Evet benim bir dediğim bir dediğimi tutmadığı için yine bölüm attım canım sıkılıyordu napayım dklamflslwpw
Neyse bölüm sonunda Calum'a fazlasıyla söveceksiniz bence
Tüm gece doğru düzgün uyuyamayıp yatağımda dönüp durduktan sonra benden beklenmeyecek bir şekilde sabahın altı buçuğunda yatağımdan kalkmış ve evin içini olabildiğince toplamıştım.
Neden uyuyamadığımı bilmiyordum sadece bazen kafamı yastığa koyduğumda birden beynimde bir sürü düşünce beliriyor ve sonra o düşünceler katlanarak daha fazla büyüyordu.
Ben kötü bir insan mıydım?
Dün gecemizin şanslı konusu buydu. Okuldakilere yaptığım çoğu şeye bakarsak sorunun cevabı çok açıktı aslında. Ben çok kötü bir insandım.
Yerden iç içe geçmiş plastik bardakları elimdeki çöp poşetine attıktan sonra gözlerimi ovuşturdum. O kadar yorgun ve bitik hissediyordum ki kahve bile beni diriltemezdi.
Kendi içimde kötü olup olmadığımı çözdükten sonra sıradaki sorumuz da kendini açıkça belli etmişti.
Bütün okul hayatım boyunca o kötülükleri beraber yaptığım insanlar ansızın ortadan kaybolduğumda neden hiç arayıp nerede olduğumu sormamışlardı?
Aslında bunun da cevabı fazlaca basitti. Kimse benim nasıl olduğumu umursamıyordu. Kendi erkek arkadaşım bile dahil.
Gece bir hata yapıp okuldaki arkadaşlarımdan oluşan gruba mesaj attığımda aldığım cevap fazla sürtükçeydi. Lena onlara bir garson olduğumu oldukça hızlı ötmüştü ve aldığım cevap 'Bir garsonun artık grubumuzda olmasına olumlu bakmıyoruz,üzgünüm bebeğim' olmuş hemen ardından da gruptan çıkarıldığımın bildirimi ekranımı aydınlatmıştı.
Üzülmüş müydüm? Hayır, belki biraz evet. Bu yazın hayatımı değiştireceğinden emin olarak buraya sürüklenmiştim.
Hayatıma birbirinden ilginç dört çocuk katılmıştı. Dört yeni farklı karakter tanımıştım, hala da onları tanımaya çalışıyordum. Fakat anladığım en iyi şeylerden biri paranın zor kazanılan bir şey olduğuydu. Olaylara babamın gözünden hiç bakmamıştım. Benim gözümde o ve annem sadece birkaç toplantıya girer, başarılı olur ve para kendiliğinden gelirdi.
Aptal Gloria.
Bahçedeki dağınıklığı düşüncelerim eşliğinde toplayıp poşeti konteynıra atmak için ilerlediğimde yan eve gülüşerek giren iki kız da dikkatimi çekmiş ama onları umursamadan eve dönmüştüm. Kimselere yalandan gülücük dağıtacak ruh halimde değildim.
Karnım bana bir şeyler yemek istediğini belli etmek için guruldarken aksine ben hiçbir şey istemiyordum. İstediğim tek şey sanırım birazcık dertleşmekti. Luke ile, Mike ile, Ashton ile hatta Calum'la bile konuşmak istiyordum.
İlk tanıştığımızda onlara dediğim onca şeyden sonra bile bana oldukça olumlu yaklaşmış olmaları onların ne kadar iyi insanlar olduklarını oldukça görmemi sağlamıştı. Onlar gerçekti, bunu anlamıştım.
Saatin yediyi devirmek üzere olduğunu gördüğümde mutfağa girmeye karar verip saniyesinde bu fikrimden caymıştım. Yemek yapmayı bilmiyordum.
Yavaş adımlarla odaların kapısını açıp Luke'un kaldığı odayı bulmaya çalışırken Calum'un kaldığı odanın boş olduğunu görüp biraz işkillensem de hemen yanındaki odada Luke'u bulduğumda yanına yanaşıp hafifçe dürttüm onu.
Mavi gözleri yavaşça açılıp beni gördüğünde kaşlarının çatılmasıyla gülümseyerek ayılmasını bekledim.
"Günaydın Luke. Saat sekize geliyor ve bir şeyler yememiz gerektiğini düşündüğüm için seni uyandırmak istedim. Şeytanlık yapmaktan başka yeteneğim yok da." söylediğim şeyler onu güldürürken yerinde doğrulmuştu.
"Kendine öyle söyleme."
"Ama öyle." diyip devam ettim "Diğerlerini uyandırayım."
