Bu bölüm team tmmcılara ithaf edilmiştir döşakdlwkdşsşw
Calum'un cesaretlendirmesiyle Brendon'ın teknesine geldiğimde derin bir nefes alıp ışıkları yanan tekneyi süzdüm içine girmeden hemen önce.
Calum ile konuşmam gerçekten iyi olmuştu. Beni cesaretlenmişti ama kafamda bazı soru işaretlerine hala cevap bulamamıştım.
Tekneye girip ilerlerken Brendon'ın sesi içeriden geliyordu.
Cam kapıları ittirip Max ile konuşan onunla karşılaştığımda gergince gülümsedim.
"İyi akşamlar." Max baş selamı verip bizi yalnız bırakmak adına giderken ellerimi şortumun arka ceplerine koyup Brendon'a yanaştım.
"Biraz konuşabilir miyiz?"
"Elbette."
Beni yukarı yönlendirirken dudaklarımı ısırmakla meşguldüm. Gelene kadar kafamda onlarca şey düşünmüş olsam da şu an ne diyeceğim hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.
Rüzgar saçlarımı dağıtırken demirlere yaslanıp yüzümü ona döndüm.
"Biliyorum mesajlarına dönmedim ve dün gece seni içeri almadım. Birden neden kavga ettiğimizi merak ediyorsundur." elime uzanıp başını salladığında ellerimi geri çekmedim.
"Sana dürüst olacağım Brendon, o partide bir haltlar yedim fakat bunların amacı sadece Calum'a yardım etmekti. Bu yüzden Michael'a seni sarhoş etmesini söylemiştim." kaşları havalanıp ağzını açtığında konuşmasına izin vermeden devam ettim.
"Planı bitirip senin odana geldiğimde Lena ile karşılaştım ve yanağında onun ruj izi vardı."
"Bebeğim ben sarhoştum ve beni öptüyse bile yemin ederim ona karşılık vermedim. Seni seviyorum, biliyorsun. Eğer hislerimden şüphe duyuyorsan bunu sana nasıl kanıtlayabilirim?" elimi yanağına attığında yüzümde hiçbir mimik oynamadan gözlerinde birkaç duygu yakalamaya çalışıyordum.
Calum'un dediği gibi pişmanlık arıyordum fakat sadece üzgün görünüyordu.
"Bilmiyorum. Sadece onunla aranda bir şey geçtiyse bilmek istiyorum tamam mı? Ayrıca arkadaşlarıma bir daha küçümseyici konuşursan aramızdaki şey biter. Ciddiyim." gözlerine ciddi olduğumu belirtmek için bakarken gülümseyip yanaklarıma iki küçük öpücük bırakmıştı.
"Arkadaşlarına söyle onları yarın burada ağırlamayı çok isterim. Bu seni de rahatlatır olur mu?"
"Buna çok seviniriz. Her neyse gitmem gerekiyor görüşürüz." tekneden çıkıp evime yürürken rahatlamış hissediyordum.
Gerçekliğinden hala emin olmadığım bir 'seni seviyorum' içime azıcık su serpmişti.
Sahil yolundan salına salına yürüyüp eve vardığımda tam içeri girecekken yan taraftan içli içli ağlama sesleri duyduğumda çekinsem de yan evin kapısını çalmıştım.
Kapı Leah tarafından açılıp hızla içeri çekilirken neye uğradığımı şaşırmıştım.
"Melek falan olmalısın Gloria. Neredeyse üç saattir Cassandra ile baş etmeye çalışıyorum."
"Ah yaptığım şeyleri bilsen bana melek dediğin için kendinden utanırdın." önemsiz bir şeymiş gibi omuzlarını silkerken gözlerim yastığa sarılmış ve ağlamaktan kıpkırmızı olan Cassandra'yı bulmuştu.
"Ona ne oldu?" Leah'ya dönerken o göz devirip Cassandra'nın yanına doğru yürümeye başlamıştı.
"Luke'a onu geri istediğini söylemiş ve Luke ona sadece tamam diyip gitmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sassy || Hood
Fanfiction"Bu Calum, büyük ihtimal aramızdan en az onu seveceksin." Ashton bana bunları söylediğinde fazlaca yanılıyordu aslında. Çünkü ben zaman geçtikçe aralarından en çok onu sevdiğimi fark etmiştim. #calumhood 1 | 04.08.20 , 31.10.20 #lukehemmings 1 | 05...