım.
"Neredeyse iki saat sonra yanımda olmayacaksın ve bana siktiğimin dondurması yüzünden trip atamazsın." önümde dikilip yüzüme naifçe bakmaya başladığında yakalarından onu kendime biraz çekip dudaklarımı onunkilere bastırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sassy || Hood
Fanfic"Bu Calum, büyük ihtimal aramızdan en az onu seveceksin." Ashton bana bunları söylediğinde fazlaca yanılıyordu aslında. Çünkü ben zaman geçtikçe aralarından en çok onu sevdiğimi fark etmiştim. #calumhood 1 | 04.08.20 , 31.10.20 #lukehemmings 1 | 05...