Brendon hariç hepsini uyandırıp mutfakta toplandığımızda Calum'un yokluğunu ilk fark eden Michael olmuştu.
"Calum nerede?"
Bütün çocukların gözü bana dönerken dudaklarımı büzüp ağzıma bir üzüm attım "Odasına gittiğimde yoktu, kavga falan etmedik."
"Calum bu erken uyanıp bir yere gitmiştir." diyen Ashton'a başımı sallayıp sandalyelerin birine otururken mutfağa adım atan tam anlamıyla dağılmış Brendon'ı gördüğümde yüzümü astım.
"Günaydın." yanıma yanaşıp saçlarımı öptüğünde onu kendimden itelememle ne olduğunu anlayamamışa benziyordu "Sırnaşma bana."
Tepkime çocuklar da şaşırmışa benziyorken bu konuda nettim. Lena ile arasında bir şey varsa bunu anlayışla karşılamamı bekleyemezdi.
"Sabah sabah ne bu tavırlar? Zaten başım çatlıyor." elini saçlarından geçirdiğinde onu umursamadım bile.
İşte gece kafamı meşgul eden bir diğer soru daha; Brendon'ı seviyor muydum?
"Konuş benimle Gloria." kolumu sarsarken Luke önümüze hazırladığı pankeklerden koyuyordu.
Brendon hala kolumu sallarken ayaklanıp mutfak kapısından onu bahçeye çekip cam kapıyı kapattım.
"Şu an seninle konuşmak istemiyorum o yüzden evimden git." kollarımı birbirine sarıp ayağımı sallamaya başlarken tam açamadığı gözleriyle dudağını ısırıyordu.
Bunu sinirlenince yaptığını biliyordum.
"Ne yani bu varoş arkadaşlarınla mı takılmayı istiyorsun? Onlardan birini mi seviyorsun?" gözleri cam kapıdan bizi izleyen çocuklara döndüğünde onlar gözlerini bizden kaçırıp yemeklerine geri dönmüşlerdi.
"Saçmalama." diyip içeri girmek için kapıyı açacağım sırada durup tekrar karşısına dikildim.
"Kafamda bir şeyleri netleştirmeden seninle konuşmak istemiyorum."
"İyi!" hızlı adımlarla uzaklaşırken gözden kaybolana kadar izledim onu. Kendini Lena'nın kollarına atmak için mükemmel bir zamandı.
Tamam belki de aralarında bir şey yoktu ve sadece kuruntu yapmıştım ama dün gece bunları düşünürken kafama dank eden bir şey vardı. Brendon'a güvenmiyordum. Bu yüzden ondan her şeyi beklemem normal geliyordu. Güven olmadan bir ilişki yürümezdi.
İçeri hiçbir şey olmamış gibi girip yemeğimi yerken kimse konuşmamış ardından da kalkıp önce üstlerini değiştirmeleri için onların evine uğramış sonra da kafeye geçmiştik.
Calum burada da değildi.
×
"Burası bugün neden bu kadar kalabalık?" yakınarak mutfağa girdiğimde endişeli bir şekilde volta atan Ashton karşılamıştı beni.
"Neler oluyor?" gözlerimi Ashton'dan çekip Luke ve Michael'a baktığımda beni cevaplayan insan Luke olmuştu.
"Telefonlarımı açmıyor."
"Kim, Calum mu?"
Michael başını sallayıp çatının kapısını açarken hepimiz peşinden çıkıp yerlerimize kurulmuştuk.
Endişelerini azaltmak için konuşmaya başladığımda aklıma gelen şeyle cümlem yarıda kesilmişti "Önemli bir şey olduğunu sanmıyorum en fazla Becky ile bera-"
Tam devam etmek için konuşmaya başladığımda merdivenlerden gelen sesle hepimizin bakışları oraya dönmüştü.
Calum ve kolunun altındaki Becky bize gülümseyerek bakarken alnımın ileride kırışacak olmasına emin olduğum kadar kaşlarımı çatmıştım.
"Yok artık!"
Becky'nin gözleri bana dönerken Calum'un sesiyle ikinci kez şok olmuştuk.
"Endişelendirdiysem üzgünüm. Dün gece onunlaydım ve biz barıştık çocuklar."
Annem sen neden bu kadar malsın yav
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sassy || Hood
Fanfic"Bu Calum, büyük ihtimal aramızdan en az onu seveceksin." Ashton bana bunları söylediğinde fazlaca yanılıyordu aslında. Çünkü ben zaman geçtikçe aralarından en çok onu sevdiğimi fark etmiştim. #calumhood 1 | 04.08.20 , 31.10.20 #lukehemmings 1 | 05...