"Biz niye siktiğimin verandasında oturmaktan başka bir şey yapmıyoruz?!" Ashton yakınarak ayağa kalktığında ona cevap veremeyecek kadar uykum vardı. Calum beni kucağına çekmiş çenesini kafama yaslamışken uyumamak için tek engelim Leah ve Cassandra'nın evinin balkonunda oturuyor olmamızdı.
"Burası balkon Ashton." Luke onu düzeltmeden duramazken Ashton omuz silkip yinelemişti "Oturmak dışında bir şey yapmıyoruz. Hem bugün şu iki aptalın ilişkilerinin bilmem kaçıncı günü değil mi? Niye kutlamak için bir yerlere kaçmıyoruz?"
Tüm gözler Calum ve bana çevrildikten sonra her şey çok hızlı gelişmişti. Calum beni diriltmek için yüzümü yıkamış, kızlar hazırlanmış, Mali yorgun olduğunu söyleyip eve gitmiş biz de kendimizi Ashton'ın arkadaşının mekanında bulmuştuk.
Yaşımdan dolayı içeri girmemde sorun olacağını düşünürken Ashton'ın sadece kapıdaki adamlara selam vermesi yeterli olmuştu. İçerisi gerçekten aydınlık ve hoştu. Kapalı bir mekan olmadığı için çok ferahtı ve o klasik gece kulüplerinden çok farklı bir şekilde ter ya da sigara kokmuyordu.
Şükürler olsun.
Kendimizi geniş bir locaya atıp Michael'ın sipariş vermesini beklerken ben de bakışlarımı etrafta gezdiriyordum. Bizim kafeye gelen birkaç kişiyi burada da görmüştüm.
"Beğenmemiş gibisin." Calum'un nefesini aniden kulağımda hissettiğimde istemsizce irkilmiştim.
"Ah hayır, sadece etrafı süzüyordum." boynumu öpüp kendi muhabbetlerine geri dönerlerken kafamı Cassandra'nın omzuna yaslamıştım. Kendimi sersem gibi hissediyordum ve bunun sebebi büyük ihtimal sabahın köründe Calum'un kapısına dayanmam olabilirdi.
"Şu kız Michael'a mı bakıyor?" Leah'nın sesiyle onun gösterdiği yere odaklanırken gördüğüm kişileri görmemiş olmayı dilemiştim.
Kimler olduğunu açıklamam gerekirse: Lena, Stephanie ve Cherl hemen birkaç adım ötemizde gülerek bizi izliyorlardı. Onlara sırıtıp orta parmağımı kaldırınca Cherl beni umursamadan Michael'ı süzmeye devam etmişti.
"O aptal, kafedede Mike'a yavşıyordu." önüme konan kokteylin pipetiyle oynuyorken konuştuğumda Leah'nın ayağa kalktığını görünce kaşlarımı çatmıştım.
"Leah, nereye gidiyorsun?"
"Tuvalete Michael, gelmek ister misin? Karşılıklı işeriz makyajını tazelerim falan." onu tersleyip hızla yürümeye başlarken etrafa bön bön bakan Cassandra'yı kaldırıp Leah'nın peşinden gitmiştik.
Boş olan tuvalete girdiğimizde Leah kabinlerin içinin dolu olup olmadığını kontrol ettikten sonra bana dönmüştü "Sen anlat bakayım bana şu olayı." gözlerinden ateş çıkarak bakarken ne yalan söyleyeyim ürkmüştüm. Onu daha önce böyle gördüğümü hatırlamıyordum.
Cassandra'nın konuşmasıyla alev saçan mavi gözler benden çevrildiğinde mutlu olmuştum "Ben niye buradayım çişim gelmemişti ki?"
Elimle yüzümü sıvazlayıp lavabo mermerine yaslanırken Leah sinirle soluyordu "Bir bardakla sarhoş olmuş olamazsın."
"Ben her zaman sarhoşum tatlım. Luke sağ olsun." göz kırpıp saçlarını savururken ben kıkırdamaya başlamıştım. Cassandra'nın kafasına sahip olsam Calum ile şu an beş çocuk yapmış olurduk sanırım.
"Gloria anlatsana artık!"
Leah'ya Cherl ve Stephanie olayını kısaca anlattıktan sonra o sakinleşince tuvaletten çıkıp eski yerimize geri dönmek için hareketlenirken ben kendime su almak için bara doğru gitmeye başlamıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sassy || Hood
Fanfiction"Bu Calum, büyük ihtimal aramızdan en az onu seveceksin." Ashton bana bunları söylediğinde fazlaca yanılıyordu aslında. Çünkü ben zaman geçtikçe aralarından en çok onu sevdiğimi fark etmiştim. #calumhood 1 | 04.08.20 , 31.10.20 #lukehemmings 1 | 05...