Family Dinner

401 52 57
                                    

"Baba bugün işe gitmesem olur mu? Kendimi kötü hissediyorum ve sizi özlemişim." annemin dizlerine yatmış saçlarımı okşamasına izin verirken karşımda gazete okuyan babam gözlüklerinin üstünden annem ve bana bakıp başını sallamıştı.

Dün Calum ile ettiğimiz kavgadan sonra ağlaya ağlaya eve geldiğimde annem ve babam karşılamıştı beni. Sürpriz yapmak için geldiklerini söylemişlerdi fakat benim ağlamaktan kıpkırmızı olan yüzümü görünce endişelenmişlerdi.

Babama ayağımı burktuğum yalanını söylerken annemin yemediğini anlamış yatmak için odama çıktığım zaman da yanıma gelmesiyle yalanımı yakaladığından emin olmuştum. Ona Brendon'ın beni Lena ile aldattığı olayı küçük yalanlarla harmanlayarak anlatmış dünkü kavgadan ise hiç bahsetmemiştim.

Kızlarla görüşmem yasaklansın istemiyordum.

Buna karşılık annem ona biraz zaman tanımamı, hatasını anladığı zaman özür dileyeceğini ve babamın da Calum'un yaşlarındayken böyle hırçın olduğundan bahsetmişti.

Oldukça şaşırmıştım çünkü babamı hep şimdi olduğu gibi bir beyefendi olarak düşünürdüm. Konusu açıldığı zaman onunla epey alay edecektim.

"Telefonunu kullanabilir miyim? Benimki şarjda ve almaya üşeniyorum." babam telefonunu sorgulamadan önüme atarken ona açıklama yapma gereği hissetmiştim "Ashton'ı aramam gerekiyor haber vermeyince çok kızıyor."

Söylediğim şey babamı memnun ederken annemin dizlerinden kalkıp telefonu kulağıma yaslamıştım.

Birkaç cızırtı gelip telefonun açıldığını anladığımda ona müsaade etmeden konuşmaya başladım "Günaydın Ashton, ben Gloria. Bugün babam tarafından izinli olduğum için gelmeyeceğim. Haber vermek istemiştim."

"Gloria..." karşı taraftan Calum'un sesini duymamla annemle göz göze gelmemiz bir olmuştu.

Boğazımı temizleyip sesimi soğuk tutmaya çalışarak "Ashton'ın telefonunu neden sen açtın?" dediğimde birden gerilmiştim.

"Ashton depoda. Babanın aradığını görünce açma gereği duydum. İyi misin?"

Sorusuna cevap vermemeyi tercih edip "Her neyse Ashton'a dediklerimi iletirsin." diyip telefonu kapatırken babam da bir şeyleri sezmiş gibiydi.

Eğer ona Calum ile kötü olduğumuzu söylersem Calum'u kafede süründürürdü. Aslında düşününce bu mantıklı geliyordu. Calum'un sürünmesi şu an için umurum dışıydı.

"Ne o 'geri zekalı' Calum yine canını mı sıktı?" gazetesini katlayıp gülmeye başlayan babamı annem ismini söyleyerek uyarmıştı.

"Ne var Miley? Bana Calum'dan bahsederken kullandığı tek kelime buydu, yalan mı?" bana bakıp omuz silkmesiyle başımı sallayıp annemin dizlerine geri dönmüştüm.

Sanırım regl günüm yaklaşıyordu, bu kadar uyuşuk olmamın başka bir nedeni olamazdı çünkü.

Annem saçlarıma bir öpücük kondurup konuşmaya başladığında gözlerim kapalıyken kulaklarımı ona dikmiştim "Hadi akşam çocukları yemeğe çağıralım. Hatta müzik aletlerini de getirsinler, güzel çaldıklarını hatırlıyorum."

"Bu iyi fikir Miley. Böylece o Calum'a kızımın kalbini kırmaması gerektiğini açıkça ifade etmiş olur ayrıca bana pahalıya patlayan kafe için alttan alttan laf sokarım." babamın dediğine gülerken annemin önerisine karşılık sessiz kalmıştım.

Eğer gelmeyi kabul ederlerse Calum ile nasıl olacaktık hiçbir fikrim yoktu.

×

Sassy || HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin